Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"İş aynı. Şu açık öğretimi bitirebilsem şef müdür filan olacağım da İngilizce denen laneti geçemiyorum. Amına koyim sanki İngiliz sörlerine hizmet ediyoruz. Biz Türk'üz vatandaş Türk! Ne sikime okutuyorlarsa..." Kamil bir an sustu ve aklına bir şeyler geldiğini belli eden bir yüz ifadesiyle Alper'e bakmaya başladı. "Ya aslında var ya... Lan ben bunu niye düşünemedim hiç? Çözmüşsün sen şimdi bu işi yani Boğaziçi filan tamam... Aslında babam okulu da ayarlatır benim yerime... Ha?" Alper anlamamış gibi baktı ama bal gibi anlamıştı. "Valla sonra dile benden ne dilersen. Şu vatan hainlerinin birinin oteli vardı, el koydular bizim Mehmet abi aldı. Oraya gönderirim seni hatunla ha? İngilizceyi tövbe geçemem ben... Sen onu halledersen gerisi bende..." "Yakalanırız ya resim kimlik filan," diye geveledi ne diyeceğini bilemeyen Alper. Sonra hiç inanmadığı halde, "Kul hakkı hem," dedi. "Oğlum gözetmen bilecek zaten. Babam ayarlar. Millet hakim, savcı, doktor, mühendis oldu böyle. Açık öğretimin kul hakkından ne olacak?" Alper'in hemen evet dememesine bozulmuştu kuzeni. "Neyse halledeceğiz artık bir şekil," dedi. Alper, sanki borç istenmiş de imkânı varken reddetmiş gibi suçluluk duydu, utandı. Lakin sustu. Hem demek Kamil, Alper'in bir hayır demesine derhal alınacak kadar hakir görüyordu aslında kendisini.
Sayfa 176 - Sözler: Şimdi ellerindedir Poseidon'un yabasıKitabı okudu
وَكُلُّ إِنْسَانٍ الْزَمْنَاهُ طَائِرَهُ فِي عُنُقِهِ "Biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık." (İsra' 17:13) İradeyi insana kader kılan Allah'tır. Allah insanın dilemesini dilemese, insan dileyemezdi. Fakat Allah insanın dilemesini dilemiş, bunu dilediğini de irade vererek göstermiştir. O saatten sonra iradenin sorumluluğunu inkâr etmek, Allah'ın dileğini reddetmek, yani kaderi inkâr etmek anlamına gelir.
Reklam
Vücudumuzdaki temel canlı birim hücredir ve her canlı gibi hücre de ölmek zorundadır. Peki, bir hücre ne zaman ölür? Hücre öldüğünde, organ da ölür mü? Ya da biz öldüğümüz için mi hücrelerimiz ölür, yoksa hücrelerimiz öldüğü için mi biz ölürüz? Aslında biz ve hücrelerimizin ölümü birbirinden bağımsız kavramlardır. Zira hücrelerimizin çoğunun yaşam ömrü oldukça kısadır. Örneğin sadece bir gün içerisinde ince bağırsağımızın yüzeyini oluşturan epitelyal hücrelerimizden 17 milyarı ölmekte ve yerine yeni hücreler yapılmaktadır. 17 milyar hücre! Siz sadece bu cümleyi okurken ince bağırsağınızda 1 milyon hücreniz öldü ve ölümler büyük bir hızla devam ediyor. Bu tam olarak ne anlama geliyor biliyor musunuz? İnce bağırsağımızdaki epitel tabaka beş günde bir tümüyle yenilenmektedir. Yani beş gün önce sahip olduğumuz ince bağırsak yüzeyi ile şu an sahip olduğumuz ince bağırsak yüzeyi birbirinden farklıdır.
122 syf.
8/10 puan verdi
Hadi anlaşalım..
Meksika halkının Toltekler soyundan gelen bir aileye mensup
Don Miguel Ruiz
Don Miguel Ruiz
'in kitabı
Dört Anlaşma
Dört Anlaşma
, kişisel gelişim türü kitapları tercih edenlerin severek okuyacağı ancak, bana kalırsa diğer kişisel gelişim kitaplarına benzemeyecek kadar kısa,öz ve sade bir kitap olmasından kaynaklı tür ayırt etmeksizin okunabilecek bir kitap.. Aynı anlama gelen
Dört Anlaşma
Dört AnlaşmaDon Miguel Ruiz · Ötesi Yayıncılık · 202311bin okunma
184 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Bir Clarissa incelemesi.
'Şimdi başka bir yüzyıldan ya da başka bir ulustan geliyormuş gibi kendini tecrit etmek mümkün değildir. Însan zorla tarafsız kalamaz. Savaş ile ilgili normal ve insancıl bir görüşe sahip olabilmek için tek bir olasılık vardır: Savaşın farkında olmak ve savaşı, kendileri asla cephede bulunmamış savaş çığırtkanlarından dinlememek.
