Bizim İmparatorluk
Suriye, Filistin ve Hicaz'da: - Türk müsünüz? Sorusunun birçok defalar cevabı: - Estağfurullah! idi. Bu kıtaları ne sömürgeleştirmiş ne de vatanlaştırmıştık. Osmanlı İmparatorluğu buralarda, ücretsiz tarla ve sokak bekçisi idi.
Sayfa 43 - Pozitif YayınlarıKitabı okuyor
Bizim İmparatorluk
Floransa ne kadar bizden değilse, Kudüs de o kadar bizim değildi. Sokaklarda turistler gibi dolaşıyoruz.
Sayfa 42 - Pozitif YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Bizim İmparatorluk
Başımı çevirdiğim zaman Kamame'nin kubbesi gözüme çarpıyor. Burası Filistin'dir. Daha aşağıda Lübnan var; Suriye var; bir yandan Süveyş Kanalına, öbür yandan Basra körfezine kadar çöller, şehirler ve hepsinin üstünde bizim bayrağımız! Ben bu büyük imparatorluğun çocuğuyum.
Sayfa 42 - Pozitif YayınlarıKitabı okuyor
"Milletimiz küçük bir aşiretten bir imparatorluk var etti ve bunu, altı yüzyıldan beri büyük bir olgunlukla ve yücelikle devam ettirdi. Böyle bir durum yalnız kılıç gücü ile var olamazdı. Dünya bilmektedir ki, Osmanlı Devleti çok geniş olan ülkesinde bir sınırından diğer sınırına ordusunu olağanüstü hızla ve bütünüyle donanmış olarak naklederdi ve bu orduyu aylarca ve belki de yıllarca güzelce besler ve yönetirdi. Böyle bir hareket yalnız ordu teşkilatının değil, bütün yönetim şubelerinin olağanüstü mükemmelliğini gösterir… Hiçbir millet, milletimizden fazla yabancı unsurların inanç ve geleneklerine saygı göstermemiştir. Hatta denilebilir ki, diğer dinlere, başkalarının dinine ve milliyetine saygı gösteren tek millet bizim milletimizdir… Fatih İstanbul'da bulduğu dini ve milli teşkilatı olduğu gibi bıraktı. Tekrar ediyorum, aleyhimizde ortaya çıkarılan düşünceler yanlıştır. Bu konuyu yalnız Batı'ya değil, hatta vatandaşlarımıza da önemli bir şekilde duyurmak gereğini hissediyorum. Milletin tarihini okumamış veya milli duygudan yoksun kalmış olması gereken bazı kişiler, yabancıların aleyhimizde söyledikleri suçlamaları reddetmedikleri gibi vatanlarını suçlu görmekten çekinmiyorlar. Hâlâ bugün, Sultani okulunun salonlarını aleyhimizde konferans verdirmek için yabancılara açık bulunduranlar var, bu gibilere lanet…"
Sayfa 260 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Bizim devrimimiz on binlerce doktoru ve sağlık işçisini harekete geçirebiliyor. Bizim devrimimiz insanların haklarını ya da hammaddelerini gasp etmek üzere değil, soylu bir amacı yerine getirmek üzere dünyanın her köşesine gitmeye istekli on binlerce öğretmeni ve yurttaşı harekete geçirebiliyor. Insanların iyi niyeti ve kararlılığı, bir bankanın paralarıyla elde tutulamayacak ve ona uymayacak sınırsız kaynağı barındırmaktadır. Insanların iyi niyeti ve kararlılığının kaynağı bir imparatorluğun ikiyüzlu siyaseti olamaz. 25 Mayıs 2008
Hatta gayrimüslimlerle devlet arasında ilginç kavgalar vardır. Cemaatler, Tıbbiye talebesi olarak Rum cemaatinden şu kadar alınmaktadır, Ermenilere de pay ayrılması veya kontenjanın artırılması diye isyan ediyorlar; çünkü imparatorluk tebaasının üçte biri Hıristiyandır, deniyor; bu nedenle tahminen Tıbbiye’de üçte bir talebe gayrimüslimlerden olacak. Onları da kategorilere ayırdık, şu kadar Rum, şu kadar Ermeni, şu kadar Yahudi, Süryani vs.; aralarında çekişiyorlar, bizim kontenjan az tutulmuş diye. Bu okullardan çıkan insanlar Osmanlı oluyor, aynı eğitimle çıkıyor, aynı dille çıkıyor, aynı ruhla çıkıyor. Bunlar laik bir eğitim görüyor. Vakıa orada Kur’an da okutuluyor, din dersi de var; ama çok kuvvetli olmuyor, o konu ihmal ediliyor.
