Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"...insanın hayalinden geçirebileceği en korkunç gerçek karşısında, ölümün biyolojik gerçeği karşısında, en güzel "kahramanlık yaftası"nın bile ne değeri olabilir? Nabzın atması durur, bacaklar katılaşmaya başlar, kesilen bir otomobil lastiğinden kaçarcasına kaçar hava büzülmüş nefes borusundan, yüz bir kuş yüzünü andırır ve birkaç dakika içinde, o zeki, parlak, duyabilen yaratık, gök, cennet ve cehennemin barındırdığı varlık, bütün fizik ötesi üretimi ile, göğe doğru kokuşan bir insan leşine dönüşür. "Ölüm diye bir şey yoktur. Ölenler yaşamayı sürdürürler yine" diye yazmaya koyulur ertesi sabah yazıcı eşekler, hıçkıran bülbüllerle dolu bir göğün hafif ilkbahar rüzgarının tentesi altında..."
Sayfa 167Kitabı okudu
"...Dibek sokaktaki kâffeler yine oranın müdavim müşterisi olan kişilerle dolar boşalırdı. Beş dakika olsun uğramadan edemezlerdi. Sanki buluşma, görüşme noktasıydı. Konular eskilerden açılır; üzüntülerden, iz bırakan olaylardan, coşkulardan ve gelecekten konuşulur. Kaffenin önünden gelen giden, düşünceli olan olmayan, dalgın giden, gitmeyen gözler bir tanıdık arar, mutlaka bulur; selamlaşıp, birkaç dakika oturulur sohbet edilir. İşte bu kâffelerden birisi de sokak arasında mütevazı küçük, şirin; fazla gösterişi olmayan Sürpriz Kâffedir. Yaz aylarında sokağa konulmuş, karşılıklı olarak yan yana duran iç içe girmiş küçük masalarda sohbetler edilir, günün yorgunluğu çıkartılırdı...."
Sayfa 133 - "Rüzgarların Dövdüğü Kent
Reklam
Son gördüğüm halüsinasyon da, kantinden aldığım ve epeydir açık zeytinleri yedikten sonra olmuştu. Deneme yapmaya karar verdim ve buzdolabını açıp, plastik ambalajı içindeki zeytinlere uzanıyordum ki, açık kısmının bir bölümünde matlaşmış olmalarına mukabil, diğer kısımda zeytinlerin yağ dökülmüş gibi ve pırıl pırıl olduklarını gördüm. Evet; yine ben yokken koğuşa girmişlerdi. Bir parça ekmekle 5-6 zeytin tanesini ağzıma attım; ve yutmamdan, 5-6 metre ötedeki bahçe kapısına gidene kadar, tesiri hissettim. Bahçeye çıkmaksızın bir sigara yaktım ve o ânda karşı duvarda, açık arabalara binmiş geçen silâhlı askerleri silüet hâlinde gördüm. Sonra, deforme insan suratları falan filân. Duvarda, başkasının alelâde olarak göreceği tabiî veya kasden atılmış çizgilere, hayâlim kolayından suret giydiriyordu; ama benim irade ve isteğimle değil. Şuurlu bir şekilde, etkilenmeden öyle seyrettim. Birkaç dakika sürdü. Bahçeye adım atmıştım ki, şöyle bir durum: Yarı belinize kadar denize girdiğinizi düşünün. Dalganın gelişi ve çekilişi boyunca, siz de ritmik bir şekilde öne arkaya salıncaklanıyorsunuz. Gözünüzü yumun. Gözünüz yumulu da olsa, denizde olduğunuzu yaşıyorsunuz ve tahayyülden fazla, denizi görüyorsunuz. Şu ânda oturduğunuz yerde gözünüzü yumun; çevreden sizde ne var? İşte öyle. Fakat benim anlatmak istediğim, bu hâlden fazla ve şuur kaybı olmadığı için gerçekten eksik bir görüş. Evet; bahçeye adımımı atar atmaz, dalgalı bir suya girdim. Suyun geliş gidiş ritmi içinde, bir-iki adım öne, bir-iki adım geriye, salınıyorum. Burası, bahçe olduğunu bildiğim için havuz diyorum, ama yaşadığım, deniz…
Savaşta ahlak yoktur dediler. Ama yamyamlar asla bir günde yiyebileceklerinden fazlasını öldürmezler. Sizin savaşlarınızda, birkaç dakika içinde binlerce kişi ölüyor. Belki de sizin komutanlarınıza savaşın beş dakika sürmesi için anlaşmaları konusunda bir öneride bulunmak yerinde olur. Böylece tüm ana babalar savaş alanına gelirler, çocuklarından geri kalan parçaları alır, eve götürüp gömerler. Ondan sonra bir beş dakika daha savaşıp savaşmamak söz konusu olursa, eminim savaşlar biter. Baştan aşağı anlamsız olan bir olaydan anlam çıkarmak çok güç.
