Tamirci Çırağı
On yedi yaşında hayalleri ve umutları elinden alınan bir çocuktum. Mutsuzdum. "Mutsuzluğumun sebebi ne olabilir?" diye sürekli düşünüyordum. Liseye başladığım yıl, birçok Türk babasının oğullarını okula motive etme amaçlı söylediği, "Okumazsan seni sanayiye veririm" sözünü babam da beni motive etmek amacıyla söylemişti. Genelde
HAYATIN ÇIĞLIKLARI Doktorun odasından çıktığımda moralim oldukça bozuktu. Kolesterolüm yüksekmiş. Diyet yapmalıymışım. Elimde yememem gerekenlerin listesi ve reçeteyle yürürken hayatımda hiçbir zaman diyet yapmadığımı düşündüm. Dahası, şimdiye kadar bana dayatılan hiçbir yasağa gönül rızasıyla boyun bile eğmemiştim. İçimdeki asi ruh burada da
Reklam
Öyle taştandı ki kalbim asla aşka inanmazdım Yaşıtlarım sevgili yaparken ben onları ayıplardım Şimdi ki halimi görseler inanmazlar, yazdıklarım o günleri kanıtlar mı? Biliyordum birine aşık olsaydım bu beni hayattan soyutlardı Çaba göstermedim aşık olmamak için zaten kimseyi hoş bulmazdım Kalbime bir kişi bile girmemişti bak yıllardır Kalpsiz
Herşey eskiden güzeldi valla Eskiden, telefon ve bilgisayar yokken ne yapıyordunuz? Nasıl vakit geçiriyordunuz? Ne kadar sıkıcıdır diyen yeni yetişen nesile cevabım; Bisiklete biniyor, Çamurdan köfteler yapıyor, Saklambaç oynuyor, Çanak çömlek patlatıyor, Kurt ya da kuzu oluyorduk kovalambaç, Yakantop, Yerden yüksek oynuyor, Pikniklere gidiyorduk. Ev telefonumuzu herkese vermiyor, Buluşmaya söz verdiğimizde bir telefon mesajı ile iptal etmiyorduk. Ödevlerimizi kütüphanede ve gazeteden kuponla biriktirip aldığımız ansiklopedilerden araştırıp yapıyorduk. Annemiz "Hadi yemek hazır" diye çağırdığında kurt gibi aç olduğumuz halde eve girmek, oyunu yarım bırakmak istemediğimiz için yüksek sesle "Ben tokum" diye bağırıyorduk. Kısacası dışarıda hayat vardı ve biz çok Mutluyduk...Biz halen mutluyuz....
Ankara Savaşı Öncesi Timur-Yıldırım Bayezit Mektuplaşması
TİMURUN 1.MEKTUBU Ey Rum (Anadolu ve Balkanlar) diyarının Meliki (Kralı) olan Yıldırım Bayezid bil ki! Bizler kudretimizle ve iktidarımızla ademiyetin (insanlığın) en büyük kısmını tebaamız haline getirdik. Bu görülmemiş ve görülemez işi tek başıma yaptım. Senin gibi pederimden (babamdan) ülkeler miras alarak değil! Aklını başına devşir!
Hayat Dersi
SEN KATİL MİSİN? "İstanbul Teknik Üniversitesi'nde, henüz 19 yaşında, ikinci sınıf öğrencisi olarak kafası bir karış havada gezen birisiydim. Bir gün, çok değerli bir ‘mukavemet’ akademisyenimizin dersindeydim. Değerli hocamız, öğrenciler tarafından korkulan biriydi. Herkes, kendisinin çok gaddar ve acımasız olduğu için şikayet
Reklam