320 syf.
·
Puan vermedi
Biz Biz Biz Mabel'in Askerleriyiz!
Yihuuuu,Işıl Işık izleyenler için bir de okusunlar diye kitap var bu yeryüzünde.Neyse,ben şimdi biraz yorum yapayım sevincimi saklayıp.Öncelikle kurguyu beğendim.Klişe olacak ama sevilen tarzda bir gerilim,polisiye romanı,kabul edelim.Mabel işine değer veren bir gazeteci,irdelemeyi seviyor,bu çok hoşuma gitti.Kuzeni Beliz'in ölümüyle memleketine,yaşadığı eve geri dönüyor ve hikayeye tam da bu noktada başlıyoruz,haydi bismillah.Fakat bir şey söylemem gerek ben Deniz'le hemen flört etmesini hiç sevmedim ve sanırım da biraz rahatsız oldum.Ne ara aşık oldun,ne ara flört durumu yaşandı,ne ara gözüne kestirdin be Mabelcim?Ah Mabelcim.Ama olaylar o kadar bağlantılı ki hak vermemek de elde değil.Spoiler olacağı için oraya hiç girmiyorum ama Işıl'ın hakkını vermek lazım,bu alanda da gayet iyi,çok iyi,kelimelerini okurken-Deniz'le flört kısımları hariç- hiç sıkılmadım desem yeridir.
Ona Kadar Say
Ona Kadar SayIşıl Işık · Sia Kitap · 2023255 okunma
Son derece zeki, her şeyi seviyeli bir bakış açısından gören, kimse hakkında kötü bir söz söylemeyen bir kadın, son derece önemli mektuplarınızı kendisine rahatlıkla teslim edebileceğinizi kendi söylediği halde cebinde unutur, çok önemli bir randevuyu kaçırmanıza sebep olur ve bir özür bile dilemeden gülümser; çünkü saatten hiçbir zaman haberi
Sayfa 284Kitabı okudu
Reklam
İlk birliktelik yaşadığım, kendimi her seyimle teslim ettiğim kişinin bana hayatımın kazığını atacağını tahmin bile etmemiştim. Bu kazık para mevzusu değil he. İhtiyacım olmasa buralarda senden para istemem, yanındakikisi ya da annen gibi dolandırıcı olduğunu düşünmüyorum elbette. Sadece işsiz olduğumdan ve kredi kartının asgarisini dahi
208 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Atatürk’ün önerdiği bir kitapmış…
Öncelikle bu kitap bir oturuşta bitecek bir kitap aslında ancak ben çok ara vererek okudum bu kitabı. Bunun kitapla ilgisi olmadığını, Gregory Petrov’un çok akıcı bir kalemi olduğunu söylemeliyim. Bir de bu kitaptan önce Finlandiya’nın eğitim ve refah seviyesinin yüksek olduğunu ancak nasıl bu hale geldiğini bilmediğimi itiraf etmeliyim. Çok
Beyaz Zambaklar Ülkesi
Beyaz Zambaklar ÜlkesiGrigory Petrov · Ayrıntı Yayınları · 201798,6bin okunma
Aile, aile, aile...
Aile... aile... aile... Ne kadar modernleşirsek modernleşelim, fark etmiyor. Biz, bu coğrafyanın kadınları, hep aynı parçalanışı ve kafa karışıklığını yaşıyoruz. Hür olacağız, evet, fakat aileye sadakat bizim elimizi, kolumuzu hep sımsıkı bağlayacak. Bu yüzden müsavi olamıyoruz erkeklerle." “Hiç de değil. Ben doğduğumda, çok uzun zamandır erkeklerle eşit yasal haklara sahiptik. Cinselliğimizi de idrak etmiştik, çok şükür. En azından bizler, büyük şehirlerde ve batı bölgelerinde yaşayan kadınlar, eğitimli, özgür ve eşittik.” “Her şey mükemmelse, neye başkaldırıyordu o bahsini ettiğin Gezi'deki çocuklar?" Her şey mükemmel değil. Kazanılmış haklarımızı kaybetmekten, daha da ileri evrensel haklara ulaşmaktan vazgeçip geriye dönmekten, ilkel bir Ortadoğu ülkesine dönüş- mekten korkuyoruz." "Tekmil haklarımızı aldık, demedin miydi? "Haklarımız var ama giderek kâğıt üzerinde kalıyor. Adalet sistemi darmaduman, eğitim sistemimi altüst oldu. Sanat çok geri plana itildi. Tiyatrolarımız kapanıyor. İstanbul'daki opera çoktan kapandı bile. Kadına evinde oturup çocuk doğurması ve sadece çocuğuna bakması için müthiş bir teşvik var. Kadınların lehine öyle yasalar çıkıyor ki, artık..
