Hami Öztürk

Hami Öztürk
@birsiirbinah
Bir Şiir Bin Ah
Bir Şiir Bin Ah
kitabı için mesaj atabilirsiniz.
58 okur puanı
Eylül 2015 tarihinde katıldı
Bir sabah doğacağım ölülerin özgürlük diyarına. Bir kara kasvet. Sönmüş bir ay. Ve böyleyken bile içerimde küçük bir aydınlık. Huzursuz bir rahatlık. Rahatsız bir huzur. Bir terslik. Bu sefer bir bensizlik. Bedensizlik. Nasılsızlık, nedensizlik. Bir suskunluk hali. Dünyadakiyle aynı. Nurdan ateşler. Ateşten nurlar. Bir sabah doğacağım öte bir zindanda. Parmaklıksız. Elsiz, dilsiz. Kayıplara dahi karışamadığım, issiz, hissiz. Dünyadakiyle aynı, bensiz, kimsesiz.
Reklam
Nasıl da göğe yani sana erdi boyumuz? Bir ışığın hüzmesiyle anca böyle doyulur. Gözlerimin ay yüzünün üzerinde yüzmesiyle, Birebir aynı sanki bir evrenin doğumu. Bende bir yön kalmadı, hepsini, sana serdim yolumun. Bu yolda yürü diye yıllar yılı, amacım doğruyu bul. Senle kapladım kendimi, bana gelirsek şayet; İçimde biraz kaldım çünkü, sana verdim çoğumu.
Bir kuruş kadarım artık harcanamam.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sen masumiyet müzesinin en değerli eserisin Bizi artık pek masum kılmasa da hayat. Belki en masumu da biziz, bize bizden bakıldığında; Sana benden, yani sana senden.
Seni seviyorum demek az. Türkçem sana yetersiz. Herhangi bir dilde yok bu hislerin tarifi. Seni bildiğimden en alim, en arifim. Seni bildiğimden en alâyım hâlâ. Bu mutluluğun tarifine gözlerinden eriş. Aynaya bak, yani bana. Seni senden öğren. Başıma doğ yine, gece, güneş doğduğunda dahi sabah, öğlen. E işte böyle. Akşama doğru, sana dönük başım aşkına doğru. Oldu. İşte şimdi hilalden tam haline doldun.
Reklam
Sen ki bu yeryüzünde Tanrı'nın tezahürü. Beni çekip vursan kesin cennete giderim. Baktığın her yer ışıktan papatya bahçesi. Bu yüzdendir yönümün hala sen olması. İşte bu yüzdendir hala ölmemin ellerinden olmasını istemem. Gökte sönme istemem. Ölsem ölme istemem. Ben körsem sen de görme istemem. Çünkü göreceklerin hiç hayra yorulamaz, benim sana sunduklarımın hâricinde. Bunun böyle olması gerekiyormuş ki hala yanıyoruz hâr içinde. Doğ başıma, yan içimde. Benim için böyle işte bu durumlar, Öyle yâr için de. Aynıyız işte artık. Her zarar için hem, kâr için de. Benimle yaşayamadıkların ve üstüne koca bir sen vâr içimde. Beni bilirsin, öyle işte. En geniş zaman dahi; gözlerinden yansıyorken ben, çok sıkışık dar biçimde. Yani yetmiyor işte.
12.11.17 Düzleştim. Saçının her kıvrımına bir kafiyem vardı. Belki hala vardır. Göremiyorum saçlarını, onlar da düzleşti mi? Güzleştim. Ne yapayım? Zaman güzleşiyor, güzelleşmiyor. Sen öyleydin. Sözleştim. Bilmediğim bir "an"la, seni bana göstersin diye. Beni bir anla.
Can içim, canımın kenarı ve hatta her yanı. Yaşamım, yaşım, can özüm, gözümün pınarı. Ay'ım, evrenim, devrimim, gözlerimin uykusu. Doğum günüm, memleketim, dünyamın uydusu. Hayatla bağım, halatım ve hatta bıçağım. Yeniliğim, medeniyetim, üçüncü son çağım.
Neyse ki gördüm seni, belki bir kez daha göreceğim. Belki saçlarına yeni bir sen öreceğim. Bilmem belki bir kez daha söveceğim. Sana bağlı, belki bir kez daha öleceğim.
Ben şimdilik gidiyorum belki sonra gelirim. Belki diyorum çünkü söylediğim kesin değil. Yine de hala ışığının ensesindeyim. Beni duymak istiyorsan adını an sesindeyim.
Reklam
Ben artık kendime iyi bakıyorum yani sana. Kendini güçlü kıl, yani beni, bizi. Vücudundan temizle eskilerden her izi. Ruhundakileri ben sileceğim, var mı izin? Sormama gerek yoktu, var, verdin. Bu izne eremeseydim sana yine yâr derdim.
Geceleri göğü aydınlatıp, gündüzleri kararttığından. Binlerce yanlıştan bir doğru seni arattığından. Ya da bu bendeki seni tekrar yarattığından. Eğer ki beş çağ önce olsaydın sana tanrı denirdi.
Nasıl da göğe yani sana erdi boyumuz? Bir ışığın hüzmesiyle anca böyle doyulur. Gözlerimin ay yüzünün üzerinde yüzmesiyle; Birebir aynı sanki bir evrenin doğumu. Bir ülkenin kurtuluşu ya da kuruluşu baştan. Bu destanın hamurunda tonlarca yaş var. Yıkmayalım, bir an dahi ah edip kusur edip. Ebedi koruyucusu suretin bu cumhuriyetin.
Belli bizim zamanımız yaz değilmiş. Ekimin sonu, kasımın başı belki. Ortası aralığın, kesin eylülün beşi. E kış bu ya; sonbaharın eşi.
hayatım üçse, son birinden fazlası sensin otuzun onikisinden, onikinin onbirinden olmayışından, saçından yüzünden olma bir aysın. bir gün dilim sürçse bile; en doğrusu sensin. dilimin ettiği metaforlardan birini anlarsa bir gün bir aşka bulanmış; beni şiirlerimle tefe korlar. Yokluğunun değerini anca pırlanta dolu bir kefe zorlar. Tabi her biri parlaklığını yüzünden alıyorsa.
Resim