Öyle güzel işler yapıyorlardı, öyle
başarılar, öyle zaferler kazanacaklardı ki, dünya hayran kalacaktı! Mustafa Kemal, bu hayal içinde yaşayanlardan birine ve hatıralarında naklettiği gibi, Genelkurmayda en yüksek
mevkilerden birini işgal eden bir dostuna, bir vesile bulup da
bu görüşlerini tekrarladığı zaman, ondan şu cevapları almıştı:
- KEMAL, KEMAL ! Bizi rahat bırak! Sonra vicdanen
mesul olursun. Biz öyle şeyler yapacağız ki, neticesinde sen de memnun olacaksın, dünya da hayretler içinde kalacaktır!
Mustafa Kemal onu dinlerken ona, gene de memleket ve
halktan bahseder. Onların hayrı için daha tedbirli olmalarını
söyler. Aldığı cevap şudur:
- Arkadaş, bizim tecrübemiz senden fazladır. Gerçi seni duygulandıran, hayale sürükleyen şey, memleketine ve milletine olan aşkındır. Ama düşünmüyorsun ki, bu memleket ve halk, senin hareketli aşkına, acaba zannettiğin kadar layık mıdır?