Sayfa 111Kitabı okudu
448 syf.
7/10 puan verdi
Şu an içim kıpır kıpır yazıyorum, yeni bitirdim kitabı. Nur'un birçok kez ''Bu kitap tam senlik.'' demesiyle koşarak gidip aldım. Erken Rüya Zamanlar. Hiçbir şekilde adını manalı bir tarafa konduramamış olsam da kitabı okudukça bir derinlik kazandı. Şimdi kitaba sınavdan sonra aldım ve okumaya başladım. İlk Nur'u bekleyecektim ama bekleyemeden bir baktım ellilerdeyim, sonra duramadım. Dili o kadar akıcı ve şiirsel ki. Bazı cümlelerde kaybolup gittim. Betimlemeleri ve duygulara aşık bir kız olarak kitabı kütüphanemin en güzel köşesine koyacağımdan eminim. Genellikle bu tür kitaplar okumuyorum ama bu betimlemeler ve açıklamalar beni sürükledi. Kurgu bakımından aslında çokta uzak olmadığımız bir hayat var ama bir o kadar da içine düştüğümüz duygu seli. İnsan bazen inada tutulup aşkını aramaktan korkuyor, susuyor, o acıyla yaşıyor da yaklaşmıyor tekrardan kalben buluşmaya. Bu insanlar aramızda çokta uzakta değiller. Gündelik hayatımızda karşılacağımız bu tür insanları şiirsel bir dille sıcacık sunan Fatma Erdek'e teşekkürler. Kitapta birkaç kısım var ki altını çizmeye kıyamadım. Son zamanlarda çizmeye başladım ama kıyamıyorum. Nehir ve Eser. Bu iki karakterin gelgitleri içime oturdu. İki dakika başında ayrılamadım, bu öğlen aldığım bu kitabı akşama bitirmek ise benim için bir zevk oldu. Bu güzel duygularla yüklü aşkı okumanızı tavsiye ederim. :)
Erken Rüya Zamanlar
Erken Rüya ZamanlarFatma Erdek · Ephesus Yayınları · 2014252 okunma
Uzay
Iapetus’un Gözü ufak bir toz zerresinden kurtulmak istiyormuş gibi açılıp kapandı. David Bowman dokuz yüz milyon mil uzaklıkta ve doksan dakika gelecekte bekleyen Görev Kontrol’dekilerin asla unutamayacakları son birkaç kelime söyleyebildi ancak... “Bu şey boş... Sonsuza dek sürüyor ve... Aaa, Aman Tanrım, bu yıldızlarla dolu!”
Sayfa 143Kitabı okudu
Reklam
Günümün Kitabı: 1000kitap.com/kitap/Hece-Hece... Bugün akşam işlerimi bitirince kampüste 'Yeşil Vadi' denilen göl kenarına indim. Süt Kardeşler'deki Yeşil Vadi değil yanlış anlamayın :) Biraz yürüdüm,güzel bir yere oturup kitabımı çıkardım.Ve yaklaşık 10 dakika kadar okumaya başladım.Hava da tam kıvamında,çiftler el ele göz göze..Kitabımı okurken burada yaptığım şeyler falan aklıma geldi.Sonrasında ise -nerden aklıma geldiğini hatırlayamadım- Çiğdem hanım geldi.Dedim ''Bir arayayım şunu,halini hatrını sorayım.'' diye. Birkaç dakikacık konuşuruz diye düşünüyordum.Düşünmez olaydım.Karşımda nasıl ''Şapşik'' bir kız çıktı anlatamam :) En az yarım saat telefonda sohbet ettik.Bana çıkardığı bu şiir kitabından ve yazmaktaki yeteneklerinden bahsetti.Epey konuştuk..ve şunu anladım ki..''Daha konuşacağımız çok şey var.''
