Tevbe ve istiğfar
Yahyâ Aleyhisselâm bir gün iblis aleyhillâneyi gördü. Ona, “Sizin için insanlar kaç sınıftır?” diye sordu. İblis dedi ki: Üç sınıftır: Onlardan bir sınıf vardır ki; senin gibi günah işlemekten masumdurlar. Biz onlara hiçbir şey yapamayız. Bir sınıf var ki; onlar bizim elimizde, sizin çocuklarınızın elindeki oyuncak gibidir. Biz onlarla kolayca baş ederiz. Bir sınıf daha vardır ki; bunlar en çok uğraştıklarımızdır. Biz onlardan birine yönelip tam istediğimizi elde edecekken hemen o (işlediği günahtan dolayı tevbe ve) istiğfara koşar, ondan elde edeceğimiz şeyi bozar. Biz ondan asla ümitsizliğe düşmeyiz, ama istediğimizi de elde edemeyiz.
... “Bizi kırdılar” “yüreğim yaralı kuşum topla ve aç kanatlarını” 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta Pir Sultan Abdal’ı anma törenlerinde sekiz saat süren taciz, kuşatma, nihayetinde kundaklama ve dumanla boğulma sonucunda 33 aydın ve sanatçının katledilmesinin üzerinden 31 yıl geçti. 31 yıl, belgelemek için uzun bir süre. Aleviler olarak sözlü
Reklam
Üç-beş hatıra...
ㅤㅤㅤㅤ Sanırım henüz 5 yaşlarında falan idim... Mahallemizde boş bir arsa vardı, arkadaşlarla hep orada oynardık.. Çoçukluk işte.. Kavga edersin, dalaşırsın kızarsın bağırırsın.. Hüseyin'e "aptal" dersin, bazanda "manyak".. Diğer arkadaşlarlada arada böyle dalaşmalar oluyordu.. Ama yukardan sanki birisi bana kötü-kötü
Makam sahibi , parası olan birisi ile tanıştımı Mutlu olur . Dağılır . Koca koca adamlar küçük bir çocuk kıvamına gelir . Küçük orgazmlar yaşar." Genç arkadaşlara anlatayım ülke nasıl bu kadar biatçı ve adamcı oldu; Biz bugünlere bir günde gelmedik . Biat çocukluktan başlar bizim memlekette.Ben sıradan bir öğretmenin çocuğu idim . Annem
yıllar önce anarşist bir arkadaşım sınıf savaşını skeyim bizim başımızı kuşak çatışması yiyecek dediği için tartışmıştık, şimdi 1-2 adım daha oraya doğru kanalize oluyorum tabii bu kuşak farkının sınıfsal boyutu hala ön planda benim için.
İki Dil ,Bir Bavul
"İki Dil ,Bir Bavul Urfa'nın siverek köyündeki bir okula atanan Emre öğretmenin yaşadıklarını konu alan bir belgesel _film sınıf öğretmeni olan Emre öğretmen, atandığında okuldaki öğrencilerine okuma_ yazma öğretmek istemektedir .Lakin etnik açıdan Kürt olan öğrencilerinin Türkçe bilmeyişi yüzünden büyük bir Kültür şoku ile karşılaşmış olup öğrencileriyle iletişime dahi geçmemektedir hususiyle Türkiye'nin güneydoğusunda Yaşanan bu durum Emre öğretmen ,örneği üzerinden filmde oldukça güzel bir şekilde anlatılmaktadır .kırsal bölgelerdeki Kürt öğrencilerin daha fazla yaşamış olduğu problem kültür aktarımını engellemenin yanı sıra hayatı 1-0 yenik başlayan bu öğrencilerin ilerleyen hayatlarındaki akademik başarılarında doğrudan etkilemektedir filmde köyün sakinlerinden birinin Emre öğretmene söylediği şu söz manidardır. "sen buraya öğretmeye geldin ,ama aynı zamanda sen de öğreniyorsun ."Bizim de Emre öğretmen hikayesine öğreneceğimiz çok fazla şey olduğunu ifade edip bahsi kapatalım.
Reklam
638 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.