evde kaldığım ve kitap okumaya bolca zaman ayırabildiğim bu günlerde mahşer gibi bir romana başladığım için mutluyum. Gerçekten de okumak için en doğru zamanı bulmuşum.
İnsan incindiğini fark etmiyorsa belki de acı çekmiyordur, diye düşündüm. Yanılmışım. Daha önce de yanıldığım oldu, ama hiçbiri bu kadar büyük bir yanılgı değildi.
"Sevgili" yoktu, "Sevgiler, annen" yoktu. Sadece yeni bir diş fırçası, diş macunu ve parfüm vardı. Gerçek sevgi bazen kör olduğu kadar dilsiz de, diye düşünmüştü.
Az önce başıma gelen olaya ben bile inanamıyorum. Sabah alabileceğim kitaplara bakarken elim yanlışlıkla değdi ve bazı kitapları sepete attı. Hesap açık olmadığı için sepeti kaydedebileceğini düşünmedim ve silme gereği duymadım. Ancak hesap açıkmış! Annemler de tesadüfen görüp almaya karar vermişler. Almayı daha çok istediğim kitapları bir süre alamayacak olmama mı üzülsem yoksa hesapta yokken gelen kitaplara mı sevinsem bilemiyorum.
Yazarın okuduğum ilk kitabı, yazarla ilgili pek bir bilgim de yok. Kitap bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar karakterler arasında geçiyor. Kitapta herkes ya aldatılmış ya da aldatmış, geri kalanlar da ilişkideki 3. kisi. Kitabın türü gerilim olmasına rağmen gerilimle alakası yok. Bu konu daha iyi işlenebilir, araya farklı karakterler katılabilir, en azından mevcut karakterler derinleştirilebilirdi. Lisedeyken alıp okumadığım bir kitaptı, keşke lisedeyken okusaydım. O zaman belki de okurken zevk alabilirdim. Kitabın bir de filmi var, film çok büyük hayal kırıklığı. Kitapta olmayan, sırf izlenme olsun diye gereksiz erotik sahneler sıkıştırmışlar araya.