"Anlarsın ki; Aslında kimsenin farkı yok kimseden. Sadece biri daha iyi yalan söyler, biri daha iyi oynar oyununu."
Can Yücel
Can Yücel
On Üç Günün Mektupları'nın yazılış öyküsünü de kısaca anlatmalıyım. Cemal Süreya, ilk eşi Seniha Hanım'dan ayrılmıştır.Bu ilk eşinden Ayçe adında bir de kızı vardır. 1967 yılı ilkbaharında İstanbul'da, Beyoğlu'nda, Çiçek Pasajı'nda, Türk Edebiyatçılar Birliği Lokali'nin açılış töreninde Cemal Süreya, Zuhal Tekkanat'la karşılaşır Zuhal Hanım, bu tanışmayı ve ötesini şöyle anlattı bana: "Gece kalabalık ve neşeliydi. Bir ara Cemal Süreya yanıma yaklaştı ve, 'Benimle evlenir misin?' dedi. Yakınlaşmayı çok iyi bilen biri olduğu için önceleri kaçtım ondan. Daha sonra rastlaşmalarımız, yakın duygusallığımız, nişan yüzüğünü Kapalıçarşı'da bir çayhanede takmışlığımız, altı ay sonra yıldırım nikâhıyla noktalandı. Nikâh tanıklarımız Muzaffer Buyrukçu ile Tevfik Akdağ idi. Ercüment Uçarı da tek konuğumuzdu. Evimizin gecelerini Ülkü Tamer, Gülsen Tuncer, Muzaffer Buyrukçu süslerdi." Zuhal Hanım'ın da ikinci evliliğidir bu. Tıpkı Cemal Süreya gibi onun da ilk eşinden İçsel adında bir kızı vardır.
On Üç Günün Mektupları
On Üç Günün Mektupları
Sayfa 16
Reklam
Allah'ü Teâlâ’dan Uzak Kalmamak İçin Ne Yapmalıyız?
Gafletten uzak kalabilmek için zikr-i dâim üzere bulunmak, yani Rabbimizi hiçbir zaman unutmamak zarûrîdir. Zîrâ insanın günaha düştüğü ânlar, Cenâb-ı Hakkı unuttuğu ânlardır. Farkında olarak veya olmayarak işlenen günahlar ve gafletle yapılan hatalar, mânevî merkez olan kalbin üzerinde, mânen pas tutmasına sebep olur. Neticede kalp körelir ve
Baba Tahir-I Uryan; Âlemin Manevi Yorumcusu
Modern dönemle birlikte felsefe analitik, empirik pozitivist mantığa indirgendiği için iflas etmiştir. Felsefe artık burada “bilgi/bilgelik sevgisi” değildir. Hele hele geç kapitalistleşen ve pozitivist depremin şoklarını yeni hisseden Ortadoğu toplumları için felsefe, dini ve manevi geleneklerle mücadele etme, onları tasfiye etmenin bir aracına
Yazılı Kürt Edebiyatı’nın Zenginliği
NEVZAT EMİNOĞLU-KÜRT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 1. Giriş Tarım devriminden sonra şehir-devletlerin ortaya çıkmasıyla kentler medeniyetlerin oluşum alanları haline geldi. Şehirlerdeki nüfus yoğunluğunun sonucu oluşan ticari faaliyetlerle ortaya çıkan refah ortamı insanları estetik duyguların tatminine yönlendirdi. Bu ise şehirlerin başta edebiyat ve
Huzur yakalamak için kendimize mola verelim
Hayattan, beklentimiz bir tutam huzur, bir tutam mutluluk,  bir tutam başarı, adeta buğday tarlasında birer kucak burçak dermek gibi kucağımızda niyetlerimiz, başarılarımız, yüzümüzde tebessüm olsun istiyoruz.     Sevilmek, kabul görmek, onaylanmak huzuru yakalamak için ihtiyacımız olan güzel duygulardır. İhtiyacımız nihayetsiz olsa da her
Reklam
1.000 öğeden 971 ile 980 arasındakiler gösteriliyor.