Eski aşıklarımız sevdiğine, "yarim" ifadesini kullanırlardı.
Şimdiki sevgililerde manita, flört gibi saçma sapan böyle ruhsuz kelimler kullanıyor.
Halbuki "yâr" kelimesi Farsça kökenlidir.
Ve dost olan, yardımcı olan mânasındadır.
Ama "manita" ise İtalyanca kökenli ve el altındaki kadın demek. "Flört" ise İngilizce kökenlidir. Ve işve, oynak demek.
Bakın kelimelerin bir ruhu vardır.
Kelimeler bir toplumun aynasıdır.
Kendinize de hangi aynadan bakacağınızı siz seçersiniz, siz belirlersiniz.
Aynı şekilde "yâr" kelimesinin bir zıttı vardır. "Ağyâr" kelimesidir.
Arapça da "ağyâr" ğayr'ın çoğuludur. Bu da kendine dost olmayan, el olan, uzak olan manasına gelir.
Eskiler o yüzden birisine duâ ederken, bir âşığa duâ ederken; "Allah yar bildiğini, sana ağyar etmesin. Diye duâ ederdi.
Vallahi ne varsa eskiden var ya...
Düşman Çanakkale'yi geçemeyecek, İngiliz amirallerinden biri, "Çanakkale'de Osmanlı insanının ortak imanına tosladık, onurumuz kırıldı" diyerek Çanakkale gerçeğini ifade edecekti.
ÇEKİLİŞİMİZ BİTMİŞTİR.
BUNCA ZAMAN EMEK VE KİTAP VEREN HERKESE SONSUZ TEŞEKKÜRLER. YÜREĞİNİZE SAĞLIK GÜZEL İNSANLAR..
Öncelikle bu çekilişe bağışladığı kitaplarla, emekleriyle, paylaşımlarıyla katkıda bulunan herkese çok teşekkür ederim. Sizlerin sayenizde çok daha güzellerini birlikte yapacağınıza şüphem yok. Şimdi kazananları seçme
Osmanlı zamanında evlerin çoğu ahşaptan yapılırmış, ancak Camii gibi kalıcı binalar taştan inşa edilirmiş.
Taştan ev yapmak isteyene:
"Dünyada kalıcı mısın?" denirmiş.
Medeniyetin beşiğisin sen Osmanlı❤️🩹
Ailedeki yaşlılardan "moruk" diye bahseden çocuk, o tarihlerde, herhalde kıyamet alâmeti sayılırdı.
Sonra ne olduysa oldu, kuşakları bir birine bağlayan "muhabbet" ipi koptu.
•Osmanlı Toplumu, " bir sevgi, şefkat ve yardım toplumu'ydu.
Devlet, " hayat ve Hayrat devleti",
İnsan, " hayrat ve hasenat insanı'ydı.
•Osmanlı'da hayat ahirete dönüktü. Ahirete dönük olduğu için de hayatta fuzuli şeylere yer yoktu.
•Osmanlı insanı " Kıble Yürekliydi ", FAZİLETLİYDİ, DÜRÜSTTÜ,
Sultan Abdülhamit zamanında, Avrupa'da bulunan bir Jön Türk'ün anısı çok ilginçtir. Bir grup Jön Türk bir kütüphanede sık sık buluşmaya, çalışmaya başlamışlar. Kütüphanenin Fransız amiri de meraklanmış kimdir bu grup, yanlarına yaklaşmış sormuş?
"Siz nesiniz?"
Jön Türkler şaşırmış, "Müslümanız" demişler.
Fransız amir demiş ki: "O sizin dininiz. Milliyetiniz nedir?"
Bu sefer Jön Türkler, "Biz Osmanlıyız" diye yanıt vermişler.
Adam yavaş yavaş sinirlenmiş: “Bu da sizin tabiiyetiniz. Milliyetiniz nedir? Mesela şurada oturan adama sordum Ermeni’yim dedi. Yanındaki ise Rum’muş. Siz de Rum veya Ermeni olamazsınız ya?!”
Anısını paylaşan Jön Türk, “İşte o gün Türk olduğum aklıma geldi” der.
Osmanlı dönemini çok merak ediyordum ve Osmanlı dönemi hakkında bir kitap okumak istiyordum. Tarih kitaplarıyla ilgili araştırma yaparken bu kitaba denk geldim ve hemen alıp okumaya başladım.
Kitabın zor bir dili yok. Sadece arada bulunan tek tük eski kelimeler var ama bu da kitabı okurken herhangi bir sorun teşkil edecek cinsten değil. Kitap gayet akıcı ve güzel.
Kitabın içeriğine gelecek olursak kitap beni benden aldı. Zaten Osmanlı'ya aşıktım bu kitap sayesinde de Osmanlı'ya olan aşkım arttıkça arttı. Her sayfasında ayrı bir hayranlık duydum ve her sayfasında Osmanlı döneminde yaşama isteğim doruklara ulaştı. Osmanlı halkını, geleneklerini, o zamanda yaşayan yabancı insanların Osmanlı hakkındaki görüşlerini çok güzel bir şekilde anlatmış yazarımız. Merak ettiğim birçok şeyin cevabını bu kitapta buldum diyebilirim. Ayrıca yazarımız Osmanlı hakkında söylenen yanlış bilgileri de açığa çıkarıp doğrularını bize sunmuş.
Harcadığınız vakte değecek bir kitap:)
Ben çok severek okudum. İnşallah sizde seversiniz. Keyifli okumalar...
Biz OsmanlıyızYavuz Bahadıroğlu · Nesil Yayınları · 20062,191 okunma
Her ne kadar günümüzde geçmişe mazi deniyorsa da, tarih gerçek bir ibret aynası ve tam bir tecrübe tahtasıdır. Devlet adamları, yöneticiler ne kadar tarih bilirlerse, tarih kendi olumsuzluklarını o kadar az tekrarlar.