Ordu ili şivesi.
Ordulu ; Tuzlu Olmuş demez Çor olmuş der Ordulu : Uyuşuk demez Sömelek der Ordulu : Kaybettim demez Yitüdüm der Ordulu : Böbrek demez Boorek der Ordulu : Evet demez Helbet der Ordulu : Şekilsiz demez Gılıksız der Ordulu : Koş demez Yeriş der Ordulu : Yukarı demez Oharı der Ordulu : Elbisemi giyim demez Eenimi giyim der Ordulu : Sus konuşma
Yahya Kemal Beyatlı
"..Doktorlara sorarsanız karaciğer mükemmel, kaIp mükemmeI, böbrek mükemmeI, tansiyon mükemmeI! YaInız ben berbat bir haIdeyim.."
Reklam
Bi Yerde Bu Yaziyi Okudum.Gercekten Çok Etkiledi Beni ve Siz Değerli 1K ailesi ile Paylasmak İstedim. Adım Muhammet. On dokuz yaşındayım. Atık kağıtlar topluyorum ve Kızılay`dan Ulus`a kadar üç kez yürüyerek gidip geliyorum her gün. Beş arkadaşımla kalıyorum iki göz odalı bir evde. Onlar atık kağıt toplamıyor; Mevlüt inşaatta çalışıyor mesela,
Endülüs Abdüsselam : ( 1926 - 19 ) Pakistanlı Fizik Bilgini İlk nobel ödülü alan müslüman bilim adamı. Ahmed Bin Musa : ( 10 yüzyıl ) Sistem mühendisliğinin Öncüsü. Astronom ve Mekanikçi. in Hocasıdır Ali Bin İsa : ( 11 yüzyıl ) İlk defa göz hastalıkları hakkında eser veren müslüman bilim adamı. Ali Bin Rıdvan : ( ? - 1067 ) Batıya tedavi
İnsanlar ilginç değil mi? Vahşi hayatı öldürüyorlar- kuşları, geyikleri, her türden kedi, tilki, kunduz, dağsıçanı, fare, çakalın milyonlarcasını kendi besi hayvanlarını ve onların yiyeceklerini korumak için öldürüyorlar. Ardından milyonlarca besi hayvanını öldürüp onları yiyorlar. Bu da milyonlarca insanı öldürüyor; çünkü bu hayvanları yemek kalp krizi, kalp hastalığı, böbrek hastalıkları ve kanser gibi sağlığı bozan ve ölümcül sağlık koşullarına sebep oluyor. Ardından insanlar bu hastalıkların tedavisini bulmak için milyonlarca hayvana işkence edip onları öldürüyor. Başka yerlerde ise milyonlarca insan açlıktan ve kötü beslenme sonucunda ölüyor; çünkü yiyebilecekleri gıdalar, besi hayvanları kilo alsın diye kullanılıyor. Bu arada çok az insan, bu kadar kolayca ve şiddetle öldüren insanların senede bir kez "Dünyada Barış” için dua eden kartlar yollamasının saçmalığını farkedebiliyor. C. David Coates “Old MacDonald’s Factory Farm”
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
932 öğeden 921 ile 930 arasındakiler gösteriliyor.