ÜNAL YALTIRIK Diyarbakır'da İlkokul 8 yaşında herhalde Diyarbakır'a geliyorsunuz, 1940-41 arası... Kabaca 8-12 yaş arasında Diyarbakır'dasınız diyebilir miyiz? Evet. İlkokula orada başladığım için o hesaba geliyor. 8 yaşında ilkokula Diyarbakır'da başladım. Diyarbakır'daki evinizi hatırlıyor musunuz? Nasıl bir evdi?
Tokat'ta Ortaokul: İlk Gazetem Yaltırık'ı Çıkartıyorum Tokat'ta en büyük kazancım Yekta [Güngör Özden] olmuştur. Yekta ile Tokat'ta tanıştık. En eski arkadaşım Türkiye'de halen Yekta'dır benim. Yekta da Tokat Lisesi'nde. Ben ortaokul 3'deyken o Lise 1'deydi, leylîydi [yatılı]. Oradan ahbap
Reklam
_Türkler, hür ve bağımsızdırlar. Gururları çok yüksektir. Gururludurlar fakat asilzadelik taslamazlar. Türklerin karakterinde büyük tezatlara rastlanır. Hem sert ve dik başlı hem de yumuşak ve sabırlıdır. Yırtıcılığı İskitlerden, yumuşaklığı da Yunan'dan almışlardır. Fetihçi ve cahil olduklarından bütün uluslara tepeden bakarlar. Aralarında
_Leviathan, her şeye egemen olan Devlet, büyük bir Ejderha, ölümlü bir Tanrı’dır. Leviathan, tüm bireylerin bedenselleşmiş biçimidir ama yapay bir bedendir. Devlet’in var olma amacı Güvenlik ve Barış’tır. Savaş gelmeden büyük bir Canavar yaratılır ve kanatları altına sığınılır. Bu büyük Leviathan‘ın doğması demektir. Herkes hemfikir olduğunda
_Tüm özü düşünmekten başka bir şey olmayan ve var olmak için herhangi bir yere gereksinimi bulunmayan, herhangi maddesel bir şeye bağımlı olamayan bir töz olduğumu anladım. _Tanrı ben olsaydım tanrının varlığına inanabilirdim. _Zihinde hiçbir şey yoktur ki daha önce duyularda olmuş olmasın. _Yanılmış olabilirim, altın ve elmas diye aldığım
_Marki de Sade, kendisinden başka benzeri olmayan biridir. Hayatından ibaret bu acı deneyin en belirgin çizgisi, başkalarıyla arasında hiçbir bağ kurmamış olmasıdır. Sade, doğuştan hükümlü olduğu yalnızlığına öyle keskin, öyle aşırı erotik oyunlar doldurmuştur ki, suç ortakları bile ona karşı olmuşlardır. Kendine karşı bölünmüştü ve herkese
Reklam
Diyalektik Kıyas Teorisi
_Burhan, tüm şüpheleri ortadan kaldıracak açıklıkta ve itirazlara yer bırakmayacak kesinlikte bir kıyas ve delildir. Kesin ve zorunlu bilginin ilke ve kurallarını vermekte, felsefeyi mükemmel hale getiren kaideleri içermektedir. Bu bakımdan da o, mantığın en yüce bölümü olmaktadır. _Burhan, 3 çeşittir: _1- Varlık burhanı. (Tez) _2- Sebep
_Tarih felsefesi, tarihin düşünme bakımından ele alınmasından başka bir şey değildir. Çünkü insan düşünendir; hayvandan bu noktada ayrılır, insanca olan her şeyde, insanca olduğu ve hayvanca olmadığı sürece, düşünme vardır; böylece, tarihle her türlü uğraşmada düşünme vardır. _Tarihe, objektif olarak yukardan bakılırsa, olay kuşbakışıyla doğru
Matematiksel
Bu ülkede matematikte yüksek net yapanlar sözel mantığı yüksek olanlardan daha az matematik biliyor buna eminim. Matematik felsefi düşünceleri geliştirmek amacıyla ortaya çıkmıştır. Bir düşünceyi ispat için kullanılır. Mantık yürütme vardır içerisinde. Bir teoriyi ispat etmek için de matematik kullanılır. Matematik de düşünceyle gelişir. Ancak ülkemizde felsefi olarak, sosyolojik olarak, sanatsal olarak uzun uzadıya düşünebilen, insanlar matematikten çok uzaklar. Halbuki beyinlerinde çözdükleri tüm problemler matematiksel zekanın bir ürünüdür. Matematik öğrencilerce ülkemizde karmaşa, uzak durulması gereken, korkulan bir bilim olarak biliniyor. Bizim müfredatta matematiği bir araç değil amaç olarak sunuyorlar. Belki de en büyük sorun budur. Matematik bizi amaca götüren araçtır. Matematik bizi bilgiye götürür. Sadece oturup Matematiği öğrenmek bu yüzden mantıksızdır. Neden bu işlemler yapılıyor, neden bu formüller var, kimler bulmuş, ne amaçla bulmuş, nerede kullanabiliriz diye hiçbir eğitim verilmiyor. Bilim soru sorarak başlar, ancak bizim müfredatımızda soru sormakyoktur, bazıları neden sorusundan korkuluyor. Çünkü o bazılarına göre güya İslam'da sorgulamak yasakmış. Böyle bir zihniyet ile nasıl eğitim verilebilir ki? Sorgulamadan nasıl matematik öğrenilebilir, nasıl büyük enstitüler kurulabilir, araştırmalar yapılabilir? O dünyaca ünlü üniversitelere büyük şirketler ve devlet milyarlarca dolar teşvik veriyor, sırf bilimi geliştirsin ve ileride bize katkı sağlasın diye. Bizde kaç firma Üniversitelere bir kalem yardımı yapıyor?
Bu vakte kadar Avrupa'da bulunmakta olan Prens Sabahaddin İstanbul'a dönmüştü. Kendilerinin ilim ve irfanlarından, hoş sohbetlerinden lezzet alır, bundan dolayı kendileriyle görüşürdüm. Ara sıra kendilerini ziyarete devam ediyordum. Bir gün yine Ortaköy'deki yalısında idim. Arkadaşlardan Kemal Midhat Bey ve diğer üç, beş zât da
Reklam
Geri Kalmışlık Bahsi
Türk Dil Kurumunun sözlüğü 'geri kalmak' ifadesini (Osmanlıca, adem-i tekamül; Fransızca, rester en arriéte; İngilizce, to be retanded) 'arkada kalmak, gecikmek, çağdaşlarının ve yaşıtlarının seviyesine gelememek veya onların seviyesinde olmamak' biçiminde açıklamış. 'Geri kalmak' ifadesini 'arkada kalmak'
Sayfa 215 - İz YayınlarıKitabı okudu
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.