Ömür Hanımla Güz Konuşmaları
Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı ve yüzüm
Etkileyici samimilikte bir şiir..
..Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve
Reklam
Alın size sevgi alın size aşk
..Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve
Sayfa 79 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Siz olsanız ?
… bir kadın eşiyle birlikte sinemaya gider. Adam Rita Hayworth’un hayranıdır ve eve gittiklerinde onun dişisel çekiciliğini beğendiğini dile getirecek kadar düşüncesizdir. Karısı onun bu bir anlık tutkunluğuna gücenir. … Tartışmanın sonunda kocası ona çok aşağılık bir adam olarak görünür. Evde, oturma odasındaki kanepenin üzerine kendisine bir yatak yapar. Ve bütün bunlar adamın tanımadığı ve yalnızca beyazperdede gördüğü bir kadına duyulan kıskançlıktan ötürüdür! Şimdi durumu tersine çevirelim ve kocasıyla birlikte sinemadan dönen kadının, erkekliğini ve kişilik gücünü övdüğü bir erkek sinema yıldızından hayranlık ve sevecenlikle söz ettiğini varsayalım. Koca, benzer biçimde davranır mıydı? Bu hiç de olası değildir. Belki de o, sinema yıldızı hakkında birkaç aşağılayıcı şey homurdanırdı ama kesinlikle kendisini karısı kadar gücenmiş hissetmezdi ya da her şeyden önce, karısıyla paylaştığı yatağı terk etmeyi düşünmezdi. O, karısına fiziki olarak yakın bir erkeği kıskanabilirdi, ama beyazperdedeki bir gölgeyi kıskanamazdı.
1955 6.7 Eylül olayları utancımızdır.
Bir hafta sonra; 5 eylül 1955'te Atatürk'ün Selanik'teki evine bomba atıldı! Bomba olayı, DP Milletvekili Mithat Perin'in Ekspres gazetesinde özel bir baskıyla manşet yapılarak kamuoyuna duyuruldu: "Atamızın evine bomba!" Ardından infial geldi! Bomba Atatürk'ün evine değil de, İstanbul'un 500 yıllık çokkültürlü yapısına atılmıştı sanki. Yeni oluşmaya başlayan varoşlardan akın akın şehre inen Türkler; binlerce yıldır birlikte yaşadıkları Rum. Ermeni, Yahudi vatandaşlara ait ev ve işyerlerini birkaç saat içinde yakıp yıktılar, yağma ettiler: Lebon, Markiz. Lion pastaneleri, Banco di Roma. Beyoğlu, Arnavutköy, Bebek. Beşiktaş, İstinye, Yeniköy semtlerini dolaşan öfke Adalar'a kadar ulaşmıştı... Göstericiler, "Kıbrıs Türktür, Türk kalacaktır. Rumlar ittir it kalacaktır" diye slogan atıyorlardı sürekli. 6 ve 7 Eylül günlerinde süren olayların bilançosu korkunçtu: 3 kişinin öldürüldüğü, 30 kişinin yaralandığı saldırılarda, 73 kilise, 1 fabrika, 8 ayazma, 2 manastir, 3 584'ü Rum vatandaşlara ait olmak üzere 5 538 gayrimenkul tahrip edilip yakılmıştı. 20 Hükümet hemen teşhisini koydu: bu olay olsa olsa komünist kışkırtması olabilirdi! Zaten Başbakan Adnan Menderes de 12 Eylül günü meclis kürsüsünde, komünistlerin tertibinden söz etmişti. Ve polis, Sıkıyönetim Komutanı Nurettin Aknoz'un emriyle harekete geçti. "komünist tertibi" bahanesiyle önde gelen solcu aydınları tutukladı.
Sayfa 50
Suriye de Ateşkesin Bir Bedeli Var
Nedeni açık: “Batı emperyalizminin Yeni Ortadoğu Projesi.“ Küresel şarlatan Samuel Huntigton ve Medeniyetler Çatışması tezi. Yaratıcı kaos, kontrollü istikrarsızlik, çıkarılan gen haritalan ve sosyal mühendislikler. Her türlü ayrılığın körüklenmesi ve sonu belirsiz intikam savaşları. İslam Coğrafyası'ndaki enerji kaynaklarının sömürülmesi ve
Sayfa 213 - Dua yayıncılık
Reklam
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
“Feminizm karşıtları tarihin incelenmesinden birbiriyle çelişen iki argüman türetirler: 1/ Kadınlar hiçbir zaman önemli bir şey yaratmamışlardır; 2/ Kadının durumu büyük kadın kişiliklerin serpilip gelişmesini hiçbir zaman engellememiştir. Bu iki olumlamada da samimiyetsizlik söz konusudur. Birkaç ayrıcalıklı kişinin başarıları, toplam düzeyin sistematik olarak düşmesini ne telafi eder ne de affettirir ve bu başarıların nadir ve sınırlı olması tam da koşulların onlar için elverişli olmadığını kanıtlar.”
Sayfa 169 - Tarih, V.Kitabı okudu
Birkaç Söz
" Bir yaşam bu, özyaşam… 1943-1948 arası; köy enstitüsünde geçen delikanlılık yıllarım. Köylere öğretmen yetiştirmek için açılan o kurumlarda 17.000 köy çocuğu okuma olanağı buldu. Onlardan biriyim. Açtıklarına pişman olmuş gibi on yıl içinde her şeyi ters türs ettiler. Bu yüzden oradaki öğrenciliğimin yarısı cennet, yarısı cehennemdir. O yıllar Türkiye’nin çok partili demokrasiye geçtiği kırağılı yıllardı. Yaşadıklarımı öykü öykü yazdım. Tıpkı öbür yıl salkımlarım gibi bol biberli bir romana benzedi." Duisburg 2.2.1995
Sayfa 5 - Literatür YayıncılıkKitabı okudu
Ömür Hanım’la Güz Konuşmaları-
Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve
637 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.