"Alınlarımızı Anıt-Kabir'in duvarlarına dayayıp 'Affet bizi Atatürk' diye yalvaracağımız günler yaklaşıyor." –yakup kadri karaosmanoğlu / 12 mayıs 1970 / milliyet
Sayfa 144 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Bir gün Cumhuriyet Halk Partisinin ilkelerini gözden ge­çiriyordu. O sırada ukalâlık edip demiştim ki: "Paşam, bu her bakımdan bir inkilâp partisidir. lnkilâp Partisi ise bir ide­olojiye, bir doktrine dayanmaksızın yürüyemez. Yüzüme bir masumun yüzüne bakar gibi bakmış ve gülümseyerek "O zaman donar kalırız" demişti. Atatürk'ün bu sözle ne de­mek istediğini şimdi her vakitten daha iyi anlıyorum. Açık konuşayım: Atatürk demek istemişti ki "Ben hür düşüncemi ve hür irademi, paslanmış demir kafesler içine hapsedemem. Bu hatayı işlersem milletime ve kendime daima ileriye gitme ve yaratma gücünü kaybetmiş olurum." Genç vatandaşlarım; dinleyin, dinleyin bu sözü. Yoksa alınlarımızı Anıtkabir'in duvarlarına dayayıp "Affet bizi Atatürk" diye yalvaracağımız günler yaklaşıyor.
Sayfa 144 - İletişim Yayınları
Reklam
Atatürk'e Yakarış
Geleceği emanet ettiğin gençlerin birçok akımların, farklı düşüncelerin etkisi altında kalmalarını, bölünmelerini engelleyemedik. Gençlerimiz tarihsiz ya da sulandırılmış ya da tersine çevrilmiş bir tarihle yetişiyor. Kendi kahramanlarını unutturduk, çocuklarımızın başkalarının kahramanlarına hayranlık duymalarına yol açtık. Aaah. Senden sonra birçok zikzaklar çizdik. İzinden ayrıldık. Borçla kalkınmaya çabaladık. Bağımsızlığın milli ekonomi ile olan ilgisini unuttuk. Bağımsızlık duygusu zayıfladı. Anadolu aydınlanması gittikçe kararıyor. Emperyalizm konuşulmaz oldu. Batı karşısındaki aşağılık duygumuz yeniden hortladı. Kendimize güvenimiz sarsıldı. Senin, özü yurtseverlik, toprak, tarih ve yazgı kardeşliği olan milliyetçilik görüşünü canlı tutamadık. Birliğimiz, dirliğimiz sorunlar içinde. Seni de sana benzemeyen büstlere dönüştürdüler. Bu gidişin nelere mal olacağını tarih açıklıyor ama kimse tarihe kulak vermiyor. Bütün bunlardan dolayı senden, aziz anından, derin bir utanç içinde özür diliyorum. Bizi affet.
Sayfa 784 - Bilgi Yayınevi, 12.Basım, Ekim 2020Kitabı okudu
Sen batmayan bir güneş olarak kalacaksın…
ATATÜRK'e her fırsat düştükçe sesleniriz. (Atam izindeyiz, sen ölmedin,) gibi sözler ederiz. Ve bunları da en çok politikacılar, istismarcılar hattâ gericiler de söyler. Fakat izindeyiz. Herkese soruyorum, vicdanlarımızın bizi muhakeme edebilecek bir kudreti kalmışsa başvuralım ve bizi muhakeme etmesini isteyelim. Bakalım hakikaten izinde miyiz? Bütün ömrü Türklüğün aleyhinde çalışmakla geçmiş meşhur bir miskin insana mürşit ismini takar, nurculuk payesile baştacı eder, savurduğu hezeyanları keramet sayıp dinde de, medeniyette de emsali olmayan bir zebunkeşlikle onu o bedbaht dalavereci din istismarcısını Peygamberler payesine çıkaran cahillere tavizler verirsek, göz göre göre Onun nur topu inkilâplarını kara peçenin karanlıkları arasına gömmek isteyenlerden korkarsak, Onun ideallerinin tamamen aksine tutumlar içinde çırpınıp yalnız seçimleri kazanıp iktidara giden yolu ve köşeyi kapmak için varlığımızı inkâr edersek halâ Ona (izindeyiz Atam) demekten ne kadar utanmamız lazım geldiğini tekrar ediyorum, eğer kalmışsa vicdanımız, bize acı acı söyleyecektir. Ben de sana sesleniyorum. Affet ATATÜRK affet. İzinden çıktık, cehalete yöneldik. Ama çalışıyoruz. İzine geleceğiz ve bir daha çıkmayacağız. Senin ifadenle bir kerre de biz söyleyelim. Gerekirse bazı kafalar kesilecektir. Ama sen batmayan bir güneş olarak milletimizin ebedi hayatının ışığı ve nuru kalacaksın…
Sayfa 377Kitabı okudu
Affet bizi Mustafa Kemal Atatürk
“Yokluk ve sefaleti yenmek için önce cehaleti yenmek gerekir”.
Askerler anlatırlardı, savaş tarihinde 22 gün süren meydan muharebesi yokmuş. Polatlı önündeki meydan muharebesi 22 gün sürdü. Düşman çekilirken ne var ne yok, çizmesinin altında ezmiş, yıkmış, yakmış. Bunları da sonradan öğrendik. Biz orada üç muharririz(Yusuf AKÇURA, Halide Edip ADIVAR, Y.K.K). Bize bir kâtip, bir de zabit verdiler Bütün köyleri dolaştık. not aldık. Geceleri de oturur notlarımızı yazardık. "İşte Atatürk'ün o kıvranarak, memleket ıstırabıyla, memleketi kurtarma gayretiyle nasıl çalıştığı hep gözlerimin önündedir. O akşam eğer elimden gelseydi boynuna sarılıp, 'Bizi affet,' derdim." Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU
Reklam
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.