Bir Ramazan programında katılımcılardan biri "büyük kimseleri anarken isimlerinden önce hazreti kullanırız, Hazreti Mevlana gibi ama konu Yunus Emre'ye geldi mi Bizim Yunus'tur O." deyince yüreğime düştü Yunus okumak niyeti.
İskender Pala'yı severim, dilinin ağır olduğunu söyleseler de bu kitap için aynı kanaat de değilim. Ayrıca İskender Pala'nın bile dilini ağır bulurken Yunus Emre'nin şiirlerinin bu denli duru bir türkçeyle yazılmış olması sizce de çok ilginç değil mi? Kendisi 13. yüzyılda yaşamış olmasına rağmen şiirleri aramızdaki en güzel köprü. Kitabın sonunda şöyle diyor."O bir şiir demiş olmak için şiir demiyordu; o bir kalbe girmek için şiir diyordu. Onun şiiri sanatı için değil imanı içindi. Onun şiiri insan için, sevgi için, hoşgörü için, insanlık içindi." Şimdiye kadar yazmış olduğu şiirlerinin sayısı sorulduğunda ise "Sevgiliye gidecek hediyeyi saymak yakışık almaz, öyle değil mi ?"diyen güzel Yunus,"Biz gelmedik dava için, bizim işimiz sevda için, dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldik." deyip nice gönüller yapan Yunus,Peygamber (SAV) 63 sene yaşadı diye sonrasında yaşamayı haddi aşmak sayan Bizim Yunus sen ne güzel bir insansın. Yunus Emre'yi yakından tanımak bizim Yunus yapmak için okuyalım arkadaşlar. İncelememi de yine çok sevdiğim bir şiiri ile sonlandırmak istiyorum.
Gelin tanış olalım,
İşin kolayın tutalım
Sevelim sevilelim,
Dünya kimseye kalmaz