Aşk eski bir yalan, Adem'le Havva'dan kalan
Paylaşımlara bakılırsa, bu uygulamada birkaç kişi hariç, herkes aşk acısı çekiyor galiba.
19. yüzyılda Osmanlı'nin içine düştüğü durumu bir ingiliz tüccar söyle ifade ediyordu: "Osman Devleti, adeta memleketin zararı Pahasına üç beş tefeci ve zenginleşen birkaç Paşanın çıkarlarını korumak için varlığını sürdüren bir devlet konumuna gelmiştir."
Reklam
Ego Analitik Psikoloji Kuramı
Anna Freud, Sigmund ve Martha Freud'un 6 çocuğunun en küçüğü olarak Viyana'da 1805 yılında dünyaya geldi. Belirsiz bir sebeple Martha, diğer çocuklarında yaptığı gibi Anna'yı emzirmemeye karar verdi ve Anna'nın doğumundan kısa süre sonra birkaç ay süren tatile çıktı. Annesinin bu davranışlarının ardındaki sebulunabilse de, Anna ile annesinin asla yakın bir ilişkiye girmediği açıktır.
Sayfa 234 - Nobel YayınlarıKitabı okuyor
Ne Olur Dur
Ben ki; zihninde birbirine bağlı olmayan sinir uçlarını birleştiren düşüncelere, iç dünyamı aydınlatanlara ram olanım. Bu haslet insanın özünü ihtiva eden nefes gibi defaten gerçekleşen bir hakikatin naçizane kelimelerle dışa vurumu! Beni yazmaya sevk eden şey artık en büyük korkum. Kendini cüretkar addeden birinin iddia ettiği şey ile sınanmadığı görülmüş mü? Sınanır mı cüretkar olan biteviye! Üzerine gitmem gereken korkunun içinde artık katiyen bir felah mümkün! Yüreğime kulak verebilmek cesareti onca cendereden sonra nasıl mümkün? Bir pişmanlık mı? Bir aralık, birkaç saniye belki, geçip gitti itirafıysa ya ömür? Onca çer çöp, küfür, gürültü, yergi ve horluğun arasında bir ışık huzmesine benziyor inancın adı; umut! Ya onca sorgu? Anlaşılmaz bir yangındı yaşam! Ahire dair; azap, acı, ızdırap ve hikmetinden sual olunmaz ile bitiyor gün!
Net !
Yukarıya kadar tırmanıp cesurca son adımı atarken birdenbire yanlış yola girdiğini düşünüp korkuya kapılmak, ileriye doğru birkaç kolay adımı atacak gücü kaybetmek kadar korkunç bir şey yoktur hayatta.
236 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş Bilinmeyen bir zaman. Bilinmeyen bir mekan. Bilinmeyen bir ülke. Karakterlerin kişilerden değil, kurumlardan oluştuğu biraz ezoterik, biraz ütopik bir roman.
Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş
Ölüm Bir Varmış Bir YokmuşJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202011,7bin okunma
Reklam
Birkaç şar daha çalışacak ve sonra eve doğru yola koyulacaksınız!
Tanrı, ebedi hayatlarından birkaç tanesini, aynı çabayla insanı mutlu kılabileceği yerde mutsuzluğa mahkûm bıraktığı için kendini affetmeye çalışmakla geçirirdi.
360 syf.
5/10 puan verdi
·
3 günde okudu
"Güvenli kelimeniz terebentin. Bunu söylerseniz bu iş hemen biter. Tasmayı çıkarırsınız, uzaklaşırsınız ve bir daha geri dönmezsiniz." Bunun 'Grinin 50 Tonu'ndan ÖNCE yazıldığını belirtmek muhtemelen anlamsız ve bu nedenle insanların benzerlikler hakkında sızlanmayı bırakıp bir an düşünmeleri gerekir: Bu yazar sizin değerli 'Grinin 50 Tonu'nuzu çalmadı. Bunun yerine öncelikle başka bir şeye odaklanmak istiyorum: Neden herkes hayran kurgu yazarlarının yayınlanmasından sızlanıyor? Birisi sizi kitaplarını almaya mı zorluyor? Biri seni bunları okumaya mı zorluyor? Hayır. Ve hayır. Peki ne oldu? Bu yazarlar aynı zamanda hikayelerini yazmak için de çalıştılar, insanların çalışmalarını yayınlamasına karşı değilim. Görünüşe göre bunun için bir pazar var, yoksa yayınlanmazlardı. Hayran kurguları ve romanların tamamen farklı iki şey olduğunu iddia etmeyeceğim ama neden, ah neden, başkalarının okumak istediği bir şey için yazarı suçlayalım? Kusura bakmayın, kendimi tutamadım, sinirlerimi bozuyor. Kitaba gelecek olursak hikayeyi beğendim. Çok fazla düzenlenmediğini veya en azından bana öyle geldiğini biliyorum. Biraz Wattpad kitabı gibiydi ve çoğu olay ayrıntılı anlatılmayıp kısa bir cümleyle atlanmıştı. Abigail King adlı bir kızın bir Dom olan Nathaniel West'e itaat etmesini konu alan bir kitap. Abigail ile onun için uygun bir yardımcı olup olmadığını tartışmak üzere buluşmasıyla başlıyor. BDSM kısmı "standart"tı ve sert bir şey değildi ve muhtemelen erotik okuyucuların çoğunu korkutmayacak. Kesinlikle okuduğum en iyi kitaplardan biri değildi ama ilgimi çekti ve birkaç saat içinde okudum.
