Havva Kunut

Bir başkası olsa, derler ya, "içini döktüğü için" rahatlardı... Ben rahatlamadım! Öfkeliydim, kendime karşı öfkeliydim. Bana hep böyle olur. Kelimelerin tadını unutacak kadar uzun süre susarım ve birden bent yıkılır, içimde ne varsa, tuttuğum ne varsa boşaltırım, bitmez tükenmez bir gevezelik başlar; daha çenemi kapamadan pişman olmuşumdur bile.
Reklam
Peki benim içimden başka türlü konuşmak geldi mi hiç? Dürüst olmak gerekirse, hayır. O sıralar değil. Onları keyifle dinlediğimi, inançlarını mutlulukla paylaştığımı itiraf etmeliyim. Ben de tıpkı onlar gibi güven doluydum. Tıpkı onlar gibi, dokuz yüz kırk Haziran'ında Alman işgali sırasında, ağladım. Yıkılmıştım. Bir anda bir yabancı olmaktan tamamen çıkmıştım. Bu bir cenazeydi ve ben de ölenin ailesindendim. Ağlıyordum, yanımdakilerle birbirimizi teselli etmeye uğraşıyorduk.
Hepsi bu kadar. Başka hatıra yok. Çektiği acılardan ya da ölümünden en ufak bir görüntü yok. Bunların hepsini benden uzak tuttular.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Önce biraz canım yandı ama hoşuma gitti. Önce biraz korktum ama hoşuma gitti.
Onu gördüm, kendimi bilmeye başladım. Onu gördüm, hayatı bilmeye başladım. Onu gördüm ve istedim. Ben hiçbir şeyi bu kadar çok istemedim. Ben istediğim hiçbir şeyi bu kadar çok sevmedim. Onu gördüm, onu sevdim, onu istedim.
Reklam
Seni bekliyordum. uzun geceler, uzun günler boyunca, neşeli baharlar, doygun yazlar, yorgun sonbaharlar, kavruk kışlar boyunca, uzun, çok uzun yıllar boyunca. Hoş geldin.
İnsan her şeye alışır diyorlar ya, öyle değil aslında. Başka çaren olmadığı için katlanıyorsun ama alışmıyorsun. Zaman geçirecek uğraşlar ediniyorsun kendine.
'Günaha giriyorsun' dedim. 'Günah da sevap da insan içindir' dedi. 'Biz hep sevap işlesek günah kimlere kalır?'
"Kolların birbirine kavuşsaydı ne dileyecektin?" diye sormuştu Melis. Delikanlı gözlerini Melis'e dikerek, "Seni" demişti. Sonra ikisi de kahkahalarla gülmüştü.
Belki de bu mezar henüz ölmemiş biri için kazılmıştı. Neden olmasın? İnsanların ölmeden önce de mezarlarını hazırladıklarını biliyordu; iyi de kazmakla hazırlamak arasında büyük fark vardı. Belki yeri alınır, hazırlıklar yapılırdı ama ölmeden mezar kazdırılır mıydı?
Reklam
Onun ailesi de ulusal geleneğimizi bozmayarak, çocuklarını sevgiden çok öcülü, gulyabanili tehditlerle büyüttüğü ve bol bol cinli, perili öyküler dinlettiği için bu konuda oldukça sağlam bir altyapıya sahipti.
"Şey, yasa söz konusu olduğunda diyecek hiçbir sözüm yok," diye yanıtladı o da, "yasalar hiçbir zaman anlaşılsın diye yapılmadığından anlamaya çalışmak da aptalca olur."
"Hem alışana kadar hayatta her şey alışılmadıktır."
"Ben uyuyamıyorum," dedi Jack. "Ben hiç uyumam," dedi Korkuluk. "Ben uyku ne demek onu bile bilmiyorum," dedi Sehpa At.
"Siz kalbi olan insanların," dedi, "size rehberlik edecek ve böylece yanlış yapmanızı engelleyebilecek bir şeyiniz var; oysa benim kalbim yok ve bu yüzden çok dikkatli olmalıyım. Oz bana bir kalp verdiğinde, bu kadar dikkat etmeme de gerek kalmayacak."
3.909 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.