BM Genel Kurulu Konuşması-1994
Ülke topraklarının %70 i savaşın daha ilk aylarında işgal edilmiş, 200.000'den fazla sivil öldürülmüş, ülke sakinlerinin 1.000.000'dan fazlası (yani nüfusun dörtte biri) evlerini terk etmeye zorlanmış, yüzlerce kasaba ve köy harabe haline gelmiştir. Dolayısıyla bu iki ordu arasındaki klasik bir savaş olmamıştır. Bu, bir ordunun sivillere karşı savaşı olmuştur. Soykırımin ve kültürel ve dini yapıların eşi benzeri görülmemiş yıkımının eşlik ettiği bir savaş. Dünya bu barbarlığa gereken cevabı vermemiştir. Dünya ya saldırının gaddarlığından dehşete kapıldığından, ya ahlaken ve psikolojik olarak hazırlıksız olduğundan ya da yalnızca kendi çatışan menfaatlerine dalmış olduğundan, sadece kafası karışık ve kararsız gözükmüştür. Avrupa'nın kalbindeki yeni toplama kamplarına ilişkin görüntü ve haberler ortaya çıktığında bile, kamuoyu şoke olmuş fakat sorumluluk mevkilerindeki insanlar büyük ölçüde sessiz kalmışlardır. Onbinlerce insan bu toplama kamplarında öldürülmüştür; daha binlercesi de kaybedilmiştir. Saldırılar zalimleştikçe, dünya daha da fazla tereddüt göstermiştir. Özgür dünya özgürlüğü savunmamış ve korumamıştır.