Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
124 syf.
10/10 puan verdi
Kitabı insan garip bir üzüntüyle okuyor, bu birilerinin zulme uğradığında duyulan acıdan daha çok kendine olan acıma. Okudukça ilerdeki hayatlarımıza acıyoruz. Evet böyle olmamak adına direnerek yaşıyoruz, bir yandan da daha ne kadar direnebiliriz diye kendimize sormadan edemiyoruz. Bu durum Dostoyevski'nin şu sözünü akla getiriyor; "Duvarı yıkmaya gücüm yetmiyorsa kendimi parçalayacak değilim elbette. Ama önümde duvar var diye boyun eğmeyi de kabullenemem." Neyse ki biz ne Dostoyevski'nin etkilendiği determinizmden ne de Freudyancı özgür iradeyi kısıtlayıcı fikirlerden uzak olarak yaşıyoruz. O yüzden "Ama bir yol ve bir yoldaş. Ne tabiat parçası, ne çiftlik hayali. Ne kaçıp gitmek, ne ekip biçmek. Sefer de içimde, tahammül de." Kitabın benzeri konusunda bir makale için linkteki yazıyo okuyabilirsiniz; magaradergisi.com/mansetler/1479-...
Ya Tahammül Ya Sefer
Ya Tahammül Ya SeferMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 201313,1bin okunma
bence okumalısınız, lütfen..
Bugün bir yazı ile karşılaştım. İlk gençliğini benim gibi hızlı ve öfkeli bir Müslüman genç olarak tanımlayan ama bu öfkesinin küffara bir sinek kadar zararı dokunmayan Müslüman gençlerin okumasını istiyorum. İslamcı kelimesini hususen kullanmak istemedim çünkü gerçekten kendime ve samimiyetime bu tanımı yakıştırmak dahi istemiyorum, hassasım. Samimiydik evet ama Hindistan’daki ezanın İngilizleri rahatsız etmeyiciliği kadar. “Evet, biz bu ülkede sistem değişsin, toplum değişsin, tarihimize, medeniyetimize, dinimize, geleneğimize bakış açısı değişsin istedik, küfretmesinler ecdadımıza istedik, elimize fırsat da geçti ama bu değişim en fazla bizi değiştirdi. Acaba değişim isterken mi kendimizi kandırıyorduk, değişimi gerçekleştirirken mi?” magaradergisi.com/mansetler/1479-...