"youtu.be/Ew8_unY9QhA?si=...
Nur Yoldaş
Mahur
"Bihamdillah ki bî nâm u nişanız âdımız yoktur
dil-i viranemizden özge bir abadımız yoktur
ezelden mazhar-ı ışkız bizim icadımız yoktur
elemler cümle bizdendir anâ isnadımız yoktur
belâ dildendir ol dildâr elinden dadımız yoktur
gönüldendir şikâyet kimseden feryadımız
Bazı şairler vardır, kalemlerine öyle tutulursun ki senin için bir yaşam tarzı haline gelir dönüp dönüp onu okumak. Sanki hiç bitmeyeceği düşünülen sevdalar gibi bitmeyeceğini düşünürsün ondan okuyacağın dizelerin.
Geçtiğimiz günlerde kitap alışverişine çıkmıştım. Gözüm hemen şiir bölümüne gitti. Ve Tabii Şükrü Erbaş'lara.
Boğazımda düğüm, göğsümde sızı, gözümde yaş olan satırlar, sayfalar… Ben okumaya dayanamazken, insanların gerçeği olmuş acılar. Kimini kendinden utandırmış, kimini kaçmaya zorlamış, kimini intihara sürüklemiş, en sonunda “ ben şimdi kime güveneceğim?” “hayatıma nasıl devam edeceğim” çıkmazında saplanıp kalınmış.
Bu kitabın bizlere yaptığı gibi
Dön babam dön. Temmuzun sarı sıcağı cayır cayır yakarken Güneşin gö-zünde,[1] düğenin üzerinde dön babam dön.
Büyükler harman kenarında bir asma gölgesinde uzanıp günün yorgunlu-ğunu atarken, düğeni sürmek için adımız söylenince hiç itiraz etmeden düğenin üstüne çıkar gönülsüz gönülsüz düğenin üzerinde dönmeye başlardık.
Biz taşra çocuklarına
İnşallah ileride çocuklarım olursa hususi olarak Kızıldağ Yaylasına götürüp gezdirmeyi çok istiyorum. Çünkü benim tüm çocukluğum neredeyse orda geçti. Kışın sokağa çıkamazdık, biz küçükken hala mahallede PKKlılar istediği gibi eylem yapabiliyordu. Biz de yazın yaylaya çıkar bastırılmış çocukluğumuzu orda yaşardık. Festival günlerinde su satardım,
Kitabı çok sevdim yazarın zengin bilgisi ile daha da kıymetli hale gelmiş. Hayattan verdiği örneklerle, okuyup aktardıklarıyla.
İnsanı konu edinen bu kitapta kendimize, insanlara, doğaya daha geniş bir açıyla bakıyoruz. Bizim hikayemizi, ahlakı, dostluğu, merhameti, vefayı alt başlıkları ile anlatarak yapıyor bunu yazar.
İnsan en az bir değerle özdeşleşmeli. O değeri hayatının merkezine almalı. Her davranışında o değerden bir iz görünmeli. Kendisi o değerin varlığıyla o değerin mücessem hali olmalı. Aynı Hz. Ebubekir (r.a) dendiğine hemen aklımıza sadakatin, Hz. Ömer (r.a) dendiğinde adaletin, Hz. Osman (r.a) dendiğine hayanın, Hz. Ali (r.a) dendiğinde cesaretin gelmesi gibi.
Değerli olan insan yakıştırmaz kendisine değersiz bir davranışı.
o gizli adımız kuşandığımız değerimizdir. Ki o değerli halimizle bize yakışmayan bir şey yaptığımızda hesaplar tutmaz olur. Değerli olan insan vazgeçmez kendinden, inancını yitirmez kalbinden.
Bana yakışan kavramlar nelerdir?
Anne olarak, eş olarak?
Yani değerlerimiz bize güç verir, duruş verir, imkân verir. Bu güçle, bu duruşla, bu imkanla biz; "bize yakışan nedir?", "bize yakışmayan nedir?", bilip yakışanı kuşanıp, yakışmayanı bırakabiliriz.
Gördüm ki bir değer ile hemhal olmayı en güzel anlatan ölçü kişinin kendine yaptığını yakıştırmasıdır.
Allahım az sevip çok gördüğüm insanları az görmemi, çok sevip az gördüğüm insanları çok görmemi nasip et.
Çok insanı az tanıma değil, az insanı çok tanıma gayretinde olalım. Çünkü insanın zihninin ve kalbinin bir kapasitesi var. Bu kapasiteyi iyi kullanmak, doğru değerlendirmek gerekiyor.
Bize YakışanMehmet Dinç · Aşina Yayınevi · 2021178 okunma
Ağaç değil onun adı; zeytin, çınar, elma, kavak...
Kuş değil onun adı; güvercin, serçe, karga, saka...
İnsan değil bizim adımız; yalancı, katil, ikiyüzlü, rezil...
_İnsanIar, kuşIar gibi uçmayı, baIıkIar gibi yüzmeyi öğrenmişIer ama insan gibi yaşamayı öğrenememişIer.
_Görmek isteyenler için ışık, istemeyenler için karanlık vardır.
_Hiçbir şeyi kendisi kadar sevmeyen insan, sevdiği varlıkla, kendi kendisiyle baş başa kalmaktan çok hiçbir şeyden korkmaz. Her şeyi kendi için arar ama en çok kendinden kaçar.
_Olmak sözüyle, kişinin hiçbir şeye sahip olmadığı ve istek de duymadığı, yaratıcı bir varoluş biçimini anlatmak istiyorum.
_Sahip olmak(olmamak) eğilimi, yaşamlarının ana konuları; para hırsı, şöhret ve yönetim gücüne erişmek olan batı toplumlarına özgüdür.
_Sahip olmak eğilimindeki bir insan, mutluluğu başkalarına üstün olmakta ve fethetme,