"Yolun sonuna gelmiş gibi hissediyorum. Aldığım nefesten, yediğim yemekten, çektiğim dumandan, öptüğüm dudaktan... Hiçbirinden ziyadesiyle keyif almıyorum. Kabullendim artık bu durumu. Buna bir nokta koymanın zamanının geldiğini biliyorum. Artık ne acı çekmek ne de acı çektirmek istiyorum. Ruhum çoktan öldü benim. Kimseye yalandan gülmek istemiyorum. Çok uğraştım, başaramadım. Daha da atacak ne adımım kaldı ne de hevesim kaldı. Hayat her şeye rağmen yaşamaya, gülmeye değmez. Uçurumun kenarındaysanız benim gibi çokta çabalamanın bir anlamı yok. Belki de düşmek hoşuma gidecektir. Pişmanlığım, öfkem, kızgınlığım yok. Her gece kendime söz vermekten sıkıldım. Son kullanma tarihim çoktan geçti benim. Bozuldum, çürüdüm. Bundan sonrası zehirler zarar verir. Keşkelerle yaşadığım bu yalan dünyadan artık gitmek vakti geldi. Sevemediğim bu hayata daha fazla alışmak istemiyorum. Gitmeden birkaç satır içimden yazmak geldi. Yazdıklarımı okurken "bunun psikolojisi bozuk, kafayı yemiş bu" demeyin, lütfen.. Gayet aklı başında oturulup düşünülmüş bir yazı bu..
Ben hayatında olduğum için mutlu olan, benim için endişelenen, merak eden, özleyen, belki de beni seven kim varsa hepinizi doyasıya öpüyorum. Sizlere veda etmiyorum. Benimle birlikte en güzel yerdesiniz. Hepinizi çok çok seviyorum. Hoşça kalın.."
Tugay Dindar