Evet saat 16 suları, çimlerdeyim elimde kahvem ve karşımda deniz, zongideyim. Yarın biyokimya sınavım var ama bir türlü şu ruh halinden çıkmak istemiyorum, bu ruh hali çok daha mühim sınavımdan çünkü . Bundan bir kaç saat önce içinde keman,ud,kanununda bulunduğu bir koroya denk geldim. Okadar ruhuma işlediler ki sanki ruhumun ihtiyaç duyduğu parçayı bulmuş gibiydim. Ardından bir kız koroda şarkı söyledi ve yanıma geldi, çok heyecanlandım, nasıldı ? , diye sordu ve tanıştık. Kız memleketlim çıktı, normalde memleketlilerime bayılmasam da ( :) ) herhalde uzak olunca arıyor insan kendinden bir şeyleri bir yerlerde.Ortak tanıdıklarımız çıktı ve dünyanın hatta Türkiye'nin bir kez daha ne kadar minik olduğunu anladım. Ardından ahşap oyuncak yapma ustası bir adamla tanıştık, bana hayata dair çok güzel öğütler verdi, adam çok hoştu bana da çok hoş hissettirdi. Sevmenin bu dünyanın tek gerçeği olduğunu bir kez daha anlamış oldum sayesinde... Sanatkar insanlar çok nahifler , hepsi tek tek okadar ruha dokunan hareketleriyle etkileyen kişiler ki ( burdan tam da bu manzara da Allah'ın sanatını izlemekte olduğum ayrıntısını vermeden geçmek istemiyorum) . Bugün beşinci mektubu defalarca okuma günü , defalarca Zeki Müren dinleyip ruh heycanlandırma günü... Okuduğun için teşekkür ederim buraya kadar 🤍