Aile yapısı. Aile yapısının düşkünlüğe karşı zaferi. İnanıyordu buna babam. Aileyi al, içine biraz Tanrı ve Vatan karıştır, günde on saat çalışacağın işi de kat, işte buydu gerekli olan. Babama, ellerine, yüzüne, kaşlarına bakınca benimle hiçbir ilgisi olmadığını gördüm. Bir yabancıydı. Annemse yok gibiydi. Yabancıydım. Babama bakınca edepsiz bir
Kefr Kasım Katliamı
1956’da gerçekleşen Suez Savaşı’nın arifesinde Tuğge­neral Şadmi, Binbaşı Malinki’yi yanına çağırır ve ona, bağlı olduğu birliğe verilen görevleri bildirir. Hudut koru­malara verilen görevlerden bir tanesi de, Kefr Kasım ve civarındaki köylerde akşam saat beşten, sabah saat altıya kadar sokağa çıkma yasağını uygulamak ve insanların ev­lerinde
Sayfa 76 - Mahmud Derviş, Gazze İçin Sessizlik: Alışılagelmiş Hüznün Günlüğü, Özgür Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 2009, s: 76-81 (Yazılış Tarihi: 1973)Kitabı okudu
Reklam
Dedemin toprağına bağlılığı, aniden mülkünden ve kazancından mahrum bırakılan bi­rinin bağlılığına benzemiyordu. Ondan ziyade, sahibi ol­duğu toprak onun vatanına ne derece bağlı olduğunu gös­termekteydi. Kesilmiş bu bağın yeniden kanun önünde meşru kılınması, onun için tarihi ve vicdani bağdaşıklık demekti; bütün hasreti de bu bağdaşıklığı
Sayfa 22 - Mahmud Derviş, Gazze İçin Sessizlik: Alışılagelmiş Hüznün Günlüğü, Özgür Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 2009, s:22-24 (Yazılış Tarihi: 1973)Kitabı okudu
Böylesi ne baba, ne de insan değildir net! Zıkkım ye!
Ne olursa olsun, babam asla yemek yemeden yatmazdı. Bazen evde yiyecek hiçbir şey olmazdı; hepimiz yatağa boş midelerle girerdik. Ama babamın yemek yemediği hiç olmazdı. Annem onun yemeğini ocağın deliklerinden birinin dibinde gizlerdi. Babam tek başına tıkınırdı, biz de onu seyrederdik. Bir akşam elimi tabağa uzatacak oldum, elime sert bir şaplak indirdi.
Metis yayınlarıKitabı okudu
_Mustafa Kemal, bir Türk’tü; Türk olmaktan gurur duyuyor; “Türkiye Türklerindir” parolasıyla yaşıyordu. Ne Tanrı’dan, ne bir kişiden ne de kurumdan çekinmeyen, tam bir devrimciydi. Onun için resmi ya da kutsal olan hiçbir şey yoktu. Türkiye’yi Padişah’ın ehliyetsizliğinden ve despotizminden olduğu kadar, yabancıların pençelerinden kurtarmakla
"Raif, Raif. Hiç iyi yapmıyorsun... Müthiş bir can sıkıntısına ve melankoliye düşmemek için ne kadar gayret ettiğimi görüyorsun. Bırak, bu akşam olsun kendimizden ayrılalım. Farz et ki biz, biz değiliz. Burayı dolduran bir sürü insandan biriyiz. Zaten onların da bakalım hepsi göründükleri gibi mi? İstemiyorum. Kendimi herkesin akıllısı veya duygulusu yerine koymak istemiyorum. İç ve gül!.."
Sayfa 108
Reklam
759 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.