Aşıktı delikanlı. Sevgilisinin isminden başka bir şey bilmediğinden mi, konuşmaya mecali olmadığından mı bilinmez, arkadaşı anlatıyordu onun halini: - Gözleri günlerdir uyku görmedi efendim, diyordu, yemiyor, içmiyor, işi gücü, gecesi gündüzü havası suyu o kız oldu sanki. Ne desem kar etmiyor, son bir çare diye geldik size. Halbuki sen bir garip
Çanakkalede Türk halkıyla yan yana binlerce aydın emperyalistlere karşı dövüştü ve canını verdi. Onlar, canlarını ne için verdiklerini biliyorlardı. Kurtuluş Savaşımızda da öyle oldu. Binlerce aydın halkımızla birlik, bizi sömürmeye, aşağılatmaya gelen düşmana karşı dövüştü ve yurdunun ve halkının özgürlüğü ve ekmeği için canını verdi. Bizim aydınlarımız şimdi iyice inansa ki, halkı sömürücülerden kurtarmaktan başka ilerlemek, yükselmek, insan olmak, çağdaş olmak için başka, hiç başka çaremiz yok, her şeyini bir yana bırakıp, evladü ıyali, korkuyu, bencilliği, her engeli bir yana bırakıp halkı kurtarmak savaşına atılır. Şimdilik, bana öyle geliyor ki, bizim aydınımızın tek kusuru bocalamasıdır. Biz bugün halk olarak, aydın olarak yolu bulma durumundayız. Bu günlerdeki el yordamıyla yürümemiz uzun sürmeyecek. Zamanın ve yurdumuzun el yordamıyla uzun zaman yürümeye tahammülü yok. Biz Türk aydını ve halkı olarak yurdumuzu çok severiz ve eski bir milletiz.
Reklam
Yenilirsek İstanbul'a istese de, kimse dönemez... Çünkü payitaht düşmüş olur... Şartlar ne olursa olsun, düşman ne kadar kuvvetli olursa olsun, onları yenmek zorundayız. Başka çaremiz yok. Dünyada hiçbir ordu bizim kadar kazanmak mecburiyetinde kalmamıştır. Bu yüzden her türlü ayrıntıyı düşünüp ona göre hareket ediyoruz. Onlar son model silahlarla bize saldıracaklardır. Ama onlarda olan bizde, bizde olan onlarda yok. Her şey silah demek değildir. Silahı tutan elin yüreği de mangal gibi olmalı, yürek yoksa silahın pek bir ehemmiyeti yoktur. Ölümü göze almış bir insan korku duymaz. Etrafına bir bak. Asker ölümü bile hakir görüyor. Bu bizim için çok önemlidir. Ama ya onlar? Muhtemel bir savaşı turistik gezi gibi düşünüyorlar. Truva'yı Dardanos'u Annibalın mezarını merak ediyorlar. İda Dağı'nda av partisi düzenleyecek olmanın hayalini kuruyorlar. İstanbul'u yağmalayacaklarının rüyasını görüyorlar... Her şey onların tahmin ettiği gibi kolay olmayacak. Bir ordu savaşta zaferden başka bir şey düşündü mü peşinen yıpranmıştır. Böyle biline. Ne ki onlar da bunu yakında görecekler... Bu şeref, namus ve en önemlisi, iman mücadelesidir. Biz savaştan galip çıkmak zorundayız. Bunun aksini bile düşünmek istemem.
Sayfa 109Kitabı okudu
Huzur için, ekmek için birbirimize güvenmekten ve bu güvenceyi yasalarla garanti altına almaktan başka çaremiz yok. Tercih bizim!
270 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
"Gemileri yakmak."Biz bu deyimi, geri dönüşü olmayan bir karar alıp, uygulamak  olarak kullanırız genelde. Ama bu deyimin bir de hikayesi vardır. Ünlu Emevi komutanı Tarık bin Ziyad, kumandaksındaki binlerece kişilik orduyla birlikte Cebeli Tarık boğazından gemilerle İspanya'ya geçmiş. O sırada İspaya kralının yüz bin kişilik devasa
Endülüs'e Veda
Endülüs'e VedaYavuz Bahadıroğlu · Nesil Yayınları · 2016885 okunma
Çobanın Aşkısatir arasi hikayeler serdar tuncer Aşıktı genç çoban. Sevgilisinin isminden başka bir şey bilmediğinden mi, konuşmaya mecali olmadığından mı bilinmez, arkadaşı anlatıyordu onun halini: – Gözleri günlerdir uyku görmedi efendim, diyordu, yemiyor, içmiyor, işi gücü, gecesi gündüzü havası suyu o kız oldu sanki. Ne desem kar etmiyor,
Reklam
657 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.