Hızır efendimizin ilk sözüne inanmalıyız: “Sen bana sabredemeyeceksin.” Sen Âdemoğlu, Allah'ın kaderini anlayamayacaksın. Resim senin aklından daha büyük! Kaderin sana bir noktada haksızlık ettiğini düşünerek yaşayıp ölebilirsin ama gerçek bundan tamamen farklıdır.. Gerçek şu ki, Allah seni bundan korudu ama biz bunu anlamadık, tıpkı çocuğun annesinin anlamadığı gibi. tıpkı gemideki yolcuların anlamadığı gibi!
Biz de çözemedik seni, ey şair, Anlamadık o çocuksu elemi Senin sanki örste dövülmüş şiirlerindekini!
Reklam
"Bütün fenler madem bizim Kuran'dan çıktı, biz niye anlamadık da gavurlara kaptırdık?"
Sayfa 212Kitabı okudu
Kılıç Rüyası
“Bu rüyada gökyüzünün doğusunun karardığını gördüm; birde gitgide büyüyen bir gökgürültüsü vardı, fakat Batı‘da soluk bir ışık hâlâ dayanıyordu ve bu ışığın içinden uzak amaberrak bir sesin haykırdığını duydum: Kırılmış olan Kılıç’ı ara: Onu İmladris ‘te bulacaksın; Orada Morgul büyülerinden güçlü Öğütler alacaksın. Göreceksin beliren alameti Kıyameti haber verecek sana Uyanacakİsildur’ın Felaketi; Ve Buçukluk atılacak öne. “Bu sözlerden biz pek bir şey anlamadık ve Gondor irfanına vakıf olan Mi-nas Tirith’in Efendisi babamız Denethor’a damştık. İmladris’in ta kuzeydeki bir vadiye elflerin verdiği eski bir isim olduğu ve töre bilginlerinin en büyüğü olan Yaıelf Elrond’un burada oturduğundan gayri bir şey söylemedi. Bunun üzerine kardeşim, durumumuzun müşkiliyetini de düşünerek rüyayı ciddiye alıp İmladris’i aramaya çıkmak istedi; fakat yol kuşkular ve tehlikelerle dolu olduğu için yolculuğu ben üstlendim. Babam pek gönülsüz izin verdi bana; ben de unutulmuş yollarda, adım çok kişinin duyduğu ama yerini pek azının bildiği Elrond’un evini arayarak nice dolanıp durdum.”
Işıklı dünyanın karanlık yüzü Türkce
Işıklı dünyanın karanlık yüzü Dünyaya gelende vardı sebebi? Yaşaya bilmedi amaç üretdi. Düşünür ne yapsam daha gerekli? Seçtiğim beni de yapsın önemli. Beni tanısın dünyadakı insan.
Bak sen şu konsolosa
Akşam geç vakit bir konsolos kavası bir kutu getirmiş, ağabeyim almış, babama vermiş. Kavasa bahşiş verip teşekkürle iade etmişler. Gelen gayet küçük bir rover imiş. Oyuncak gibi. Babam oyuncak zannıyla tetiğe dokununca, doluymuş ateş almış. Az kaldı karşısındaki annemi vuracakmış. Biz, silah sesine bulundukları odaya koştuk. Babam kızmış, “Hain herif çocuğa böyle hediye gönderilir mi, felâket oluyordu. Ya çocuk alıp birimizi kazaen vursaydı” diye bağırıp çağırdı. Ben hediyemin bana verilmeyecek bir şey olduğunu görünce daha çok öfkelendim. Bu roveri ağabeyime verdi. O da bir memuriyette düşürmüş. Kayboldu gitti. Bu konsolos kimdi, neden ailemizi felâkete düşürecek bir hediye gönderdi, anlamadık...
Reklam
527 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.