"Savaşlardan sorumlu olan sadece hükümetler ya da hükümetlerin başındaki birkaç kişi değil. Onlara bu yetkileri biz vermiyor muyuz? İnsanların içinde onları vahşete ve cinayete iten bir taraf var. İnsanoğlu tamamen değişmedilçe savaşlar olmaya devam edecek."
Ya biz, Binde bir karşımıza çıkan dostluk, Arkadaşlık, Sevgililik fırsatlarını ne yapıyoruz? Akşamüstünün bir saatinde, Yorgun gövdemizi yaslayıp mırıl mırıl konuşabileceğimiz, Omzumuza dolanan bir kolun, Başımızı yaslayabileceğimiz bir omzun, Belimizi kavrayan bir elin, Uzun yollara dayanıklı aşkların sahibi karşımıza
Reklam
Geçmiş oIan dünden hiç yad etme, yarın da geImemişken feryad etme, düşünme geIeceği de geçmişi de, şimdi şen oI da yaşamı berbad etme. Eğer her şeyini kaybetmişsen ve cebinde bir ekmek aIacak kadar paran kaImışsa, git kendine bir demet menekşe aI ve ruhunu besIe. Bence bu çok anIamIıdır ve kişinin önceIikIe ruhunu besIemesi Iazım. Kendini satmayan
"Düşünüyorum da hangimiz kusursuz, mükemmeliz? Hayatta yanlış yola düşmüş, hata yapmış insanlara karşı neden nefret doluyuz ve acımasızca davranıyoruz? Biz gerçekten hata yapan insanlara böylesine amansız, böylesine nefretle dolu olacak kadar kusursuz muyuz? Gerçekten mi? Bu kadın gibi nice insanları kendimizden ve toplumdan uzak tutmakla daha mı iyi yapıyoruz? Biz bu şekilde davranarak, onlara sahip çıkmayarak, onları yeniden hata yapacakları bir yere, daha karanlık bir noktaya itelemiyor muyuz?" Allah Seven Kalplerdedir, Ganire Paşayeva (Sayfa 215)
Son günleri artık bu görüntülerin. Baharın gelmesiyle, unutup gideceğiz bu güzel yağmurları. Aslında çok sevdik karı ve yağmuru. Ama bahar bi başka. Unutturuveriyor hepsini. Hafızamız da temizlenip yeniden başlıyor sanki yaşamaya. Unuturuz elbet biz bu yağmurları ama ıslanışlarımızı unutur muyuz onu bilemem.
"Kim olursanız olun, kendinize gitmeyi ihmal etmeyin." Yaşamımızı bir tiyatro oyununa benzetirsek, bu oyunun kahramanı biz olmalıyız. Başkalarının yazdığı senaryolarla bu hayat sahnesinde figüranlık yapmakla kendimiz olma şansını kaybetmiyor muyuz?
Reklam
Bu arada beni Pythagoras' a "bağlayan" şeyin ne olduğunu söyledim mi sana? Dostluk sözcüğünü bulmuştur o; biliyor muydun bunu? Kendisine bir dost nedir, diye bir soru sorulduğunda şöyle demiştir: "Öteki ben olandır, 220 ve 284 gibi." İki sayı, biri ötekinin tüm değerlerinin toplamaya eğer "dost" turlar ya da "bağdaşır" sayılardır. Pythagorasçı Pantheon' un en ünlü dost sayıları 220 ve 284' tür. Güzel bir çift oluştururlar. Vaktin varsa dene bir. Ya biz ikimiz, "dost" muyuz? Senin değerini ölçen nedir Pierre? Ya benimkini? Bizim değerlerimizin toplamını çıkarma zamanı da gelmiştir belki.
