Farklı bir dil bulmalıyız. Ağrılarımızı anlatabilecek, susmalarımıza ses olabilen yani.. Ünlemleri, noktaları, vurguları içerimizdekileri en doğallığıyla sunacak farklı bir dil. Her türlü kirletilmişliğin çevremizi çepeçevre sardığı bir zamanda, sükûtumuza sahip çıkan, bize bizi anlatan farklı bir dilimiz olmalı..
Sayfa 119Kitabı okudu
104 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 hours
Yazarın çok bilinmediği okunma oranına bakarak söylenebilir. İyi yazarlar hep sonradan, ölümlerinden çok sonradan değeri bilinen yazarlar olmuştur çoğunlukla.(ÖR. Oğuz Atay) Ben Ayşegül Devecioğlu'nunda onlardan biri olacağına inanıyorum. Bugüne kadar çok hikaye okuyan birisi olarak, içinde en çok beğendiğim hikaye kitabı diyebilirim. Borges'in büyülü gerçekliliğine tam zıt bir yol izlemesi, ama dil itibarıyla birbirlerine benzemeleri heyecan verici.Hikayeleriyle özdeşleştiği bir hayatımın olduğunun kanısına vardığım, kahramanlar her gün sokakta gördüğümüze inandığım, bizi bize anlatan, toplumu bize anlatan,anlatılmayanı hatırlatan, hatırlattıklarını görme isteğini bizde uyandıran bir kitap. Sevdim hem de çok sevdim. En kısa zamanda tüm kitaplarını okumak planlarımın içinde yerini aldı ."Başka Aşklar", başka aşkları anlatıyor.
Başka Aşklar
Başka AşklarAyşegül Devecioğlu · Metis Yayınları · 201146 okunma
Reklam
Farklı bir dil bulmalıyız. Ağrılarımızı anlatabilecek, susmalarımıza ses olabilen yani… Ünlemleri, noktaları, vurguları içerimizdekileri en doğallığıyla sunacak farklı bir dil. Her türlü kirletilmişliğin çevremizi çepeçevre sardığı bir zamanda, Sukütumuza sahip çıkan, bize bizi anlatan, farklı bir dilimiz olmalı. Kelimelerimizi yormayan, İçimize iyi gelen işte, İnsanın, “gözlerinin içine bakar” gibi. Susmalarımızı en doğallığıyla seslendiren farklı bir dil. Bir dil bulmalıyız bizi anlatan Sade olmalı, içten Bir de sessiz bir dil…
112 syf.
·
Not rated
·
Read in 23 hours
Faruk Duman'ı okumak ayrı, anlamak ayrı. Bu dilin lezzetine varmak ayrı, ama bu dille anlatılanları takip etmek ayrı, kavrayabilmek ayrı. Sırf anlatılışı güzel diye hikâyeleri sevebilmek ayrı, ama hakikaten bu hikâyeler ne anlatıyor diye sorsak, işte onu anlamak ayrı. Benim tek bildiğim, bu kitabında da gördüğüm üzere, Faruk Duman kitaplarını okumaya başladığımız bir iki sayfa olmuşken hemen kendimizi bir ormanda bulmamız: bir ormana giriyoruz ve bu ormanda herşey belirsizleşiyor, önce bize güven veren ve neyin ne olduğuna işaret eden ve kendisi olan kelimeler sonra o ormanın karmaşıklığından, ağaçların içiçe geçmişliğinden, yolların patikaların gizlenmişliğinden, dolambaçlığından bize artık işaret ettikleri şeyleri değil, sanki ne olduklarını hemen bilemeyeceğimiz, belirsiz şeyleri anlatıyorlar.. Bu yüzden hikâyeleri takip etmek zor...Keder Atlısı adlı kitabında olduğu gibi. Faruk Duman bu kitabında da dili bilinçli olarak büküyor, esnetiyor, zorluyor, cümleleri yarıda bırakarak, sonlandırmayarak üslûbunu oldukça hissettiriyor. Ne hikâyeleme tarzı ne de dili alışageldiğimiz hikâyelere benzemiyor Faruk Duman'ın; diğer kitaplarında gördüğüm üzere bu üslûbu anladığım kadarıyla bütün kitaplarında sürdürüyor. Kitabın başında annesinden dinlediği hikâyeleri kendi tarzınca bize anlatan anlatıcımız hikâyeler ilerledikçe belirsizleşen, kolay kavrayamadığımız, belki, bir ihtimal bilinç akışı tekniğine dahil edilebilecek bir biçimde bir dünyaya sokuyor bizi, işte yazarın ormanı herşeyin iç içe geçtiği, ışık ve karanlığın birbirini sarmaladığı bu dil ve hikâyeler ormanı.
Nar Kitabı
Nar KitabıFaruk Duman · Can Yayınları · 2001104 okunma
205 syf.
8/10 puan verdi
Kitabı şimdi bitirdim ve taze taze yazmaya başlıyorum. Kayıp gül, isminden de anlaşılacağı üzere bizlere kaybolmuş değerlerimizi görmeyi, aslında bizi biz yapanın kendimiz olduğunu çok güzel anlatan bir kitap. Kitapta ana kahraman ''Diana'' nın yaşadığı maceralardan çok şey hayata katılabilir. Serkan Özkan'ın anlatımı anlaşılabilir ve biraz basit. Ama konusu için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Kitabın yazılma amacı ve sunduğu olay örgüsüyle bize anlatılmak istenen :Hayatımızda ''başkaları ne der'' diye yaşıyoruz, başkalarının bize yüklediği profile inanıyoruz ve kendimizi öyle kabul ediyoruz. Aslında kendimiz gibi olabilmeli hayata sade bir duruluk ve özgüvenle bakabilmeliyiz. En önemlisi kendimiz olmalıyız.
Kayıp Gül
Kayıp GülSerdar Özkan · Timaş Yayınları · 201213.2k okunma
95 syf.
·
Not rated
“Sadık Hidayet bir baş dönmesidir” “Hayatta öyle yaralar var ki, ruhu inzivadayken cüzam gibi yer, kemirir” işte bu cümleyle başlar kitabına usta kalem Sadık Hidayet. Aslında bu ilk cümlesi yazarın sonraki anlatacaklarının, kuracak cümlelerinin, ölümcül betimlemelerinin, yazının ve yazarın karamsar ve melankolik bir ruh dünyasının habercisidir.
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 202328.6k okunma
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.