,
Dün başlayıp bugün bitirdiğim, elimden bırakamadığım harika ötesi bir eser.
Kitap Avis Everhard’ın 1912-1932 yılları arasında keleme aldığı el yazmalarından oluşuyor. Avis babası tarafından tanıştırıldığı Ernest isimli sosyalist devrimci bir gençle nasıl tanışıp evliliğe uzanan bir yola çıktıklarını ve nasıl ilk başlarda hiç benimsemediği
Dünyadaki bütün kadınlar uyursa ne olur? Peki Türkiye'de uyursa ne olur? Çoğu türk kadını "şöyle bir yatağıma yatsam uyusam yıllarca uyandırmasalar" diye söylenmiştir. Hatta bence ev kadınları ayakta uyur, ayakta ölür. Sevgili King kadınların bu durumunu düşünmüş sanırım ve şu kadınlara uyanmayacakları bir uyku yazayım, üstlerine de
Kitap etkinlik kitabı olarak tavsiye edildiğinde aklıma Bulutsuzluk Özleminin Boyalı Kuş parçası gelmişti.Aslında andırmıyor da değildi kitap.Öncelikle kitabın kapak tasarımı yabancı kapak tasarımına göre berbat ötesi olduğunu söylemeden edemeyeceğim.Benim beklentim Anna Frank'ın Hatıra Defteri veya Stefan Zweig tarzı psikoloji ağılıklı bir
Ve biz onlara diyeceğiz ki:
Hesaplaşma günü geldi. Şimdiye kadar yalnız din kitaplarında yargılandınız. Biz fakirler, zavallılar, yarım yamalaklar, bu kitapları okuyup teselli olurken içinizden güldünüz. Ve çıkarınıza baktınız. Hatta gene sizlerden, sizin gibilerden, büyük düşünürler çıktı ve bu kitapların bizleri uyuşturmak için yazıldıklarını ileri sürdüler. Biz zavallılar, ya bu düşüncelerden habersiz kaldık, ya da bunları yazanları bizden sanarak alkışladık. Yani uyuttular alkışladık, uyandırıldık alkışladık. Her ne kadar bugün siz suçlu, biz yargıç sandalyesinde oturuyorsak da gene acınacak durumda olan bizleriz. Esasında, sizleri yargılamaya hiç niyetimiz yoktu; Sizin dünyanızda, o dünyayı bizlerin sanıp yaşarken, hepinize hayrandık. Sizler olmadan yaşayabileceğimizi bilmiyorduk. Ayrıca, dünyada gereğinden çok acıma olduğuna ve bizim gibilerin ortadan kaldırılmamasının sizlerin insancıl duygularına bağlandığına inanmıştık. Bu çok masraflı dünyada bir de bizlere bakmanız katlanılması zor bir fedakârlıktı. Arada bir bize benzeyen biri çıkıyor ve artık yeter diyordu. Onunla birlikte bağırıyorduk: artık yeter! Bizler kazanıyorduk, bazen kaybediyorduk ve sonunda her zaman kaybediyorduk.
Ve biz onlara diyeceğiz ki:
Hesaplaşma günü geldi. Şimdiye kadar yalnız din kitaplarında yargılandınız. Biz fakirler, zavallılar, yarım yamalaklar, bu kitapları okuyup teselli olurken içinizden güldünüz.Ve çıkarınıza baktınız. Hatta gene sizlerden, sizin gibilerden, büyük düşünürler çıktı ve bu kitapların bizleri uyuşturmak için yazıldıklarını