Bir şiir bırak kendine...
Biz Dilek balonlarının kocaman apartmanlara çarpıp kendisini yaktığı bir coğrafyada yaşıyoruz. Biz En içten dileklerimizi gömüp gökyüzüne emanet ettiğimiz dilek balonlarının soğuk ve ruhsuz siluetler tarafından toprağa gömüldüğü bir coğrafyada yaşıyoruz. Biz Dileklerin dilek balonlarıyla birlikte yakıldığı bir coğrafyada yaşıyoruz. Biz Sevdamızın sevda bilmeyenlerin tohumları tarafından yerin altına mahkum edildiği bir toprakta yaşıyoruz. Biz Her adımında yüreğimize baş baş sevda bilmez genç erkekler ve genç kızlar veren bu bereketli topraklarda hüküm sürüyoruz. Biz kanla sulanıp kanla sulayan bir toprağın filiz vermiş tohumlarız. Ve yine biziz Bu topraklardan sevda tohumu bekleyenler yine biziz. Biz umuduz,biz dileğiz,biz toprağız, biz biziz. Biz bizi sevmeyenlerden değiliz. Biz bizi terkedenlerden değiliz. Biz severiz,biz sarılırız. Biz merhametliyiz. Biz benzemeyiz bu toprakları kana bulayan sevda bilmezlere...
Türkiye Birincisi Asla yeterince iyi olamadım. Aileme, anneme babama, onların bana harcadığı paraya layık olamadım. Hayır, serseri değildim, geri zekalı da değildim, bir amacım da vardı ve bunu gerçekleştirmek istiyordum. Çalışkan olmak... istiyordum. Çalışkan olmak için oturup çalışmak lazım ben de biliyorum, söyledim ya geri zekalı değilim.
Reklam
Kadın hamile. Bebek erkekmiş. Aile mutlu çok mutlu. Bebek doğdu, pipisini gösterdi amcalara. Amcalarda bayram sevinci. Dünyanın en gerekli organını gördüler çünkü. Bebek terledi, çırılçıplak soydular, evde misafirlikte, mahallede böyle gezdi. Bu hakka sahipti çünkü pipisi vardı. Bebek biraz büyüdü. Sünnet olacak. Davullar, zurnalar,
408 syf.
7/10 puan verdi
“Kasabada kadınların evcil hayvan sahibi olmalarına izin verilmiyor. Evcil hayvanlar biziz.” Bir dünya düşünün; kadınların söz sahibi olmadığı, sadece üremek için kullanıldığı, kocalarından izin almadan gezemedikleri, şarkı söyleyemedikleri, gülemedikleri, bağıramadıkları bir dünya. Eh düşünmeniz çok da zor olmamış olsa gerek. Hikayenin bizim hikayemizden tek farkı, kadınların sihirle doğduğu ve bu sihiri kaybettikleri “Erdem Yılı” boyunca sürgüne gönderildikleri bir dünyada geçmesi. Erkek egemen bir ataerkil toplum; zekalarından, güçlerinden, erdemlerinden korkulan her yaştan kadınlar; doğuştan kirli, doğuştan günahkar kızlar. Başladığından tamamen farklı olarak devam eden bir hikaye, hiç sıkmayan, heyecanlandıran, merakla okunan, yer yer kalbinizi kıran ve farklı biten bir distopya. Ben normalde bu türü okumam fakat @setenaykrcy ‘ın eli değdiği için bir şans vermek isedim, iyi ki de okumuşum. Çok da güzel çevirmiş, dil cidden çok akıcı ve hikayenin ruhunu yakalamış Roland Deschain ‘O halde git, bundan başka dünyalar da var’ der, o başka dünyaları görmek isteyenlerin okuması gereken bir kitap.
Erdem Yılı
Erdem YılıKim Liggett · Yabancı · 20211,403 okunma
27 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.