İnsanların biri gelip, diğeri gidiyordu. Selamım, muhabbetim, cümlelerim gidenlerde kalıyordu. Sonra selamı kestim. Sonra ben de gittim.
Sana yazdıklarımı büyükçe bir taşın altına saklıyordum. Sonra bir gün taş yerinden oynadı, ben de tuttum mektup yazdım, yazıyorum ve hep yazacağım.
Taze, güneşin altında parlayan çayırlar vardı; ateşli, uyaklı, şiirsel bir cümle kurmuştum.
Beğenmiştim. Gülümsüyordum.
Rüyaydı, düştü, kelimelerdi.
Hayra yordum, bismillah dedim.