"Bismark, Berlin'deki İngiliz elçisine Ermeni ıslahatı meselesinde, Bab-ı âli’ye fazla yüklenmenin manasız olduğunu ifade etmişti. "
Sayfa 37
"- Devlet büyüklerinin ilk dikkat edeceği hususiyet, yakınlarının yanlış tasvir edeceği, yanlış anlatacağı dünyaya inanmamaktır..." ( Prens Bismark )
Sayfa 62 - BÜYÜK DOĞU YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
Toprak - Mazi
"Tonyukuk" un gizlenmiştir dehâ kanında, Bismark onun at uşağı olmaz yanında...
Sayfa 57
İkinci Misal: Avrupa'nın asr-ı âhirde en meşhur bir feylesofu Prens Bismark diyor ki: "Ben bütün Kütüb-ü Semaviyeyi tedkik ettim. Tahrif olmalarına binaen beşerin saadeti için aradığım hakikî hikmeti bulamadım. Fakat Muhammed'in (Aleyhissalâtü Vesselâm) Kur'anını umum kütüblerin fevkinde gördüm. Her kelimesinde bir hikmet buldum. Bunun gibi beşerin saadetine hizmet edecek bir eser yoktur. Böyle bir eser beşerin sözü olamaz. Bunu Muhammed'in (Aleyhissalâtü Vesselâm) sözüdür diyenler, ilmin zaruriyatını inkâr etmiş olurlar. Yani Kur'an Allah kelâmı olduğu bedihîdir."
Prens Bismarck (Bismark)'ın Beyanatı
Sana muasır bir vücud olamadığımdan müteessirim ey Muhammed! (A.S.M.) Nurun İlk Kapısı - 203
Yanlışlık, hukukçu aydınların hem kendilerini hem de başkalarını kandırarak kitaplarında, hükümeti olduğu gibi, yani başka insanları sömüren bir insan topluluğu değil de bilimin söylediği gibi yurttaşların tümünü temsil eden bir topluluk olarak göstermesinden kaynaklanıyor. Bunu o kadar uzun zaman iddia ettiler ki, en sonunda kendileri de bu söylediklerine inandılar; ve onlara hükümetlerin adil olmaları zorunluymuş gibi geldi. Ancak tarih gösteriyor ki Sezar' dan Napolyon'a, Napolyon'dan Bismark'a kadar hükümet, özünde hep adaleti ihlal eden güç olarak davranmıştır, başka türlüsü de olamaz. Şiddet uygulamak üzere kandırılmış ve yetiştirilmiş ve bu konuda kullanılmaya hazır insanları -askerleri- emrinde bulunduran ve onlar aracılığıyla başkalarına egemen olan kişi ya da kişiler için adaletin hiçbir bağlayıcılığı olamaz.
Reklam
526 öğeden 341 ile 350 arasındakiler gösteriliyor.