Clarissa
ClarissaStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201713,6bin okunma
342 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Tanıştığımıza Memnun Oldum
Kitaptan aldığım notlara geçmeden önce zihnimde tortu şeklinde kalan düşünceleri paylaşmak istiyorum. Ethica’yı değerlendirirken “Teolojik, politik inceleme” ile birlikte okumak gerektiği kanaati oluştu bende. Tabi felsefe bir silsile olduğu için Platon ve Aristotales’den (Presokratlar ve Sokratesin düşüncelerini fragmanlar şeklinde bu iki
Etika
EtikaBaruch Spinoza · Dost Kitabevi Yayınları · 20191,579 okunma
Reklam
Biz ferdi kahramanlık sahneleriyle meşgul olmuyoruz. Yalnız size Bombasırtı olayını anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı siperler arasında mesafeniz sekiz metre, yani ölüm muhakkak, muhakkak… Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulmamacasına hepsi düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkülle biliyor musunuz! Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, en ufak bir duraksama bile göstermiyor; sarsılmak yok! Okuma bilenler ellerinde Kur'an'ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler şehadet çekerek yürüyorlar. Bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren, hayret ve tebrik edilecek bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebesini kazandıran, bu yüksek ruhtur.
Sayfa 152 - Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal İle Mülâkat (24-28 Mart 1918) - Birinci SafhaKitabı okuyor
Nasıl yani?
Cimri para için sağlığını, zevklerini, hatta dürüstlüğünü feda etmeyi başaracak da biz entelektüel ça­lışma gibi cömert bir amacı, her gün ona tembelliğimizden birkaç saati feda edebilecek kadar sevmeyi başaramayacak mıyız?
Raskolnikov'un düşünceleri değişti, Küçük Prens başka bir dünyanın mümkün olduğunu gördü...Arayıştaydı çoğu; kimi kahramanlar kendini buldu, kimisi hep kendinden kaçtı, kimi alelade bir anda kendiyle karşılaştı. Şifalanmanın yolu hep sevgiye bağlandı, sevgiler imtinayla gösterilemedi içten içe yaşandı. Biz de bir köşeden okuduk, yani yaşadık bazen de tekrar yaşadık.
Bugün bu memlekette kibar yer yok, sevgilim, düşmanla­ra ırzlarını satanlar var. Biz de onların içine girecek değiliz. Sen olup bitenleri bilmiyorsun. Beni dinle ruhum, palavranın hiçbir çeşidinden hazzetmediğimi bilirsin! Sözlerimi sakın yanlış anla­ma! Bir vatan kaybetmek üzereyiz. Bu felakette öncelikle bizim gibi yaşayanların büyük suçluluğu var. Biz, bu toprakların ni­ metlerinden bol bol yararlanmışız! Sonra, bizi bolluk, zenginlik, sefihlik içinde yaşatanlara, bu uğurda asırlardır perişanlık çe­ kenlere karşı hiçbir zaman vazifemizi yapmamışız. Bir vatan kaybediyoruz, karıcığım, bunun anlamını kavrayamadığına emi­nim. lnşallah, kavramana da meydan kalmaz. Ben Hindistan'ı, Siyam'ı, Mısır'ı, yani sömürgeleri hep dolaştım. Oralarda, yabancı üniformasiyle dolu, salonları, sarayları gördüm. lngiltere'de tanıdığımız subaylardan hiçbirisi, sömürgelerinde gördüklerime benzemiyordu. Londra'da insan olan bir binbaşı, Hindistan'da hayvan haline gelmişti. Bugün, lstanbul'da, seni bunlardan biri­siyle konuşurken görmeye bile katlanamam. Biz burada kalaca­ ğız, karıcığım, bu kırmızı yün kazağınızla siz burada oturacaksı­ nız. Sonuna kadar boğuşulacak. .. Zafer kazanılacak. .. Kılığımızı, kıyafetimizi o zaman düşünürüz.
Reklam
Yani biz hep böyle yıka yıka, tükete tükete mi kendimizi bitireceğiz? Hiç mi akıl, bilim semtimize uğramayacak?
Sayfa 205Kitabı okudu
"Geç demek, çaresizlik demektir.Yani artık yapacağı bir şeyin kalmadığına inanmak demek.Oysa biz daha yeni başlıyoruz." Rasim Özdenören
Biz, yani bu dünyanın iki sahibi sen ve ben, bu oyuna gelemeyecek kadar yeterliyiz.
Sayfa 66
Bilim, doğanın en son gizemlerini çözemez. Çünkü biz de doğanın, yani çözmek istediğimiz gizemin bir parçasıyız.
Max Planck
Max Planck
88 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Para Hırsı Yüzünden Yok Olan Hayatlar
Bugün
Honore de Balzac
Honore de Balzac
'ın kısa; ama çok anlamlı bir hikâyesinden bahsetmek istiyorum:
Efendi Cornelius
Efendi Cornelius
.
Honore de Balzac
Honore de Balzac
bu öyküsünde 19. yüzyıl insanını eleştiriyor. İnsanlık Komedyası eserinin felsefi inceleme bölümünde yer alan bu öyküde insan olmanın acıklı hikâyesi ele alınıyor. Kral’ın haznedarı olan
Efendi Cornelius
Efendi Cornelius
’un kendinden çok değer verdiği hazinesinin çalınması
Efendi Cornelius
Efendi CorneliusHonore de Balzac · Can Yayınları · 2022125 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.