Atatürk
Sen gideli
Neler oldu bu vatanda bilsen
Kara çarşaflılar çember sakallılar
Bereliler doldurdu köyleri, şehirleri
En güvendiğin kişiler
Senin ülküne ihanet ettiler
Ve sonra utanmadan
Eşi Ahmet Ürek'in Ağzından; Sevim Tan Ürek Kazası ve Sonrası
"Tayyip'in oğlu kırmızı ışıkta hızla geçiyor. Peşine siren çalarak ekip takılıyor. Kaçarken, yaya geçidine 5 metre kala eşime çarpıyor. 30 metre sürüklüyor. Eşim 6 gün sonra vefat etti..
Yakalandığında polislere Tayyip'in oğlu olduğunu söylüyor. Zaten o andan itibaren her şey değişti. Karakola gittik, çocuğun ehliyetini sormuyorlar.
Yalancı Çoban hikâyesi: Bir köyde adamın birini çoban diye tutmuşlar. Bir gece bu çoban "Koşun, sürüye kurtlar geldi!" diye
bağırmış. Koşup gelmiş köylü, bakmışlar bir şey yok. Anlamışlar ki kötü bir şakadır bu. Çoban bu şakayı iki defa daha tekrarlamış.
Bir başka gece sürüye gerçekten kurtlar gelmiş. Çoban "İmdat kurtlar geldi!" diye bağırmış ama köylüler bu kez gitmemişler, bu yine yalan söylüyor demişler. Kurtlar sürüye büyük zarar vermiş.
İş işten geçtikten sonra köyün ihtiyar heyeti oturup düşünmüş.
Muhtar "Bütün suç çobanda" demiş. Heyetten bir ihtiyar "Asıl suç bizde, birkaç defa kandırıldıktan sonra atmalıydık bu çobanı işten" demiş. Muhtar "Atmak istedik ama yerine kimse talip olmadı" diye karşılık vermiş. İhtiyar "O zaman biz bu zararı hak ettik" diye karşılık vermiş.
Kıssadan hisse: Nice tüccardan, politikacıdan kazık yer de bazı dürüst insanlar, kendileri o işleri yapmazlar, basit görürler,
başkaları yapsın isterler, başkaları yapınca da "Kazık yedik" diye
sızlanıp dururlar. Dürüstler uzak kaldıkça yönetimden, üçkâğıtçılar ayrılmaz yerinden.
Yalancı Çoban hikâyesi: Bir köyde adamın birini çoban diye tutmuşlar. Bir gece bu çoban "Koşun, sürüye kurtlar geldi!" diye
bağırmış. Koşup gelmiş köylü, bakmışlar bir şey yok. Anlamışlar ki kötü bir şakadır bu. Çoban bu şakayı iki defa daha tekrarlamış.
Bir başka gece sürüye gerçekten kurtlar gelmiş. Çoban "İmdat kurtlar geldi!" diye bağırmış ama köylüler bu kez gitmemişler, bu yine yalan söylüyor demişler. Kurtlar sürüye büyük zarar vermiş.
İş işten geçtikten sonra köyün ihtiyar heyeti oturup düşünmüş.
Muhtar "Bütün suç çobanda" demiş. Heyetten bir ihtiyar "Asıl suç bizde, birkaç defa kandırıldıktan sonra atmalıydık bu çobanı işten" demiş. Muhtar "Atmak istedik ama yerine kimse talip olmadı" diye karşılık vermiş. İhtiyar "O zaman biz bu zararı hak ettik" diye karşılık vermiş.
Kıssadan hisse: Nice tüccardan, politikacıdan kazık yer de bazı dürüst insanlar, kendileri o işleri yapmazlar, basit görürler,
başkaları yapsın isterler, başkaları yapınca da "Kazık yedik" diye
sızlanıp dururlar. Dürüstler uzak kaldıkça yönetimden, üçkâğıtçılar ayrılmaz yerinden.