Sayfa 235 - EverestKitabı okudu
GİTTİN...
Şimdi bir mevsim değil, koca bir hayat girdi aramıza. Biliyorum ne sen dönebilirsin artık, ne de ben kapıyı açabilirim sana. Şimdi biz neyiz biliyor musun? Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz. Birbirine uzanamayan
Reklam
408 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
spoilerli yerlerin basi ve sonunda uyari var
bu kitabi begenmeyen ucubeler hemen defolsun gozum gormesin onlari. (saka fikrinize saygi duyuyorum) apollon'un bencil dusuncelerine asiri sinir olup yarim biraktigini soyleyen kirk bin tane okur gordugum icin korkmuyor degildim ama ben sinir olmaktansa komik bulacagima inandigim icin yine de aldim (her turlu alacaktim da iste,,) ve sonuc
Gizli Kahin
Gizli KahinRick Riordan · Doğan ve Egmont Yayıncılık · 2018522 okunma
Yüzün diyorum bir bir bir bir, Yüzün diyorum iyi bir gün başlıyor. Çoktan durmuş gibi bir şeyler orda. Saatler durmuş, sesler durmuş, savaşlar durmuş. Ne geç kalma telaşı işçi duraklarında kadınların, Ne bir köpek havlaması sokaklarda, Ne de ölü bir çocuk sokulmuş fotoğraflara. Uyanmayı beklemiş sanki bir dağ yüzyıl boyunca, Boynunla saçların
"Sultan Hamid tahta geçtiği zaman Avrupalılar Bosna Hersek memleketini ellerine geçirmek, Islahatın mutlaka iki ay içinde uygulanmasını sağlamak için baskılarda bulundular. Artık Osmanlı Devleti'nin başlı başına kendisini yönetmeye yetersiz kabul edilmesi gerektiğini ve bundan dolayı emri altına almak gerektiğini kesin bir şekilde
Sayfa 359 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Yeryüzünün her sabahında insanlar gözlerini böyle bir hayata açarken, bunca acımasızlık, bunca yoksulluk, bunca mutsuzluk varken, perdenin öteki tarafındaki cenneti düşünerek yaşamayı ben kendime yediremiyorum Karen. Böyle bir cennet olsa bile kendime yediremiyorum. Ben iyiliği, sadece iyilik olsun diye yapmayı seviyorum, kötülükten kaçınmayı, kötü olmadığım için yapmayı istiyorum. İyi olduğumda birinin bana ödül vermesi ya da kötü olduğumda birinin beni cezalandırmasından korktuğumdan değil. İyi olmak için bir efendiye ihtiyacımız yok kızım. İyilik de kötülük de içimizde, bizimle beraber doğdu, bizimle beraber yok olacak. Önemli olan yaşarken neyi seçtiğin, hem de cennet ödülü ya da cehennem cezası olmadan. Hem de ölüp gideceğini bile bile. Perdenin ötesi diye bir yer olmadığının farkında olarak. Üstelik senden sonra gelecekleri hiç kıskanmadan, üstelik biz görmesek de onlar daha mutlu olsun diye çabalayarak. Benim payıma düşen de buymuş, teşekkürler hayat diyerek. Bence yaşamak bu kadar basit, aynı zamanda bu kadar güzel, bu kadar heyecan verici. Bütün mesele sahiden alçakgönüllü olabilmekte.
Reklam
·
Puan vermedi
Vincent Van Gogh - İnan Bana
Konuşmasam da anlaşılacağımı sanmıştım..." Bir ressamın anlaşılmak konusunda Oğuz Atay'a benzemesi mümkün müdür? O halde gelin sizle sanatın Oğuz Atay'ını konuşalım... Van Gogh'un yaşadığı dönemde sadece tek bir tablosunun, yani Kırmızı Üzüm Bağı'nın satılması ve hayatı boyunca anlaşılmadığının düşünülmesi bana hep
İnan Bana - Vincent
İnan Bana - VincentVincent Van Gogh · Otantik Kitap · 202318 okunma
246 syf.
