Şu ana kadar okuduğum romanlar içerisinde bir karakterin hislerinin en çok bana geçtiği kitap olabilir. Öyle ki kalbim adeta sıkışma noktasına geliyordu. Kitabın ilk çeyreğinden son 50 sayfasına kadar buhranin betimlemeleriyle süren tarzı özellikle aşkı tatmış kişileri ve maalesef aşkın getirdigi supheciligi de tatmış kişilerin her dakika kalbine hançer indiriyor. İnanılmaz bir yazım gücü, bu kitabı kötü eleştirip kötü bir şeyler söyleyebilmem için ancak ya Proust'a denk ya da ondan daha üstün bir yazar olmam gerekir ki hakkım olabilsin diye düşünüyorum.