Düşmanın tepelendiği yerdir.
Cumhuriyet, hukuk, yurttaşlık ve laiklik' in kapısı önce Sakarya, sonra Dumlupınar, sonra o dağlardan açıldı.
Bizler hayatta olduğumuz sürece, düşmanın tepelendiği o dağlarda nöbetteyiz.
Düşmanı tepelediğimiz o dağlarda hala Anadolu kadar büyük cephanemiz var.
O cephane, hukuktur, cumhuriyettir, yurttaşlıktır, laikliktir.
Düşmanı hala o bu cephanelerle geri tepiyoruz.
Bu ülkeyi hala, İzmir' in dağlarında açan çiçekler gibi yazarlarıyla savunuyoruz.
Cemaatle, vahşi hocalarıyla sinsi sinsi el altından işbirliğine girerek değil, cesaretle, tunç göğsümüzü siper ederek savaşıyoruz.
Bir yaşama gücümüz, bir irademiz, bir ülkemiz varsa, bu soylu değerleri bize hediye eden, İzmir' in düşmanı tepeleyen dağlarıdır.
Uyanık kaldıysak, tükenmek bilmeyen kuvvetimiz varsa, İzmir' in dağlarından öğrendik.
Önsezilerimiz daha güçlü çıktıysa, önsezilerimiz bizi daha dayanıklı, daha iyi ve onurlu yaşamının yolunu açtıysa, İzmir' in dağlarından öğrendik.
Biz yazılarımızı hep o dağlardan yazdık.
Nihat Genç
Şamil, bölgeye ilk temsilcisini 1843 yılında göndermişti. 1850 yılında daha güçlü bir ismi, Naip Muhammed Emin'i görevlendirdi. Bu kurnaz adam, aşiretleri birbirine düşürdü. Korkunç bir şiddetle hükmeden Muhammed Emin, bir yandan düzeni sağlama kisvesi altında katliamlara girişiyor, diğer yandan aldığı rüşvetlerle cebini dolduruyordu. En
Tüm bunların üzerine neden hâlâ savaşıyoruz? Demokrasi için mi? Demokrasi için ölüyorsak, demokrasiyle tek vücut olmalıyız. Savaşa bizimle katılıp o da dövüşsün! Aramızda en güçlü oyken, hepimizi de kurtarabilecekken her an bizim işimizi zorlaştırdı. Kabul, bu onun hakkı.
Ancak o zaman biz de sadece kendimiz için dövüşüyoruz demek olur bu. Kendimiz için dövüşmemize rağmen her şeyimizi kaybediyoruz. Öyleyse neden halâ ölüyoruz?
_Genç Kız Beyni = DRAM, DRAM, DRAM!
_Genç kızın beyninde ve hayatında olan budur. Ergenlik dönemleri çalkantılı zamanlardır. Ergenlik sırasında genç kızın tüm varoluş nedeni, cinsel açıdan arzulanır olmak haline gelir. Kendisini, başka genc kızlarla ve medyadaki cekici kadınların görüntüleriyle kıyaslamaya başlar. Beynin bu durumu, kadın
“İnsanların uğruna savaştıkları çok şey var gibiydi. Eğer Hristiyanlar, Hindular ya da Yahudiler, birçoklarının söylediği gibi, hala bizim düşmanımızsa, biz Müslümanlar neden birbirlerimizle savaşıyoruz?”
Emperyalistler Türkiye'yi soyup soğana çevirdiler, hala da soyuyorlar. Köylüler ve işçiler buna katlanamadilar ve baskaldirdilar. Sabır bardağı taştı, gerek Doğu halkları gerek biz emperyalist kuvvetlere karşı savaşıyoruz.