İtaatkar
İtaatkarTara Sue Me (Tara Thomas) (Cat Waters) · Pegasus Yayınları · 2016244 okunma
672 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Beklentimin çok üstünde
Kitapla ilgili çok konuşulacak bir şey yok aslında. Genel olarak beğenildiği için beklentim yüksekti, sonuç beklentimin de üzerindeydi. Birkaç gün içinde okudum ve bitti. Yeni kitabı yakın bir zamanda çıkacağı için o kadar mutluyum ki, bu yılki şansımı bu kitabı geç okuyarak kullanmamışımdır inşallah :D
Dördüncü Kanat
Dördüncü KanatRebecca Yarros · Olimpos Yayınları · 20232,092 okunma
Reklam
Martin Luther
Almanya’da endüljans satımı Mainz eyaletinin genç başpiskoposu Albrekt’e bırakıldı. Albrekt Papa’dan, denetimi altına üç piskoposluk almış ve bu yüzden yıllarca süren borçlara girmişti. Ama Papa’ya para gerekiyordu! Başpiskopos sattığı endüljanslardan gelen paranın yarısını kendine alabiliyor, böylece de borçlarını ödeyebiliyordu. Bu yüzden
Bu nedenle, genç gazetecinin sözlerine kanmış göründü. Onun, sevinçle, düşüncelerini kabul ettirmesine göz yumdu. Daha çok genç, Olric. Duygu ve düşüncelerinin etkisini görmeye ihtiyacı var. Ona yardım etmeliyiz. Onu kırmamalıyız. Birkaç saat içinde bir insanın düşüncelerini değiştirebildiğini görmek ona gurur verecektir: kendi düşüncelerini değerlendirmesini kolaylaştıracaktır. Bizi de daha çok sevecektir. Kendisini ispat etmesine fırsat verelim. Ya büyüyünce uslanmaz bir eleştirmeci olursa, efendimiz? Buna engel olmaya zaten gücümüz yetmez, Olric. Onu biz bozmayalım. Bırakalım anlatsın, döksün içindekileri. Ona, ayıklama imkânı verelim. Birçok gerçeği kabul ettiğimiz gibi, onun gerçeğini de kabul edelim. Heyecanlarının körleşmesine yol açmayalım. Bizim gibi sabaha kadar düşünecek değil ya; birazdan uykuya dalar.
Sayfa 271 - İletişim Sinan Yayınları Dördüncü Bölüm
An - Zaman
Kahvenin kokusu kadar kısa mı hayat. Ya hatrı sayılır ömür biçtikleri kırk yıl. Sahi kırk yıl geçti mi ömrümüzden. Bazen öyle anlar olur ki nice kırk yıl geçer birkaç saatte. Yine de zaman uzun ve soluksuz akıyor. En güzel anlat anı yaşarken çıkıyor tadı. Bir kitabın akışıyla sürerken zaman, kahvenin enfes kokusu durduruyor zamanı: tam da bu anda ve süzülen hoş akışla. Bir daha gelmeyecek bu an. Kapa gözlerini ve zamanın senin içinden akıp gectiği an`ı yakala.
Akasya Kokusu
Yolda adımlarımı dikkatlice atarken, hafif rüzgarla taşınan akasya ağaçlarının beni karşılayan huzur verici kokusunu derin bir nefesle içime çektim. Ağaçların altında kendime bir mola verip sigaramı yaktım. İçimde biriken duyguları dumanla birlikte gökyüzüne bırakırken, gözlerim ağacın dallarında dans eden yapraklara takıldı. İstemsizce uzandığım yerden birkaç çiçeği koparıp avucumun içine aldım. Parmaklarımın arasında hissettiğim o yumuşak dokunuş, içimi derinden titreten bir duyguyu uyandırdı. Bir çiçeğin kokusu, sigaranın dumanıyla karışarak ciğerlerimi doldurduğunda, kalbimin derinliklerinde bir sancıyla karşılaştım. Acaba bu sancı, bu kadar basit bir çiçeğin kokusundan mı kaynaklanıyordu? Dudaklarımdan dökülen dumanın ardında yatan düşünceler, beni geçmişe sürükleyip kırık kalbimin derinliklerine doğru yolculuğa çıkardı. Belki de bu çiçekler, bir zamanlar açtıkları yerdeki yarayı hatırlatıyordu bana. Ve belki de bu sancılar, geçmişin izlerini hala taşıyan bir kalbin sessiz çığlıklarıydı. O an aldığım karar netti: Bu çiçekleri kırık kalpler müzesine bağışlamalıydım. Fakat basit akasya çiceği görene bu sızıyı nasıl anlatacaktı?
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.