Bluma Lennon ve Carlos Brauer..
Aralarındaki bağı yakalamaya can atacağımız iki güzel insan..
Birisi Emly Dickinson şiirleriyle hayatını kaybeden, diğerininse hayatından haber alamadığımız iki kahraman.
Orhan Pamuk, Yeni Hayat'ında "Bir kitap okudum ve hayatım değişti." diyerek az bile söylemiş. Öyle az ki Carlos ve Bluma ile bunun
Düğmenin yerini fermuar alır...
Bu alıntın aslında kitabın temel mantığını anlatıyor. Kitaplardan, daha doğrusu kağıt üzerinden alınan bilgiden, görsel ve işitsel bilgiye giden bilgi evrimini anlatıyor kitap.
Kitap okumanın yasak olduğu hatta kitapların yakıldığı bir gelecekte konumuz. Olay şu; eğer siz sadece görür ve işitirseniz, ne görür ve işitirseniz ona inanırsınız. Nitekim çok doğru bir kurgu. Şöyle ki kitaplar size gösteremez nasıl olduğunu anlatır siz ona göre hayal gücünüzle görseli görür ve en önemlisi tamamlarsınız. Videolar öyle değildir ama ne gösterilmek isterse onu gösterir size, sizin de bir şey düşünmenize gerek kalmaz. Büyük olasılıkla da zamanla başka şeyleri de düşünmezsiniz. (bkz: gündüz kuşağı izleyicisi)
Neyse kitaba dönelim, tabi bu bilgi evrim olayını ütopya gibi gösterip, okuyucunun distopya olarak görmesine dayalı bir anlatım var. İşte bu kısımda kitabı bir çok kişi gibi bende 1984'e benzetiyorum.
Kitap gelecekten bahsediyor ve yazıldığı tarihe bakarsak da doğru bir öngörü sağlamış. bunun en basit örneği internet kitlesi bloglardan, videolara kayıyor iyice. Youtube dolayısıyla bunun en iyi göstergesi.
Çevirmen olaraksa, Dost Körpe çevirisini hiç beğenmedim daha güzel çevirilere yönelirseniz çok seveceğiniz bir kitap olacaktır.
Bir de güzel bir not: kağıdın yanma sıcaklık: fahrenheit 451.
en iyi yayınevlerini sıralarken çeviri, fiyat, editörlük, dizgi, baskı, ulaşılabilirlik, kitap seçimi gibi faktörlerden sadece birini alıp "en iyi" sıfatını bunun üzerine kurgulamak haksızlık olur.
benim naçizane değerlendirmelerim şu şekilde: (sayılar sıralama amacıyla değil okurken kolaylık olsun diye. yanlış anlaşılmasın)
1-
MESNEVÎ
Mevlânâ'nın Mesnevî'si "mesnevî”34 tarzıyla yazıldığı için bu adla anılmaktadır. Mevlânâ, Mesnevî'sinde eserini "Mesnevî" / "Hüsâmî-nâme" / "Saykalü’l-ervâh” (Ruhların Aynası) gibi sıfatlarla anmasına rağmen, ona özel bir isim vermemiştir. Buna rağmen Mesnevî-yi Ma’nevî eserin tam ismi olarak kabul edilir;
Okuyan insanları küçümseyen insanlar da var, hangi hakla?
Bkz: Deli misin durmadan kitap okuyorsun? Kağıt kalem elinden düşmüyor vb. saçma sapan cümleler kuran, nereye çatsam da cahilliğim gün yüzüne çıksa diye düşünen insan müsveddeleri.
“Senden bir şeyi men etmesine üzülmen onu hakkıyla anlayamadığındandır.” (81)
Dipnot:
(81) Allah Teâlâ’nın insanların eliyle sana eziyet vermesinin nedeni insanlara güvenmemek içindir. Her şeyden incinmenin nedeni onlardan uzak kalmak içindir. İmam Gazzâlî kaddese’llâhü sırrahu’l‐aziz buyurdu ki;
“Karınca, kâğıt üzerindeki yazıları görünce, bunları kalem yazıyor, der; çünkü başını kaldırıp yukarıdaki parmakları, eli ve bunları harekete geçiren iradeyi, insanı, sonra insanda irade, kudret yaratanı görmez. İnsanların çoğu da, en aşağı, en yakın sebebi görmektedir.” (Gazzâlî, İhyâ., cilt: I, s. 34. Aynı örnek için bkz. Gazâlî, Kimya‐yı Saâdet, s. 42.)
NFK'in hayatından ve herhangi bir edebi/sanat eserinden bahsetmek benim için çetrefilli bir iştir. Zordur. Hayatının çetrefilli ve bunun da büyük ölçüde eserlerine yansımış olmasındandır. Çetrefilliden ne anlaşılacağı umrumda olmasın istiyorum. ( :))
"Reis Bey"i okuduktan sonra hemen gözüme çarpan bir "eksiğine" değinmek