tüm sanatların özü şiirdir / ahmet uluçay
Tüm sanatların özü şiirdir. Mimarlar şiirini taşla yazar. Ressamlar renklerle, romancılar sözcüklerle yazar. Sinemacının şiiri görüntülerdir. Yunus Emre, Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal şiir yerine sinema ile söyleme olanağı bulsalardı mutlaka bizim gibi çekerlerdi.
359 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 days
Bir Ramazan programında katılımcılardan biri "büyük kimseleri anarken isimlerinden önce hazreti kullanırız, Hazreti Mevlana gibi ama konu Yunus Emre'ye geldi mi Bizim Yunus'tur O." deyince yüreğime düştü Yunus okumak niyeti. İskender Pala'yı severim, dilinin ağır olduğunu söyleseler de bu kitap için aynı kanaat de değilim. Ayrıca İskender Pala'nın bile dilini ağır bulurken Yunus Emre'nin şiirlerinin bu denli duru bir türkçeyle yazılmış olması sizce de çok ilginç değil mi? Kendisi 13. yüzyılda yaşamış olmasına rağmen şiirleri aramızdaki en güzel köprü. Kitabın sonunda şöyle diyor."O bir şiir demiş olmak için şiir demiyordu; o bir kalbe girmek için şiir diyordu. Onun şiiri sanatı için değil imanı içindi. Onun şiiri insan için, sevgi için, hoşgörü için, insanlık içindi." Şimdiye kadar yazmış olduğu şiirlerinin sayısı sorulduğunda ise "Sevgiliye gidecek hediyeyi saymak yakışık almaz, öyle değil mi ?"diyen güzel Yunus,"Biz gelmedik dava için, bizim işimiz sevda için, dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldik." deyip nice gönüller yapan Yunus,Peygamber (SAV) 63 sene yaşadı diye sonrasında yaşamayı haddi aşmak sayan Bizim Yunus sen ne güzel bir insansın. Yunus Emre'yi yakından tanımak bizim Yunus yapmak için okuyalım arkadaşlar. İncelememi de yine çok sevdiğim bir şiiri ile sonlandırmak istiyorum. Gelin tanış olalım, İşin kolayın tutalım Sevelim sevilelim, Dünya kimseye kalmaz
Od
Odİskender Pala · Kapı Yayınları · 202242k okunma
Reklam
Yunus Emre’nin dünyanın en büyük ozanlarından biri olduğuna kendisini yürekten inandırmıştı ama anlatmak istediklerini ve kimi heyecanlarının ardında gizli olan anlamı bambaşka özlemlerin peşinde koşan yaşıtlarımızın, yani öğrencilerinin pek azına önemsetebilmişti. Çünkü bizim yakada ve medenî insanlar (!) yetiştirmeyi amaçlayan okulumuzda sporda ya da matematikte başarılı olmak ya da daha eğlenceli bir dünyanın insanı olmak, herhangi bir yazarı tanımaktan, insanlar üzerine ciddi bir şekilde düşünebilmekten ve iki üç şiiri doğru düzgün içine sindirebilmekten çok daha önemliydi (!).
Necip Fazıl İçin Söylenenler...
«— Fransız edebiyatında Baudelaire, Verlaine nasıl bir yeni ürperişse bizim edebiyatımızda da Necip Fazıl o kadar başka bir görünüştür. Duyuş ve lirizm bakımından kendi içimizde hiçbir üstadı yoktur. Onun getirdiği duyguları Hâmit ve Fikret te bilmezlerdi. Gerçi bizim edebiyatımızda ötedenberi ferdî ruhun şiiri vardır, fakat Necib'in getirdiği yeni ürperişten mahrumdur. Garpte Hugo, Byron, Shakespare, bizde Hâmit, Fikret, Kemal, parlak ve gürültülü bir şiirin sahibidirler. Necip Fazıl'ın şiiri, Baudelaire'in, Verlaine'in ruhu gibi, gürültüden, sesten, hattâ tabiîlikten kaçan bir ruhtur. Bizim eskilerden Fuzulî ve Yunus onu biraz andırabilir.» / Vasfi Mahir KOCATÜRK
336 syf.
·
Not rated
Yunus Emre üzerine yazılmış kapsamlı bir kitap diyebilirim. Şuana kadar bu konu üzerine birkaç kitap okudum. Dizisini, filmini, belgeselini ve animasyonunu izledim. Bunlar hep kurgu şeklindeydi. Yalnız hiç birinde Yunus’u bu kitap da tanıdığım gibi tanımamışım. Bizim Yunus ne kadar hatam varsa hepsini yüzüme vuruyor. Bu da canımı yakıyor. Ama
Bizim Yunus
Bizim YunusMustafa Özçelik · Nar Yayınları · 201334 okunma
Tahammül Kalmadı.
Bakın, burası kitap okuyanların olduğu bir topluluk. Okuyan insanların başkalarının görüşüne saygılı olması gerekirken, kendinden olmayanı cahil gören, kendisi gibi düşünmeyeni saygısızca eleştiren, üslubuna dikkat etmeyen işi hakaret boyutuna taşıyan insanların olduğu bir uygulama olmaya başladı. Kitaplardan, edebiyattan konuşmak yerine toplumu ayrıştıran konularda tartışmalar başlatmak, insanların inançlarıyla dalga geçmenin maksadı ne olabilir gerçekten anlamıyorum. Farklı düşünüyor olabilirsiniz herkes aynı düşünmek zorunda değil fakat saygılı olmazsanız saygı göremezsiniz. Şimdi bunları yazdım ama edebiyatçılarimız bile bu ayrımı yapıyor kendi halkına aptal yakıştırmasını yapan halktan kopuk yazarları okuyan insanlardan birşey beklemek te bizim aptallığımız olsa gerek. İnsan önce kendini bilmeli, iletişime muhabbete açık olmalı, okuyan insan öğrenmeye açık olmalı ve en önemlisi mütevazi olmalı, kıymet bilmeli insanlara kıymet vermelidir. Bu satırları yazarken Yunus Emre'nin şu dizesiyle başlayan şiiri geliyor aklıma: İlim ilim bilmektir İlim kendin bilmektir Sen kendini bilmezsin Ya nice okumaktır Sürç-i lisan ettiysek affola, sadece uygulamayı amacı dışında kullanan hakaret ve küfür eden insanlar beni de tahammülsüzleştirdi...
Reklam
Geri18
88 öğeden 81 ile 88 arasındakiler gösteriliyor.