Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ah Selilm’im. Bana anlatsan dinlerdim!
Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim seni tanıdıktan sonra o güne kadar tabiat resmi yapmayı sevmediğim halde bir ağaç bir yaprak küçük bir ot bile çizmiş olmadığım halde ve
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Ateş'in Dursun' a gönderdiği yazının Dursun'ca kırpılmamış hali
Kitabının 263-268 nci sayfalarında Turan Dursun, benim yazdığım bir mektuptan söz ediyor. 2000 e Doğru Dergisinin, 11 Mart 1990 tarihli ve 11 sayılı nüshasında yayinladığı, Ayın yarılması ile ilgili ayeti ele alarak "Kur'ân'da Bilim Dişı şeyler bulunduğu"nu iddiâ eden yazısı üzerine, bir cevap hazırlayıp Dergiye gönderdim -kendine değil-
Reklam
Sizi En Çok Ne Mutlu Ediyor? Bu incelemeyi sizin yorumlarınız yazacak. Nasıl mı? Kitabın yazarı Frankl'a göre her insanın anlam arayışı kendisine özgüdür. O zaman size soruyorum: Kendi anlamınızı nerede arıyorsunuz? Gelecek için bilinçli çocuklar yetiştirmekte mi? Allah'a inançta mı? Kitap okumakta mı? Hayvan sevgisinde mi? Belki de hiç
ABİDİN NESİMİ 1911’de Bingöl'ün Kiğı ilçesinde doğdu. İlkokulu Mercan Sultanisinde, Orta ve Liseyi İstanbul Erkek Lisesinde okudu, Yüksek Öğrenimini İTÜ’nün (o zamanki adıyla Yüksek Mühendis Mektebi) Su Şubesinde yaptı. 1937-1949 yıllarında serbest çalıştı, 1949‘da Bayındırlık Bakanlığı hizmetine giren Abidin Nesimi evli ve 3 çocuk
_Evrenin sırlarını bulmak istiyorsanız; enerji, frekans ve titreşim cinsinden düşünmelisiniz. _3, 6 ve 9 sayılarının azametini bilseydiniz evrenin anahtarını elde edebilirdiniz. _Nefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi, bütün dünyayı aydınlatmaya yeterdi. _Evren enerjiyle doludur. Nesiller sonra makinelerimiz, evrendeki herhangi bir noktadan
( Zarif bir Hristiyanlık eleştirisi. )
_Oorroossppuu çocuğu, kahbenin evladı, ciğeri 5 para etmez, domuz ahırında doğan cüzzamlı yahudi piç’i Tanrınız yapmadınız mı? İğrenç şarlatan. Tanrı’yla bir kaltağın düzüşmesinden doğan bu soytarının kanını ve etini, şarap ve ekmek diyerek, meyhane yemeği gibi yiyip bağırsaklarınızdan geçirip, sıçıp tanrıyı boka dönüştürmediniz mi? _Bir boka
Reklam
Ruhsal olan -yani ruh veya bilinçdışı- genellikle bizim içimizde mi belirir; yoksa ruh veya bilinçdışı, bilincin erken dönemlerinde, aslında bizim dışımızda kendi amaçlarına sahip denetlenemez güçler biçimindedir de ruhsal gelişim sürecinde derece derece bizim içimize mi yerleşir? Modern terimlerimizi kullanırsak, bağlantısız ruhsal içerikler bireylerin psişelerinin parçaları mıdırlar, yoksa onlar başlangıçtan itibaren, ilkel görüşe göre hayaletler, atalarımızın ruhu ve benzerleri şeklinde kendi biçimleriyle var olan ruhsal varlıklar mıdırlar? Onlar gelişim süresince yavaş yavaş insanın içine girip, orada bizim şimdi psişe dediğimiz dünyayı mı oluşturdular? Bu düşünce bizi tehlikeli ve paradoksal biçimde çarpıyor, ama yine de bir şeyler düşünebiliyoruz. Sadece dinî öğretmenler değil, pedagoglar da insan ruhuna daha önce orada olmayan bir şeyi yerleştirmenin olası olduğunu varsayarlar. İkna ve etki gücü bir gerçektir; en modern davranışçılık bile bundan uzun vadeli sonuçlar beklemektedir. Ruhu inşa etmenin karmaşık düşüncesi bir çok yaygın inançta ilkel bir düzeyde ifade edilmektedir -örneğin sahip olma, araların ruhunun bedenlenmesi, ruhların göç etmesi ve diğerleri. Birisi hapşırdığında “Tanrı seni kutsasın" deriz ve bununla “Yeni ruhunun sana rahatsızlık vermemesini dilerim” demek isteriz. Kendi gelişimimiz süresince çok yönlü çelişkileri aşarak bütünleşmiş bir kişiliğe ulaşırız, ruhu zorlu bir biçimde biraraya getirme deneyimi yaşarız. İnsan bedeni bir dizi Mendeki birimlerin miras edinilmesiyle yapılandığına göre, insan ruhunun da benzer şekilde biraraya toplandığını düşünebiliriz.
Dante, Zambaklar
_Ölmedim ama diri de değilim. _Bu rezil durumdakiler yani Araf'ta bulunanlar. Yaşarken kötülük yapmadıkları için Cehennem’e atılmazlar ama iyilik de yapmadıkları için Cennet'e de alınmazlar. _Cehennem ümidin olmadığı yerdir. Hiçbir ümidin kalmaması, hayatta cehennemi yaşamaya denktir. Cehennemde belki acı çekilir ama ölünmez. _Tanrıyı
_Yaşama sanatı, en önemli sanattır. Yaşama sanatında insan, hem sanatçı hem de sanatının objesidir. Bu sanatta o, hem yontucu hem mermer; hem doktor hem de hastadır. _İnsanın yaşam amacı, kendi güçlerini, doğasının yasalarına uygun şekilde ortaya koyması olarak anlaşılmalıdır. Yaşamın doğası, kendi varoluşunu korumaktır. _Başka sanatlarda olduğu
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.