864 syf.
·
Puan vermedi
·
46 günde okudu
Kendimi sorguluyorum. İnsanlığımı sorguluyorum. Artık okuduğum travmalar, duyduğum hayatlar beni ağlatmıyor. Ağlayamadığım için kendimi sorguluyorum. Şöyle bir yorum görmüştüm bu kitabı okumadan önce; “ilk defa bir kitabı okurken ağladım.” Kötülüklerin varlığını öğrenilmiş bir çaresizlikle kabul etmekten mi yoksa reddetmekten mi bu bilmiyorum. Ama ben ağlayamadım. . Bir yandan da şöyle yazmıştı birisi; “Bu kitabı iyi ki okudum ile keşke okumasaydım arasındayım.” Hayır. Bu da benim duygum değil. Olay örgüsünden çok etkilenmiş birisi için bir yere kadar kabul edebilirim bu cümleyi ama edebi bir esermiş gibi bu kitaba söylenecek bir cümle asla değil.. Ya da bu kitap bahsedildiği kadar marjinal değil. . Evet, eline alınca bırakamıyorsun; bırakınca merak ediyorsun. …Bunun da cevabını buldum; insanoğlu en çok acılı hayatları merak ediyor. Bana çocukken okumamam söylenen Kemalettin Tuğcu kitaplarını hatırlatıyor. Acı. Bütün karakterlerin ayrı bir travması var ayrı bir acısı. Kitabın adı bile acılı. Adını geçtim kapağındaki resim bile acı çekiyor.. Ama neden? . Sağlam bir psikoloji gerekmiş bu kitabı okumak için, diyorlar. En katılmadığım da bu. ÇÜNKÜ Sen bunları okumasan da böyle hayatların, belki çok daha fazlasının var olduğunu bilerek inadına iyiliği umut ederek yaşamaya çalışmak gerektirir asıl sağlam psikoloji. . Beğenen herkese saygı duyuyorum ama üzgünüm, benim için olmadı.
Değersiz Bir Hayat
Değersiz Bir HayatHanya Yanagihara · Doğan Kitap · 20223,005 okunma
272 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
Genel olarak her kişisel gelişim kitaplarında gördüğümüz şeyleri burada da görüyoruz. Hayatı sevin, acılarla yüzleşin, asla pes etmeyin, bakın ben de böyle şeyler yaşadım ama güzel düşünerek atlattım vs vs… Sanırım bir tek ben kişisel gelişim kitaplarını sıkıcı buluyorum. Genel olarak çok pozitif birisi olarak ve zaten bunları genel olarak yapan birisi olarak her kitapta aynı şeyi okumaktansa belki aralarında farklı bir şey, bir farkındalık bulma umudu ile okuyorum, ama nafile.
Rahatlama Kitabı
Rahatlama KitabıMatt Haig · Domingo Yayınevi · 20222,463 okunma
Reklam
1062 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
41 günde okudu
Okumadan ölmeyin denilebilecek kitaplardan birisi. Anna karenina bir aşk romanı değil bence. İçerisinde kadın erkek ilişkisini enine boyuna tartan, insan ilişkilerindeki psikolojiyi derinlemesine analiz edip bunu muhteşem bir kurguyla harmanlanmış şekilde bizlere kendini okutan bir başyapıt. Hatta yetmiyor son bölümlerinde Tanrının varlığı ile ilgili , dinlerin ortak tanrısı ile ilgili felsefi bir yapı haline bürünüyor. Kitabın ana karakteri her ne kadar Anna Karenina olsada Benim favori karakterim tabi ki KONSTANTİN LEVİN oldu.
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201939,9bin okunma
592 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Felsefe ve Edebiyatın en güzel birleşimi: Sofie'nin Dünyası
İnceleme yazmakta en çok zorlanacağım kitaplardan birisi bu olacak sanırım. Vira Bismillah... İnanılmaz bir kurgu... Yazar inanılmaz bir deha olmalı. Bu kadar kapasiteli bir kitap daha önce hiç görmedim dersem yanılmam sanırım. İçerikten ufacık bahsedeyim: 15 yaşına girmek üzere olan başkahramanlarımızdan birisi Sofie posta kutusunda "Kimsin sen?" bir mektup buluyor. Ve bu mektubun ardından neredeyse her gün bir sürü mektup geliyor. Bu mektuplarla Sofie'ye uzaktan eğitimle felsefe kursu veriliyor aslında. Bizlerde bu mektuplar aracılığıyla "Felsefe 101" dersi yapıyoruz bir nevi. Ayrıca mektuplarda felsefe 15 yaşındaki bir kıza anlatıldığı için hem berrak, anlaşılır hem de akıcı bir üslupla yazılıyor. Bu da 600 sayfa dahi olsa kitabı okunur yapıyor. Bu mektuplar ciddi okumalar yapılarak hatmedilirse gerçekten Felsefe 101 yapmış olursunuz diyebilirim. Zaten her yerin altını çizerek ve notlar alarak okuduğum kitaplardan birisi oldu. Fakat beni asıl hayran bırakan yanı ise bu felsefeye bağlı ilerleyen ön planın arkasına kurulmuş kurgu oldu. Burada açıklamayacağım kitabı okumanız için. İnanılmaz bir kurgu dönüyor arkada ve felsefe mektuplarındaki sorgulama göndermelri kadar kurguda da göndermeler bulunuyor. Kurgu Sofie'nin bir rüya olsuğunu bile öne sürüyor bir yerinde. Tabii uyanınca biten romanlardan değil, öyle bir yanlış anlaşıma olmasın. Sadece felsefi bir sorgulama örneği olsun diye ufak bir spoi verdim diyelim. Bir ay gibi bir sürede okumuş olsam da kesinlikle değdi. Kesinlikle tavsiye ederim. (Felsefeye biraz ilgi duymanız lazım sizin de sevebilmeniz için.) İyi uykular, iyi geceler dilerim.
