191 syf.
8/10 puan verdi
Nedir Bu Ehl-i Sünnet?
Muammer Esen'in doktora tezi olan "Ehl-i Sünnet Kavramın Oluşum ve Gelişim Süreci" başlığını taşıyan bu eser başlığının hakkını veren, bana göre başarılı bir kitap. Esen, çalışmasını giriş ve üç bölüm halinde düzenlemiş. Giriş bölümünde Hz. Peygamber sonrası dönemin siyasi olaylarını, Emevî - Haşimi çekişmesini konu ediniyor. Birinci
Ehl-i Sünnet
Ehl-i SünnetMuammer Esen · Ankara Okulu Yayınları · 200918 okunma
Yağmur Sonrası - Garib Çoban
Herkes âcizdir!.. Hükümdarlar, köle sahipleri, sultanlar, zenginler ve fakirler, hepsi Allâhʼın kaderinin esirleridir. Kalpleri Oʼnun elindedir. O (celle celâluhû), onların kalplerini istediği gibi çekip çevirir. Düşmez kalkmaz bir Allah'tır. Herkes düşer de kalkar da. Ne düştüğüne üzül, ne kalktığına sevin!.. Düştün ya, kalkabilirsin de, kalktın
Reklam
Ben büyük bir şehre giriyorum. Baktım ki, o şehirde büyük saraylar var. Bazı sarayların kapısına bakıyorum, gayet şenlik, parlak bir tiyatro gibi nazar-ı dikkati celbeder, herkesi eğlendirir bir cazibedarlık vardı. Dikkat ettim ki, o sarayın efendisi kapıya gelmiş, it ile oynuyor ve oynamasına yardım ediyor. Hanımlar, yabani gençlerle tatlı
Bir kısım gençler tarafından şimdiki aldatıcı ve cazibedar lehviyat ve hevesatın hücumları karşısında "Âhiretimizi ne suretle kurtaracağız" diye, Risale-i Nur'dan meded istediler. Ben de Risale-i Nur'un şahs-ı manevîsi namına onlara dedim ki: Kabir var, hiç kimse inkâr edemez. Herkes ister istemez oraya girecek. Ve oraya girmek için de üç tarzda üç yoldan başka yol yok. Birinci yol: O kabir, ehl-i iman için bu dünyadan daha güzel bir âlemin kapısıdır. İkinci yol: Âhireti tasdik eden, fakat sefahet ve dalalette gidenlere, bir haps-i ebedî ve bütün dostlarından bir tecrid içinde bir haps-i münferid, yalnız başına bir hapis kapısıdır. Öyle gördüğü ve itikad ettiği ve inandığı gibi hareket etmediği için öyle muamele görecek. Üçüncü yol: Âhirete inanmayan ehl-i inkâr ve dalalet için bir i'dam-ı ebedî kapısı... Yani hem kendisini, hem bütün sevdiklerini i'dam edecek bir darağacıdır. Öyle bildiği için, cezası olarak aynını görecek. Bu iki şık bedihîdir, delil istemiyor, göz ile görünür.
İlâhî minnet ve ihsanlar karşısında insanlar üç kısımdır: Birinci kısım avam tabakası olup, devamlı nimetleri görürler ve onunla sevinirler. O nimetleri ihsan ve hediye eden Allah Teâlâ'yı hatırlamazlar. ikinci kısım havas (seçkinler) tabakasıdır. İman ve İslâm nimetleriyle sevinirler ve nimetlerin Allah'ın bir lutfu olduğunu bilirler. ... Üçüncü kısım ise ehassü'l-havas (seçkinlerin seçkinleri) tabakasıdır. Bunlar ne birinci kısım gibi sadece nimetlerden istifade ile ne de ikinci kısım gibi nimetleri Allah'tan bilmekle sevinirler. Onların sevinci ve huzuru sadece Allah iledir. Gözleri ne nimetleri ne de Allah'tan başkasını görür. Onlar Allah'ı hatırlar ve O'nun dışındakilere iltifat ve itibar etmezler.
Sayfa 252 - Semerkand YayınlarıKitabı okudu
Birinci Meclis Şeriat İstiyordu ama İstemeyenler de Vardı
Mustafa Kemâl ile Osmanlı' nın tebaasını genel manada temsil etkinliğine sahip o günlerde Muhafaza-i Mukaddesat ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti arasında; rejim ve sistem mücadeleleri başlamıştı. Anlatıldığı gibi ve anlatılış tarzından şu an insanımız da algısının yapıldığı; alimler, ulemalar yan gelip yattı söyleminin aksine; daha 1919 yılında
Reklam
Cehcah-Kâhtani
Kahtani Cehcah ve Ahir Zaman Hadisleri - Ahir zamanda yani kıyametten önce meydana geleceği rivayet edilen hadislerle ilgili olarak sık sık seviyesizce yazılar yazılmaktadır. Hadis ilminden ve dini bilgilerden haberi olmayan şahıslar; saygı sınırını aşarak hadis-i şerifler hakkında olumsuz sözler sarf etmekten çekinmemektedir. Bir kısım
Gerçekte inandıkları ve bunu sözlü olarak dile getirdikleri hâlde bir kısım insan hayatlarına inançlarını yansıtamazlar. Bu durum ne gibi tehlikelere yol açar? İmanı yavaş yavaş yok eden tehlikeye dikkat! Din samimiyettir. Bu samimiyetin birinci önceliği Allah'a karşı samimi olmaktır. Allah'a karşı samimi olmak, kişinin Allah'a ve O'nun koyduğu
193 öğeden 121 ile 130 arasındakiler gösteriliyor.