“Siz öyle bir zamanda yaşıyorsunuz ki sizden biriniz emrolunduğu şeylerin onda birini terk etse helâk olur. Sonra öyle bir zaman gelecek ki sizden kim emrolunduğu şeyin onda birini yapsa kurtulur.” (Tirmizî, Fiten, 79/2267)
*
“Öyle bir zaman gelecek ki o zaman şu üç şeyden daha kıymetli birşey olmayacaktır: Helal para, can u gönülden arkadaşlık
Servetin ve özgürlüğün olduğu yerde, insanlar katı ve adaletsiz buyruklara boyun eğmeyi zül sayar. Buna karşın yoksulluk ve kıtlık insanları köreltir, uysallaştırır ve isyana hazır cüretkâr ruhları eze eze öğütür.
İnsan nasıl düşünürse gerçekte öyle algılamaktadır.“632 Diğer bir ifadeyle her bilinç durumu, kendi gerçeklik tanımını ortaya çıkarmaktadır. Böylece algıladığımız gerçeklik, bilinç durumumuzu yansıtmaktadır.633
Mevhûm benlik algısının, eşyâyı olumsuz algılamasının bir diğer nedeni, Mevlânâ’ya göre şudur: İnsanın ten ciheti, fânî ve değişken
İnsanın başına elinde olmadan bazı musibetler de gelebilir. Bunların önemli hikmetleri vardır. Hz. Peygamber (sav) bir gün Medine’de şöyle buyurmuştu:
“Müslümana yorgunluk, hastalık, düşünce, hüzün, acı, gam, hatta diken batmasına kadar ne gelirse gelsin, Allah bunlarla ancak onun hatalarını örter.'' (Umâre, s. 375, nr. 607; (Buhari, merda
Peygamber efendimizin doğduğu şehir. Müslümanların kıblesi olan Kâbe-i muazzamanın içinde bulunduğu, İslâm âleminin merkezi olan mukaddes belde.
Mekke-i mükerreme şehri; Arabistan yarımadasının batısında, Kızıldeniz’in doğusunda, 21°-30° kuzey enlem, 20°-40° doğu boylam dereceleri arasında yer alır. Denizden yüksekliği üç yüz altmış metredir.