Ölülerle dirileri ayıran çizgiye benzer bir çizginin bir adım ötesi... Bilinmezlik, acı ve ölüm... Ne var orada? Orada, o tarlanın, o ağacın arkasında, o güneşle aydınlanmış damın altında kim var? Kimdir orada olan? Bunu kimse bilmez, ama bilmek ister. Herkes o çizginin ötesine geçmekten hem korkar, hem bunu ister. Bilirsin ki, o çizgiyi er geç aşmak, ötesinde neyin bulunduğunu öğrenmek zorunda kalacaksın, tıpkı ölümün ötesinde ne bulunduğunu öğrenmek zorunda olduğun gibi. Oysa kuvvetli, sağlam, neşeli ve heyecanlısındır, çevrende de aynı şekilde sağlam heyecanlı hayat dolu insanlar vardır..." Düşman karşısına çıkan her insan, böyle düşünmese bile buna benzer bir duygu içinde kalır. Bu duygu o an olup bitenlere apayrı bir anlam kazandırır, o sırada olup biten herşey insanın zihninde sevinçle karışık kesin bir iz bırakır.
Herşey biten yerde herşey başlayan yere dönme isteği öldürücü derecede üzücü oluyormuş.
Reklam
ben de cansız varlıktan öldüm, biten boy atıp gelişen, nebat oldum. nebatken öldüm, hayvan şekliyle baş gösterdim. hayvanlıktan öldüm, insan oldum; artık ölüp azalmaktan, noksana düşmekten niye korkacakmışım? bir daha hamle edeyim de insanken öleyim; böylece de melekler aleminde kol kanat çırpayım. melek olduktan sonra da ırmağa atlamak gerek; "herşey yok olur gider, ancak o'nun zatıdır kalan." bir kere daha melekken kurban olayım da o vehme gelmeyen yok mu, o olayım. yok olurum, yok olurum da erganon gibi, "gerçekten de biz, dönüp ona varanlarız" derim.
Sayfa 3901
But all is well what ends well. ( Ama sonu iyi biten herşey iyidir.)
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Biz dünyayı fethetmedik, dünya bizi işgal etti!
En kolay bilinen şey dünyanın faniliği, en yalın gerçek dünyevî herşeyin gelip geçiciliğiydi. Bu dünya, her gün, açık açık haykırıyordu faniliğini. Biten her gün, geçen her saat, solan her çiçek, ölüp giden her kelebek, duyulan her selâ, okunan her ölüm ilanı "Sen de fanisin, dünya da fani" diyordu bize. "Onun üzerindeki herşey ve herkes fanidir. Ancak celâl ve ikram sahibi Rabbinin vechi bâkidir."
Tarım devrimi teist dinlerin doğmasina neden olurken bilimsel devrim de tanrılarin yerine insanların geçtiği hümanist dinleri yaratti.liberalizm komünizm ve nazizm gibi hümanist dinlerin temelinde homo sapiensin evreni anlamlandiran ve ona hükmeden özgün ve kutsal özüne duyulan inanç yatar.evrende olup biten herşey homo sapiensin üzerinde bıraktiği etkiye göre iyi ya da kötü olarak addedilir.
Reklam
111 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.