Çiğdem Horat
Çiğdem Horat
sevgili yazarımıza buradan ve buradan (
Çiğdem Özdemir
Çiğdem Özdemir
) ulaşabilirsiniz. :) DN: Takma adını şimdi görüyorum. ''cito'' yapmış ya.Hakikaten şapşik bu kız :)
“Ne çok istek. Ne çok özlem. Ve ne çok acı, yüzeye ne kadar yakın, yalnızca birkaç dakika derinde. Yazgı acısı. Varoluş acısı. Hep orada olan, yaşam zarının hemen altında sürekli uğuldayan acı. Ulaşılması böylesine kolay olan acı. Pek çok şey basit bir grup alıştırması, birkaç dakikalık derin düşünce, bir sanat yapıtı, bir vaaz, kişisel bir kriz, bir kayıp bize en derindeki isteklerimizin hiçbir zaman gerçekleşemeyeceğini anımsatır: Genç kalmak, yaşlanmayı durdurmak, yitirdiğimiz insanların dönmesi, ebedi aşkı bulmak, himaye edilmek, anlam ve önem kazanmak, ölümsüzlüğe kavuşmak.”
Okumanızı Tavsiye Ederim. BARDAĞI YERE BIRAK... Profesör, elinde, içi dolu bir bardak tutarak dersine başladı. “Bu bardağın ağırlığı sizce ne kadardır?” diye sordu. Öğrenciler, ’50gr!’ …. ’100gr!’ …. ’125gr’ cevabını verdiler. “Bardağı tartmadıkça gerçekten ben de bilemem” dedi profesör ve devam etti:“ Ama, benim sorum şu: Bu bardağı böyle birkaç
136 syf.
10/10 puan verdi
Geride Kalanların Hikâyesi
Samançının Colu, eserin orijinal ismidir. Yine gerçek bir öyküye dayanır. Ciyde köyünü de içine alan kolhozda, ismi gerçekten Tolgonay olan bir kadın vardır ve bu kadın eşi ve çocuklarını cepheye göndermiştir. Cengiz Aytmatov, küçükken ailesiyle birlikte Tolgonay Ana’nın evinde misafir olmuştur. Bu arada Tolgonay, bizdeki Dolunay, Tolunay
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261,1bin okunma
Reklam
Zaman makinesi olsaydı ve kendi gençliğime, mesela 17 yaşıma, dönseydim, kendime şunları söylerdim; papatyakokulummm: “En önemli şey aşk. Onu doya doya yaşa bu bir. Ne yapmayı sevdiğini bul. ve sonra o sevdiğin şeyi yapabiliyor musun ona bak. Yapamıyorsan, boşuna enerjini tüketme, yapabilenler yapsın. Yapıyorsan, dünyanın en şanslı insanlarından
348 syf.
8/10 puan verdi
Bir insanın bütün hayatının değişmesi sadece birkaç dakika sürebiliyor. Bir insanın hayatta başına gelebilecek en kötü şeyleri düşünün, sonra tüm bunları okumayı kaldırabilir misiniz diye düşünün, eğer kendinize güveniyorsanız bu kitabı okumanızı tavsiye ederim... Kitabı okurken sadece bir sorunun cevabını arıyorsunuz, "Neden?" Sürükleyici bir kitap ama keşke kitabın orjinal adı kullanılsaymış diye düşündüm: "Hala kayıp"
Obsesif
ObsesifChevy Stevens · Koridor Yayıncılık · 20151,496 okunma
"Bu bizim başımıza geldi, çünkü geçen hafta Jesse’yi azarladım, dün de, birkaç dakika önce de. Bu bizim başımıza geldi, çünkü Kate’e markette istediği M&M’lerden almadım. Bu bizim başımıza geldi, çünkü bir saniyeliğine de olsa, hiç çocuğum olmasaydı hayatım nasıl olurdu diye düşündüm. Bu bizim başımıza geldi, çünkü sahip olduklarımın kıymetini anlamadım... "
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.