Bu koşu ‘Uğur’ getirmez! Son zamanların en çok satanlar listesinin başında Uğur Koşar’ın kitapları geliyor. Kendini “modern çağın aydınlanmış bilgesi(!)” olarak tanımlayan Uğur Koşar, Yaratan’ın kendisine “kendini bulma, izleme, derin bakma rahmeti verdiği”ni iddia ediyor. Sıklıkla bizim ‘az’, batı toplumlarının ise daha ‘çok’ okuduğundan söz
Eşcinsellerin yaşadığı acıları paylaşınca bize ''eşcinsel misiniz?'' diye soruyorsunuz. Hayır, değiliz; ama bu cinsel kimliği yüzünden ezilenlere, yok sayılanlara el uzatmayacağız anlamına gelmez. Kobane'yi paylaştığımızda ''Kürt müsünüz?'' diye kızıyorsunuz. Kusura bakmayın ama kadınlar köle pazarlarında satılırken, çocuklar mayınlar arasında, sürekli travmalarla büyürken, birçoğu küçük yaşta yetim kalırken,ırk kavramına bakmıyoruz. Çin'deki Uygur Türklerini paylaşınca, ''Türk müsünüz?'' diye sinirleniyorsunuz.Küçücük çocuklar zalim Çin hükümeti tarafından her gün dayak yerken, Türk müyüz acaba diye, kaygılarımız olmuyor. Alevilerin ezilmesine karşı çıktığımızda ''Alevi misiniz?'' diye öfkeleniyorsunuz.İnançları yüzünden hor görülen Alevileri paylaşmak için Alevi olmamıza gerek yok diye düşünüyoruz. Kadın-Erkek eşitliğini savununca ''Feminist misiniz?'' diye dalga geçiyorsunuz.Hayır, her bireyin eşit olduğunu, herkesin adil şartlarda yaşaması gerektiğine inanıyoruz. Biz ne paylaşsak, siz ön yargılarınızla bizi kalıplara sokuyorsunuz. Sizi ve ruhunuzu esir almış tüm kutsallarınızı reddediyoruz. Biz sadece insanız ve dünyanın herkesi severek güzelleşeceğine inanıyoruz. Öfkemiz bizi esir alamıyor. İstediğiniz kadar şikayet edin, küfredin; gülüp geçiyoruz. NEJAT İŞLER
308 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitapta kendinizi bulamazsınız.Çünkü tek başınıza değisiniz.Okuduktan sonra içte kalan hisler ya da düşünceler sizi topluma itiyor.Kafamda dönüp duran tek soru "Biz ne yapıyoruz, yaşıyor muyuz?" olmuştu.
Böyle Söyledi Zerdüşt
Böyle Söyledi ZerdüştFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202037,4bin okunma
Reklam
"BİR PİRİNÇ TANESİ" Ben beş yaşında idim. Babaannem rahmetli pirinç ayıklıyordu. Bir tane yere düştü. Babaannem eğildi aramaya başladı. Sağa bakıyor sola bakıyor bulmaya çalışıyor.... Çocukluk işte 'aman babaanne' dedim. 'Bir pirinç tanesi için bu kadar caba harcamaya yorulmaya değer mi?' Rahmetli ilk defa sertleşti bana karşı öfkeyle
216 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Aslında hepimizin hayatında kullandığı ''iyi düşün iyi olsun'' felsefeni anlatıyor.Ve bir şeyi istiyorsanız bunu evrenden isteyin mutlaka sizi geri dönecektir diyor.E biz bunu zaten yapmıyor muyuz?İnancımız gereği ellerimi açıp dua ediyoruz ve duamıza karşılık gelmesini bekliyoruz.Sonuç olarak aslında hepimzin kullandığı politika bu:)
The Secret - Sır
The Secret - SırRhonda Byrne · Artemis Yayıncılık · 201910,3bin okunma
Gunaydin 1k ailesi..daha deneyimli uyeler olarak size bir sey danışmak istiyorum. Uyeligimin başladığı gunden beri girdigim kitap yorumlarim surekli sikayet ediliyor..gerekce cogunda "kisisel-oznel yorum" yapmam. Anlayamadigim biz burada birazda kisisel okuyucu goruslerini gormek icin inceleme yapmiyor muyuz? Cogumuz hobi okuyucusuyuz.elestirmen degiliz ki teknik analiz yapalim.yada yazarin bu kitabi yazma amacini sanatsal etkilerini anlatalim. Dun nutuk icin yazdigim "Her cümlesinden dersler çıkarılacak, yillara meydan okuyan bir eser..her genc beyin okumalı ve engin görüşlü bu bakış açısından feyz almali.." yorumum da kişisel bulunmus. Ben bu yapiyi anlayamadım. .Üstelik diger yorum yapanlar da sıklıkla "begendim, güzeldi, sıkıcı, zor bitirdim" ifadeleri kullaniyor. Moderatör lerin burda degerlendirme kriteri nedir? Beni bi aydinlatin gozunuzu seveyim
Ölümün varlığı bütün vehim ve hayalleri yok eder. Bizler ölümün çocuklarıyız, hayatın aldatmacalarından bizi o kurtarır. Hayatın derinliklerinden seslenir, yanına çağırır bizi. Ve biz henüz insanların dilini bile anlayamadığımız yaşlarda, ara sıra oyunlarımızı yarıda kesiyorsak, bunun nedeni ölümün seslenişini duymamızdır. Ömrümüz boyunca ölüm bize el eder, çağırır bizi. Her birimiz ansızın, sebepsiz düşüncelere dalmıyor muyuz, bu hayaller bizi öylesine sarıyor ki zamanı, mekanı fark etmez olmuyor muyuz? İnsan bilmez bile ne düşündüğünü; ama sonra kendini ve dış dünyayı hatırlamak, düşünmek için toparlanmak zorundadır. Bu da bir sesidir ölümün Kör Baykuş, Sadık Hidayet
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.