Batırmalı tüm gemileri gönlümün pınarında Yelkenlerin öfkemden yırtılsa Hüzünlerimi askılarla sıralasam gizli dolaplarıma Peşmurde hallerim Nasırlaşmaya başlayan hislerim Aşktan afallayan zavallı kalbim Panzehiri olmayan zehirli dillerim Beynimin  ve kalbimin  bitmeyen harpleri Kac hikaye daha sığacak acaba kısacık ömrüme Kelimeler yandı cümlelerim devrikleşti Son bakışın kadar uzatma Üstü kalsın hallerin.. 3/6/2023 Pınar PEKĞÖZ
instagram.com/reel/C3qMY8Joyt... Hikayemiz tek bir hikaye. Bütün romanlar, bütün şiirler, içimizdeki hiç bitmeyen iyi-kötü çekişmesi temeli üzerine kuruludur. Ayrıca bana öyle geliyor ki, kötülük hiç durmadan yeniden canlanıyor; oysa iyilik, erdem ölümsüzdür. Kötülüğün hep yeni; taptaze bir çehresi vardır, oysa erdem dünyada hiçbir şeyin olamayacağı kadar köklü ve saygındır. Habil ve Kabil gibi.. . . . 🍁 “Timşel!” .. “Hükmedebilirsin!”
Reklam
Kalp!
Uzun zaman önce bir hikâye yazdım içimde. Duraksayan duygularıma karşı bir kalbi korudum durmadan. Uçurumun kenarında ölmüş bir kız çocuğu tekrar ölmek istedi belki de. İnsan duygularından gidemeyince, canından gitmek istiyormuş sanırım. Ağlamak bâzen ilaç kadar etkili oluyor kuruyan kalbimize. Bir çiçeğin solması gerekiyor kimi zaman, bir
sokak
Adam su bardağını inceliyordu mutfakta, ama zihninden geçenlerin ne suyla ne de bu suyun geldiği kaynakla ilgisi vardı. Sadece bu içini sıkan ve midesinden başlayarak boğazında düğüm oluşturan, bununla da kalmayıp parmak uçlarındaki parmak izlerini dahi sızlatan kederin kaynağını, bu bitip tükenmezliğini, bu kadar öfkeli oluşunu anlamak istiyordu.
Tamamlanmamış her aşk, hatırlamaya mahkum bir hikayedir. Gözlerimizdeki o ışıltı, dokunamadığımız eller, duyamadığımız fısıltılar... Her biri, yüreğimizin en derin köşesinde saklı kalan, bitmeyen bir özlemin parçaları. Bu yarım kalan sevdalar, gökyüzüne ulaşamayan yıldızlar gibidir, ulaşılmaz ve sonsuz. Bir bakışta başlayıp, bir ömür süren bekleyişler... Kavuşmaları mahşere kalmış, zamanın ötesindeki bir aşkın bekçileri. Her veda, bir sonraki buluşmanın hayaliyle çırpınırken, her buluşma, belki de son kez sarılmanın hüznüyle yoğrulur. Ve işte, zamanın kıyısında duran bu aşıklar, kavuşmanın sadece bir ümit olduğu bu dünyada, belki de ancak mahşerde birbirlerine kavuşacaklar. Orada, zamanın ve mekanın son bulduğu yerde, tamamlanacak tüm yarım kalmış sevdalar. Ama şimdilik, her hatıra, her özlem, her bekleyiş, sadece kalplerinde yaşayan birer hikaye olarak kalacak. Mahşere kalan bu kavuşma, aşkın en saf, en temiz haliyle yankılanacak sonsuzluğun derinliklerinde.
.... Umutsuz bir sağlıklı yaşam takıntısı: “Wellness” Modern çağın mecburiyetleri olarak bize dayatılan kuralları düşünmeye pek vakit ayırmıyoruz. Bu kuralları genellikle ya sorgusuz sualsiz uyguluyoruz ya da uygulamayı beceremediğimiz için acı çekmeye başlıyoruz. Bu kurallar dizisinin başında ise ne yiyip içtiğimize, ne kadar yürüdüğümüze veya
Reklam
İçimde bir karanlık bir ateş var sanki Yarım kalan bir hikaye bir ukte gibi Bitmeyen bir kitap ölen bir çocuk gibi Yolda kalan yolcu susan bir adam gibi
“…sokakların, evlerin kapıların, pencerelerin… Hatta tanıdıkların ve akrabaların, hatırlandığından daha küçük, daha sığ, daha karanlık olduğunu gözlemleyince irkildi. Acaba hatıralar her şeyi daha büyük, aydınlık ve güzel mi gösteriyordu?” Sophia veya Tüm Hikayelerin Başlangıcı. Rafik Schami, Suriye’den çıkan en ünlü yazar, aynı zamanda Alman edebiyatının da yaşayan en üretken isimlerinden bir tanesi. Hristiyan-Arap olan yazar 1970 yılında siyasi baskılardan dolayı ülkesini terkediyor ve Almanya’ya yerleşiyor. Sophia’da da hayatının bu dönemine ilişkin pek çok otobiyografik unsur yer alıyor. Ülkesi Suriye’nin hiç bitmeyen toplumsal fırtınalarının ortasında anlayış ve uzlaşıyı merkezine alan bir hikaye anlatıyor Schami. Doğu masallarının insanı içine çeken o mistik havası ve Avrupa edebiyatının incelikli üslubu ile çok yakınımızdaki bu kültüre bir bakış atmamızı sağlıyor. İyimserlik rüzgarlarının estiği dönemlerde güçlü Arap kadınlarını okumak umut vericiydi. Bu kitapta aşka, ihanete, umuda, iyilik ve kötülüğe dair hassas bir denge vardı. 1970 yılı Esad rejiminden günümüze dek gelen çok katmanlı bir dönem romanıydı Sophia. Eserleri yaklaşık 30 dile çevrilen evrensel bir yazar Rafik Schami. Doğu masallarını sevenlere tavsiye ederim. 🧡
İbrahim'e mektuplar 3
21.10.2023 Cumartesi Hatırşinas'tayım. Radyoyu açmayı ihmal etmedim; yine türkü açtım, ama haberlere denk geldim. İsrail, Filistin, öfke- yeni bir şey yok. Ölmek var. Yorgunum. Bitmeyen bir yorgunlukla geçiriyorum günlerimi. Pembe renkli B12 haplarımı her gün misafir ediyorum. Bir farkı var, elbette; okulda bana iyi geliyor- hele de nöbetçi
Mitoloji
_Evridiki_ _Evridiki, Orfe’nin kavuşmak istediği sevgilisidir. Bir gün Evridiki'nin bacaklarına bir yılan dolanır. Sevgilisi bu yüzden ölüp yeraltına gidince, sevgilisini kaybeden Orfe de ona kavuşmak için büyük çabalar gösterir, ilahlardan yardım görme umuduyla, özlem içinde çalgısını çalıp dururken harikulade, ahenkli müzikler yaratır.
Reklam
Hava kapalı. Yağmur var ile yok arasında. Yağmur bir cins isim olarak yerleşiyor varlık ile yokluk arasına. Havanın kapalı olmasıyla değil, gözlüğümün camına gelen yağmur tanesiyle biliyorum varlığını. Bir su damlacığına yağmur adını veriyorum. Halbuki lügatler bambaşka karşılık veriyor yağmura. Coğrafya başka anlıyor yağmuru, şair başka. Ne
115 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.