"Biz düşmanla savaşıyoruz, onlar milletimizin malına, canına, ırzına tasallut ediyorlar," diye devam etti. "Buna göz yumulur mu? Yunan alçaktır, namussuzdur! Mustafa Kemal'in başında bulunduğu Heyet-i Temsiliye'de yetiştirdiğimiz en büyük âlimler, fakihler ve askerlerimiz bulunuyor. Onlar büyüklerine uygun davrandılar, bu sergerdeler nasihatle yola gelir, millet, vatan menfaatinin nerde bulunduğunu anlarlar dediler. Kardeş kardeşe girmesin, Müslüman kanı, halkımızın kanı dökülmesin dediler. Bu sayede pek çok insan kazandık. Rumların, Ermenilerin arasından bile bize katılanlar oldu. Fakat bu âlicenaplığı hâlâ anlayamayanlar var, hâlâ memleketi asıp kesmeye, haraca bağlamaya yeltenenler, bu merdut, bu şen'i işe devam edenler var. Bunlar artık kuvvetle yola gelebilirler. Ellerindeki bir avuç zavallıyı büyük bir kuvvet sandılar, üstelik kuvvete dayanarak derebeyliğe yeltendiler. Demek ki bunların anlayacağı biricik dil kuvvettir. Biz de onlara işte anladıkları dil ile hitaba başladık."
Eğer Hırıstiyanlar, Hindular ya da Yahudiler, birçoklarının söylediği gibi, hâlâ bizim düşmanımızsa, biz Müslümanlar neden birbirimizle savaşıyoruz? İnsanlarımız yanlış yönlendiriliyor. en büyük meselelerinin İslam'ı savunmak olduğunu sanıyorlar ve Kuran'ı yanlış yorumlayan Taliban gibileri tarafından yanlış yola saptırılıyorlar.
İnsanların uğruna savaştıkları çok şey var gibiydi. Eğer Hristiyanlar , Hindular ya da Yahudiler, birçoklarının söyledikleri gibi ,hala bizim düşmanımızsa ,biz Müslümanlar neden birbirimizle savaşıyoruz? İnsanlarımız yanlış yönlendiriliyorlar.En büyük meselerinin İslam'ı savunmak olduğunu sanıyorlar ve Kuran'ı yanlış yorumlayan Taliban gibileri tarafından yanlış yola saptırılıyorlar.Oysa daha pratik meseleler üzerinde yoğunlaşmamız gerekiyor .Ülkemizde cahil pek çok insan var .Pek çok kadın hiç eğitim görmemiş.Okulların bombalandığı bir uerde yaşıyoruz. Güvenilir bir elektrik kaynağımız yok .En az bir Pakistanlı öldürülmeden tek bir gün bile geçmiyor.
"Eğer Hıristiyanlar, Hindular ya da Yahudiler, bir çoklarının söylediği gibi, hâlâ bizim düşmanımızsa, biz Müslümanlar neden birbirimizle savaşıyoruz? Insanlarımız yanlış yönlendiriliyor. En büyük meselelerinin İslam'ı savunmak olduğunu sanıyorlar ve Kuran'ı yanlış yorumlayan Taliban gibileri tarafından yanlış yola saptırılıyorlar"
... ...neden hâlâ savaşıyoruz?
Demokrasi için mi?
Demokrasi için ölüyorsak,
demokrasiyle tek vücut olmalıyız.
Aramızda en güçlü oyken,
hepimizi de kurtabilecekken,
her an bizim işimizi zorlaştırdı.
Kabul, bu onun hakkı.
Ancak, o zaman da biz sadece kendimiz için dövüşüyoruz olur bu.
Kendimiz için dövüşmemize rağmen
her şeyimizi kaybediyoruz.
Öyleyse, neden hâlâ ölüyoruz?
Umutsuzluktan dolayı mı?
Ama ortada umutsuzluk da yok... ...
Türkler! ulusal kurtuluşları için savaşıyorlar. bunun için merkez komite askerlik işlerini bilen birisi olarak sizi oraya gönderiyor. emperyalistler Türkiye soyup soğana çevirdiler, hala da soyuyorlar. köylüler ve işçiler buna katlanamadılar ve başkaldırdılar. sabır bardağı taştı; gerek Doğu halkları gerekse biz emperyalist kurtlara karşı savaşıyoruz