''Devletin Altı Kitabı'' Yazarı Bodin, 16.yy.
''Her ülkede bilgeler ve erdemliler pek az sayıdadırlar. Öyle ki çok defa, en sağlam ve en değerli insanlar, tedbirsiz bir halk hatibinin veya hayâsız bir politikacının ihtirası yüzünden çoğunluğun baskısına boyun eğmek zorundadır. Oysa hükümdar bu değerli azınlığı koruyabilir, kâmil ve dirayetli kimseleri işbaşına getirebilir. Halbuki halk veya zâdegân hükümetlerinde ister istemez akıllılar da, deliler de meclise girer".
Sayfa 194Kitabı okudu
Biz , tıpkı çocukların yaptığı gibi , Işık saçmalıyız.
Reklam
16. yüzyılda Fransa'da en üstün güç olarak akıl tarafından yönetilen bir hayat anlayışı yeniden ileri sürülmüştü. Montaigne bunu bireysel hayata, Bodin ulusların hayatına uygulamış, De l'Hôpital de siyasette uygulamıştı. Yazılarındaki bazı kuşkucu bölümlere karşın, bu düşünürlerin çalışmaları, dinin yerine en yüksek zihinsel otorite olarak aklın geçirilmesine katkıda bulunmuştu.
Toplum kamusal alana ilk olarak mülk sahipleri kılığında ve servetlerinin kendilerine kamusal alana girme hakkını verdiği gibi bir iddiadan ziyade, servet birikimi için kamudan korunma talep ederek girdi. Bodin'in sözleriyle, yönetim krallara, mülkiyet ise tebaaya aitti; kralların görevi, tebaanın mülkiyetinin çıkarına göre yönetimde bulunmaktı. Son zamanlarda ifade olunduğu gibi "commonwealth [devlet], common wealth [kamu yararı, ortak zenginlik] için vardı."
Sayfa 118 - İletişim Yayınları
Fazlasıyla eleştirel
Ne Bodin,ne Tocqueville,ne de Montesquieu!Hepsinin de aptal olduğunu düşünüyordum.Hele Platon ismindeki dünyanın okuma yazma bilen ilk faşisti!Hepsi de üzerinde fikir bile yürütemeyecekleri bir konuda,insan yönetmek,halk yönetmek hakkında yazmışlardı.Unuttukları o kadar çok şey vardı ki.İnsanın içinde patlayan volkanları eş geçmişlerdi.Dünyada ideal bir düzen kurulamayacağını anlamamışlardı.
Dansa Davet kitabı :)
Paracelsus'un en şehvetli dans dediği Aziz Vitus Dansı hastalan, ölene ya da iyileşene dek dans ederler. Bu şekilde adlandırılmasının nedeni, bu hastalıktan mustarip olanların Aziz Vitus'un yerine gidip yardım dilenmeleridir; orada da biraz dans ettikten sonra bu hastalıktan tamamen kurtuluyorlarmış. Hastaların ne uzunlukta, nasıl ve nelerin üstünde dans ettiklerini duymak pek garip doğrusu; hamile kadınlar bile (bebeklerine zarar vermeden tabii ki) bazen o kadar uzun süre dans ederlermiş ki, sonunda ellerini ayaklarını hareket ettiremez ve ölü gibi dururlarmış. Kırmızı giysiler içinde olan kişilere tahammül edemezler. Müziği her şeyden üstün tutarlar; öyle ki Almanya'daki yargıçlar hastalara müzisyen ve onlarla dans edecek coşkulu partnerler tutarlarmış. Schenkius'un anlattıklarına ve Paracelsus'un Delilik kitabında birkaç kişiyi tedavi ettiğini söyleyerek övünmesine bakılırsa, bu hastalık en çok Almanya' da görülmektedir. Felix Platerus, Basil'de yaşayan ve tam bir ay dans eden bir kadının haberini verir. Araplar bu hastalığı bir çeşit felç olarak tanımlarlar. Bodin, de Republica184 eserinin birinci cildinin beşinci bölümünde bu hastalıktan bahseder; siz de bu konuda daha çok okumak isterseniz, Monavius'un Scoltzius'a olan son mektubunu ve Dudithus'a yazdığı bir diğer mektubu tavsiye edebilirim.
Sayfa 95 - Aylak Adam YayıneviKitabı okudu
Reklam
208 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.