Reklam
Hiç bilinmeyen, unutulan bir şey değildir: Birinci Harb-i Umumi'de bizim Arabistan cephesindeki askerlerimizi karşıdaki düşmandan çok, ayaklanan Arap aşiretleri ve bilhassa Şerif Hüseyin'in adamları zarara uğratmışlardır. Burada cereyan eden olayları Türkler bugüne kadar unutmuyorlar. Aslında unutuyoruz; fakat zaman zaman hatırlamak gerekiyor. Zaten tarih unutulmak için oluşmuş bir mazi, olaylar biçimi değildir. Unutmamamız, bilmemiz gerekiyor.
Ama bizim çarpıcı biçimde bilimsel düşünceye sahip olan, saygın diyebileceğimiz ilk kişi Ahmet Cevdet Paşa'dır. 19.asır Türkiye'sinin, Türk edebiyatının, Türk hukukçuluğunun dehasıdır. Eski harflerden oluşan on iki ciltlik Tarih-i Cevdet, itiraf etmeliyim ki, bugünkü Türk Latin harflerine doğru dürüst çevrilememiştir.
Burada bizim imparatorluktan kastettiğimiz şey, tarihteki büyük Roma'dır ve onun vârisi ve devamı olan İkinci Roma'dır. "Bizans" yanlış bir kelimedir; çünkü bu şehrin kurulduğu noktanın klasikteki ismidir Byzantion ve o imparatorluğa " Bizans, Bizans medeniyeti, Bizanslı" demek 16. Yüzyılda Alman hümanistlerinin, Hieronymus Wolff'un işidir. Niçin "Bizans" demiştir, tartışılır.
Şimdi burada tarih ve şuur olarak değişmemiz lazımdır. Bizim battığımız, çürüdüğümüz, çöktüğümüz yoktur. Senelerce bu memlekette hem sağdaki hem solundaki insanlara tarihte bu öğretiliyor.
Reklam
Batılı kâfirlerin Hilâfet korkuları:
ABD eski Genelkurmay Başkanı Org. Richard Myers, Irak'taki ABD askerlerinin şimdi çekilmesi durumunda, bölgenin anında büyük bir istikrarsızlığa sürükleneceğini ve aralarında Türkiye'nin de bulunduğu bir dizi ülkede radikal İslâmcıların iktidara gelerek Hilâfet sistemini yeniden kuracaklarını öne sürdü. Myers şöyle diyordu: "ABD
Sayfa 134 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okuyor
Ayasofya camii kime satıldı?
Soruyor gençler: Gerçekten de Tek Parti devrinde camiler kapatıldı mı? "İbadete kapatılmış olan Ayasofya örneği taş gibi önümüzde dururken başka kanıt aramaya ne hacet" diyorum kendilerine. Bir şaşkınlık vakfesi. Yüzleri karışıyor. Kimilerinin buruşuyor hatta. "Nasıl yani?" diye soruyorlar. Bu bölüm, işte o "Nasıl
Sayfa 215 - TimaşKitabı okudu
Harf inkılabı okuryazarlığın artışına yaradı mı?
Arap elifbasını bırakıp Latin alfabesine, daha doğrusu Atatürk'ün deyişiyle 'Türk alfabesi'ne geçilmesinin okur yazarlığı kolaylaştırıp cehaleti ortadan kaldıracağı tahmini de doğru çıkmamıştır. Rakamlar hakikaten şaşırtıcı sonuçlar vermektedir. Gazi Mustafa Kemal 8 Ağustos 1928 günü Sarayburnu'ndaki parkta yaptığı konuşmada
Şimdi burada tarih ve şuur olarak değişmemiz lazımdır. Bizim battığımız, çürüdüğümüz, çöktüğümüz yoktur. Senelerce bu memlekette hem sağdaki hem solundaki insanlara tarihte bu öğretiliyor. ... Hiçbir şekilde battığımız falan yoktur. Biz diriyiz. Daima değişiyoruz, daima değişen dünya şartlarını kendimize uydurmaya çalışıyoruz ve daima öncü olmak için kavga ediyoruz ve önümüzde modelde bulunmuyor.
Biz Ekonomik Tetikçi'lerin en iyi yaptığı şeylerden biridir bu: Küresel bir imparatorluk kurmak. Biz, diğer ulusları, (en büyük şirketlerimizi, hükümetimizi ve banklarımızı yöneten) şirketokrasiye boyun eğmeye zorlayan koşulları yaratmak üzere, uluslararası finans kuruluşlarını kullanan seçkin bir grubuz ve mafyadaki muadillerimiz gibi, 'iyilik' de yaparız: Bunlar genellikle altyapı (elektrik santralleri, otoyollar, limanlar, havaalanları, sanayi siteleri) yatırımları için verilen borçlar şeklindedir. Bu tip borçların bir şartı da, tüm projelerin bizim mühendislik ve inşaat firmalarımız tarafından gerçekleştirilmesidir. İşin aslı, paranın çoğu ABD‘yi terk etmez bile; sadece Washington‘daki bankalardan New York, Houston ya da San Francisco’ daki mühendislik ofislerine aktarılır.
Sayfa 16 - April YayıncılıkKitabı okuyor
929 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.