ZÜLKARNEYN
(Kur’an’da kendisine büyük güç ve imkân verildiği bildirilen kişi.)
Sözlükte “sahip, mâlik” anlamındaki zû ile “boynuz, kâkül, şakak; aynı dönemde yaşayan nesil, akran” gibi mânalara gelen karn kelimesinin (Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, “ḳrn” md.) tesniye kalıbından oluşturulan zü’l-karneyn terkibinin anlamı karn kelimesine verilen mânaya
Bu kitabın Iyi anlaşılması için yazarıyla yapılan röportaj ı incelemeye koymayı uygun gördüm Herkese iyi okumalar..
Yazar – Şair Nesimi Aday’ın Dersim Gazetesi’nde Yazar Faik Bulut ile yaptığı ‘Horasan’dan nasıl geldik?’ kitabına ilişkin yaptığı röportajın tamamını olduğu gibi yayınlıyoruz.
Türkiye’deki Alevilerin çoğu ve Dersimlilerin
Kitap Orta Asya bozkırlarında kendi halinde yaşayan bir grup Türkün Ortadoğu ve Orta Asya'yı egemenliği altına alan bir imparatorluk kuran Büyük Selçuklu devletinin kuruluşunu anlatmaktadır.
11. yüzyılın ilk yarısında Selçukoğullarının yönetimindeki Türkler bazı İslam merkezleri İran ve Irak'taki büyük kentleri ele geçirdikten sonra
"Tarafımdan oluşturulmuş bu yorumun tüm hakları kitapyurdu.com'a aittir."
Hiç şüphe yok ki Türklerin Müslümanlığı, Türk tarihinin en önemli olayıdır. Hatta Batı merkezli tarih tasnifi böylesine benimsenmemiş olsa; Türklerin İslam’la tanışması dünya tarihi açısından nazarımızda çağ açıp çağ kapayan bir hadisedir. Bu yüzden Türklerin
Göktürk Devleti'ni kuran Bumin Kağan'ın küçük oğlu Taspar Kağan (572-581), Çin'de inançları yasaklanan Budacı rahipleri kendi ülkesinde konduruyor ve himaye ediyor. Bunu Budacılığa geçiş olarak görmek zor olabilir ama niyet temelinde görmemek daha zordur. Devletin daha birinci kuşağında böyle bir meyil göze çarpıyor. Bilge
Bizans sarayı tarafından Hazarlar'a duyulan sempatinin başka sebepleri de vardı. Nasıl Uygurlar Yukarı Asya Türkleri arasında en medenileşmiş olanlarıysa, Hazarlar da Avrupa Türkleri arasında öyleydiler.
İdareci kadrolar dışında Bizans-Hazar
ilişkisi dahilinde bazı Hazarların Bizans'a gelerek Bizans kültürünü
benimsediği ve imparatorluk yönetici elit tabakasına kabul
edildiklerine dair bazı veriler vardır, örneğin İstanbul Patrikliği
yapmış olan Patrik Photius'un babası Sergios ve keşiş, ressam ve
aynı zamanda bir diplomat olan Hazar Lazaros bu sınıfa dahil
olan kişilerdendir.14 Bahsedilen evliliklerin Hazarlar açısından
siyasi etkinlik, Bizans açısında da özellikle askeri destek elde
etmek amacıyla gerçekleştirildikleri açıktır.