“Acaba bizi, biz üçüncü dünyalıları, biz doğuluları, biz müslümanları nasıl bu hale getirdiler? Önce dinimizi, dilimizi, edebiyatımızı, düşüncemizi, geçmişimizi, tarihimizi ve ırkımızı, her şeyimizi öyle aşağılamışlar, bizi o kadar ikinci sınıf insan saymışlardır ki, artık biz oturup kendi I kendimizi alaya alacak hale geldik. Buna karşı kendilerini o
denli üstün ve değerli gösterdiler, bizi öyle inandırdırdılar ki, bizim bütün uğraşımız, çağrımız, arzumuz, savaşımımız, Avrupa'ya kölelik için oldu. Onları taklit edebilinceye, onlara benzer hareket edebilinceye ve onlar gibi
konuşup, yürüyünceye kadar buna devam ettik. Hatta okumuş bilginimiz, Farsça'yı unuttuğu için övünmektedir. Bunca eşeklik? Hatta "eşeklik" bile denilemez, çünkü eşeğe hakaret olur. İnsan bilinçsizlikle o kadar övünüyor, bilmemekle, unutmakla övünüyor? Çok şaşırtıcıdır. Yabancı bir dili öğrendiği için övünmüyor, kendi dilini unuttuğu, bazı şeyleri bilmediği için övünüyor!! İşte bu derece aciz ve zelil.”