Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Şiirler beni tam doyurmadı ama güzel dizeler var. Tavsiye ederim. En çok etkilendiğim satır:
"Kimsesiz çocukları düşlerinden vururlar." Filistin ve Doğu Türkistan geliyor aklıma :( Rabbim en kısa zamanda bu zalimlerin zulümlerini bitirmeyi nasip etsin...
KARACAOĞLAN'DA İNSAN VE DOĞA SEVGİSİ
Türkmen boylarında Karacoğlan, Dadaloğlu, Yunus’tan ezberinde birkaç dize olmayan çok az olurdu.
Sohbetin sonu da genellikle bu ozanların dörtlükleri ile biterdi ve benim çocukluğum da işte böyle bir Türkmen boyunda geçti.
Bir gün dayım lime lime olmuş bir Karacaoğlan kitabı verdiğinde galiba “o yaşlı gocaların tekrarlayıp durduğu manileri mi
birkaç deli güvercin olurken sonunda dün
biter yolculuk; kalır ardımızda resimler
ne yüzler, ne mehtaba yazdığımız isimler
kendi sesimiz bile yabancı kendimize
hüzün de yakışmadı fâni dünyada bize
gün olur "bir rüyaymış; işte uyandık" deriz
mühür son kez vurulur alnımıza; gideriz
Siyah belki aldatır içindeki beyazı
Talihin aynaları kırıyorsa, hüzündür
Sen yine anlamadın ne baharı, ne yazı
Beni cehennem kılan o esrarlı yüzündür
Sen küçük bir lalesin; avuçlarında nergis
Ben acının zehrine su katan hummalı dev
Gözlerinde isyanı damıtıyor kan ve sis
Gözlerimi yakıyor bu karayel, bu alev
Sen uzak bir nehirsin denizlere yabancı
Ben ruhumun çölüne göklerden su taşırım
Senin kalbinde kahra gülümseyen bir sancı
Ben kalbimi dağların derdiyle paylaşırım
Bilmem neyi aradım bir ömür kışlarında
Binbir gece yürüdüm hangi muamma için
Zümrüd-ü anka uçar senin bakışlarında
Benim rüyalarımda birkaç deli güvercin
youtu.be/T7SObX_Oh6k?si=...
10/10 puan verdi
·
Beğendi
SEVGİ, DOĞA DİL VE KARACOĞLAN ÜZERİNE BİR İNCELEME
Türkmen boylarında Karacoğlan, Dadaloğlu, Yunus’tan ezberinde birkaç dize olmayan çok az olurdu.
Sohbetin sonu da genellikle bu ozanların dörtlükleri ile biterdi ve benim çocukluğum da işte böyle bir Türkmen boyunda geçti.
Bir gün dayım lime lime olmuş bir Karacaoğlan kitabı verdiğinde galiba “o yaşlı gocaların tekrarlayıp durduğu manileri mi
Tamamını aldığıma pişman olduğum serinin o ilk kitabı: Yılan ve Güvercin.
Fantastik kitaplara bayılırım, ayrıntılarıyla yazılmış kurtlara, perilere, cadılara, büyücülere hayran olmuşumdur şu zamana kadar ama bu kitap hiçbir şekilde fantastik açıdan bir doygunluk yaratmadı bende. Lou ve Reid dışındaki tüm karakterlerin silik bir şekilde anlatılması, başta enemies to lovers olacak şekilde giderken çok kısa bir sürede iki karakterin bir anda birbirine aşık olması...tamamen kafamda sorular bırakan ve ben ne okuyorum dedirten eksik bir kitaptı benim fikrimce. Olay örgüsüne gelirsek, ne ara ne oldu ben ne kaçırdım acaba diye düşünüp durduğumdan kitaptan zerre keyif almadım, normalde enemies to lovers konulu kitapları çok severim ama bu kesinlikle böyle bir kitap değildi. Daha hayatları hakkında bile ufacık bir bilgiye bile sahip değilken, zorla evlendirilmişken (?) yaklaşık birkaç haftada deli divane aşık oldu Lou ve Reid, o yüzden hiçbir şekilde nasıl ve neden birbirlerine aşık olduklarını asla çözemedim. Kurguda da oldukça eksik vardı, özellikle sonuna geldiğimde ne olduğunu ya da ileride ne olacağını asla kestiremedim. O yüzden çok büyük beklentilerle aldığım bu kitabı çok büyük bir hayal kırıklığıyla bitirdim. Serinin devamını okuyacağımı sanmıyorum.
