Düşman Çanakkale'yi geçemeyecek, İngiliz amirallerinden biri, "Çanakkale'de Osmanlı insanının ortak imanına tosladık, onurumuz kırıldı" diyerek Çanakkale gerçeğini ifade edecekti.
"Osmanlı’da kız çocuklarına “kerime” denirdi. Yani Allahu Teâlâ’nın lütfu, ikrâmı..."
Reklam
Osmanlıların çekildiği topraklar bugün yalnızca hüzün üretmiyor, aynı zamanda kan ve gözyaşı üretiyor...
Reklam
Eski aşıklarımız sevdiğine, "yarim" ifadesini kullanırlardı. Şimdiki sevgililerde manita, flört gibi saçma sapan böyle ruhsuz kelimler kullanıyor. Halbuki "yâr" kelimesi Farsça kökenlidir. Ve dost olan, yardımcı olan mânasındadır. Ama "manita" ise İtalyanca kökenli ve el altındaki kadın demek. "Flört" ise İngilizce kökenlidir. Ve işve, oynak demek. Bakın kelimelerin bir ruhu vardır. Kelimeler bir toplumun aynasıdır. Kendinize de hangi aynadan bakacağınızı siz seçersiniz, siz belirlersiniz. Aynı şekilde "yâr" kelimesinin bir zıttı vardır. "Ağyâr" kelimesidir. Arapça da "ağyâr" ğayr'ın çoğuludur. Bu da kendine dost olmayan, el olan, uzak olan manasına gelir. Eskiler o yüzden birisine duâ ederken, bir âşığa duâ ederken; "Allah yar bildiğini, sana ağyar etmesin. Diye duâ ederdi. Vallahi ne varsa eskiden var ya...
Ne oldu acaba? :)
Ailedeki yaşlılardan "moruk" diye bahseden çocuk, o tarihlerde, herhalde kıyamet alâmeti sayılırdı. Sonra ne olduysa oldu, kuşakları bir birine bağlayan "muhabbet" ipi koptu.
Susuyoruz herkese. Sustukca sevdiklerimizin sevgisine susadık
Turnikenin konuştuğunu ilk duyduğumda verdiğim tepkiyi hep hatırlarım: "İnsanlar susunca, makineler konuşuyor."
Çok çalışır, çok dua eder ve çok istersen Allah'ın rahmeti tecelli eder, rahmet tecelli ettiğinde nice olmazlar olur.
Sayfa 78 - AkşemseddinKitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.