9/10 puan verdi
itiraf etmeliyim ki kitaba ilk başladığımda sıkılmıştım fakat ilerleyen sayfalarda elimden düşüremedim. Ana karakterimiz Raif efendinin kaleme aldığı defterinden dinlemekteyiz. Raif efendi sessiz hatta fazlasıyla içine kapanık dışardan baktığınızda merak uyandırmayan bir karakter hatta direk asosyal diyebiliriz. asosyallik bir yana ekstradan kendi
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Varlık Yayınları · 1966313,1bin okunma
Ölü Canlar’daki Çiçikov gibi hissediyorum kendimi. Hükümet konağıyla Adliye binasının arasındaki gökyüzü parçasında önemli bir yer tutan şu beyaz buluta benzetiyorum kendimi Olric: esen rüzgâra göre biçim değiştiriyorum. Hafif, beyaz ve yuvarlak bir Turgut’um ben. Pamuk gibiyim: köşelerimi kaybediyorum yavaş yavaş. Bak: Adliye de, karşısında dura dura zamanla Hükümet konağına benzemiş. Ceza hakimi de kaymakama, ya da belediye başkanına benziyordur muhakkak. Birbirlerine can sıkıntısı yüzünden kötülük etmeye çalışırlar; benzemediklerinden değil. Belediye başkanı iyice ayırır kaymakamdan kendini: biz onun gibi mekteplileri çok gördük, der. Bizim gibi basit insanların zor anlayacağı soyut kavramlar üzerinde tartışırlar önce, Olric
Sayfa 61 - İletişim Sinan Yayınları Dördüncü Bölüm
320 syf.
6/10 puan verdi
320 syf. olmasa da olurmuş
Kitabın konu başlıklarını kabaca dökecek olursam; • Gözlemleyen bilinci çocukluktan itibaren fark edip geliştirmek. Yani mesela bir şeye üzüldük; "Şimdi neden üzüldüm, canımı sıkan ne, tam olarak ne hissediyorum, düşüncelerim neler bu konuyla ilgili?" gibi, duygu ve düşüncelerimizin farkına varmanın, analiz etmek değil, farkında olmak ve kendini düşünce ve hislere kaptırmadan durumu görebilmenin çocuk ve ergenin gelişimindeki etkisinden bahsediyor. • "Denetim odaklı korku kültürü" ve "gelişim odaklı değerler kültürü" kavramlarından yola çıkarak; "iç tanıklık" ve "dış tanıklık" kavramlarına -"ben ne hissediyorum?"/"başkaları benimle ilgili acaba neler düşünüyor?-, birey odaklı yaşamak ile ekip bilincine sahip, "biz" odaklı yaşamak arasındaki farklara ve bu farkların aile yaşantısı, eğitim hayatı ve iş ilişkileri üzerindeki etkilerine değiniyor. Dönüp dolaşıp aynı cümleleri kurmuş rahmetli, sizin ve benim bildiklerimden farklı bir fikir de sunmamış bana kalırsa. İşte, "çocuğunuzu dinleyin, yargılamayın, edinmek istediği mesleklerle alakalı kişilerle görüştürüp o iş ortamını tecrübe etmesini sağlayın." minvalinde tonla klişe var. Kitabın en sevdiğim bölümü, yazarın kitap ve film önerilerinde bulunduğu bölümdü, önerilerin bir kısmını buradaki okunacaklar listeme ekledim. İyi okumalar!
Var mısın?
Var mısın?Doğan Cüceloğlu · Kronik Kitap Yayınları · 202126,7bin okunma
-Beni niye bırakıp gittin Müzeyyen? - Elimde değildi,kendime engel olamadım. Ona aşıktım. Seni üzmek istemezdim ama kendimden de vazgeçemedim. - Değdi mi peki? - Mesele bu değil ki, yaşamam gerekiyordu yaşadım. Ama biliyorsun işte bitiyor en nihayetinde her şey gibi. - Çay için teşekkürler. - Gitme! Lütfen! Diyelim ki gitmedin. Seninle
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.