Ülkeyi hep beraber uçurumun kıyısına getirdik. Bu başarı hepimizin!
Ülkemin:
İslamcısı, din hakkında kendinden başkasına söz hakkı vermez,
Atatürkçüsü, Atatürk'ü ipotek altına almış kimsenin onun hakkında konuşmasına izin vermiyor,
Milliyetçisi, vatan bizden sorulur havasında,
Kürtçüsü, Kürt siyasetinde kendinden başkasına söz hakkı vermez.
Yani sizin anlayacağınız, hangi görüşe sahip olursak olalım dışarıya kapalı, eleştiriye açık değiliz. Buda beraberinde kutuplaşmayı getiriyor.
Gidiyoruz, hesapsızca gidiyoruz gün batımına.
Aydınlığı umut edip karalar bağlıyoruz içimize.
Gülsün diyoruz herkes, biz ağlıyoruz her şeyden önce.
Geleceği kurtarmaya yemin edip geçmişe sövüyoruz.
Ya hep bir şeyleri yanlış anlıyoruz, yanlış yapıyoruz ya da yapmak istediğimiz gibi anlıyoruz.
Ölüm dediğimiz olaydan deliler gibi korkarken,
güya o çok sevdiğimiz hayatı baştan savma yaşıyoruz.
Birileri yola getirsin bizi diye bekliyoruz. Kalkıpta iyiye, güzele karşı bir adım da biz atalım demiyoruz hiç.
Sevgi bizden sorulur deyip anaya bacıya küfrü ağzımızdan hiç eksik etmiyoruz.
Zıtlıklarla doluyuz vesselam.
Kimseye işte ben buyum diyemiyoruz hiç. Çünkü biz bile anlam veremiyoruz kendimize.
Kazanmak ruhumuzda var bizim, kaybetmek nedir bilmeyiz diye diye hırsımıza, kıskançlığımıza azim deyip kandırıyoruz kendimizi ve kaybediyoruz sevdiklerimizi.
En akıl almaz yalanları biz söyleyip tövbe etmek için iki kelime duayı bir araya getiremiyoruz çoğu zaman.
Şeytanda bir şey mi! Biz öyle kötü oluyoruz ki şeytanı bile utandırıyoruz.
Kıyametin hesaplarını yapıyoruz hep. Aslında içimizde kopardığımız kıyametler öldürüyor bizi ama biz hiç farkında olamıyoruz.
y.k.