Sofie'nin Dünyası
Sofie'nin DünyasıJostein Gaarder · Pan Yayıncılık · 202037bin okunma
517 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ah Martin...
Martin Eden... İşçi sınıfına ait ama sınıf değiştirmek isteyen bir genç. —Spoiler İçerir— Kitap Jack London'ın yarı otobiyografik eseridir. Denizci ve avare olarak yaşayan martinin birgün ruht adlı bir kıza aşık olmasıyla başlıyor. Aşkı uğruna tüm hayatını değiştiriyor ve Martini trajik sona götüren de bu ruht'a duyduğu masum aşkıydı. Martin sırf ruht'a layık olabilmek için sınıf değiştirip burjuva sınıfına geçmek için çok çalışıp yazar olmaya çalışıyor bu süreçte çok zor günler geçirip çok hor görülür herkes tarafından ama onu yıkan asıl ruht'un da bunlardan birisi olması. Sonunda Martin burjuva sınıfının en üst basamaklarına çıkıyor ama insanın aslında ne kadar değersiz ve kişiliğe değilde paraya, mevkiye göre yargılandıklarını gördükçe her şeyden kopuyor ve bu onu sona götürüyor. Burada Martin'in en büyük hatası bence hedefini araç olarak değilde amaç olarak görmesi maalesef hedeflerimiz amaçlarımıza dönüştüğünde onu elde ettikten sonra büyük bir boşluk hissi bizi kucaklıyor. Devamında ise depresyon ya da daha ilerisi Martin Edenin hazin sonu olabiliyor.. Kesinlikle böyle bitmesini istemediğim bir kitaptı Martini çok içselleştirmiştim bence herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir kitap kesinlikle okunmasını tavsiye ederim.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202392,8bin okunma
479 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Ey evlat! Önce kendi nefsine öğüt ver, kendi nefsim düzelt. Sonra da başkalarına öğüt ver, başkalarını düzeltmeye çalış. Sana önce kendi nefsinin özelliklerini, kendi nefsinin ne durumda olduğunu bilmen lazım. Kendinde ıslaha muhtaç bir hal var oldukça başkalarını düzeltmeye, başkalarına öğüt vermeye kalkışma. Eğer kendinde ıslaha muhtaç bir hal bulunduğu halde bunu bırakır da başkasının ıslahına kalkışırsan yazık sana! Başkalarını nasıl ve hangi hallerde kurtarabileceğini bilirsin. Sen kendin kör isen, bir başkasının elinden tutup nasıl bir yere götürebilirsin? Gözleri görmeyen birisinin bir başkasının elinden tutup bir yere götürmesi mümkün olmadığı gibi, kendi nefsini ıslah etmemiş birisinin de başkalarını irşat edip Allah'a götürmesi mümkün değildir. Ancak kendi gözleri gören kişi başkalarını bir yerden bir yere götürebilir. Denize düşen ve yüzme bilmeyen birisini ancak mahir yüzücü olan birisi kurtarabilir. Aynen bunun gibi, Allah'a insanları ancak Onu tanıyan birisi götürebilir. Allah'ı tanımayan kişiye gelince, Ona giden yolda bu kişi insanlara nasıl rehberlik edebilir ki? Sana Allah'ın tasarrufundan bahsetme ihtiyacını duymuyorum. Sen Onu seversin, amellerini sırf Onun rızası için yaparsın. Asla Ondan başkası için yapmazsın. Ondan korkarsın, Ondan başkasından asla korkmazsın.
İlahi Armağan
İlahi ArmağanAbdülkadir Geylani · Bedir Yayınları · 2011136 okunma
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.