Vahdettin'in İngilizlere hoş görünmek için izlediği politika, devlet yerine kişisel çıkarları tercih etmesi açısından ibret vericidir. Son Padişah, İngilizlere şirin görünmek için Boğazlıyan Kaymakamı'nın idam hükmünü, 1919'da Türk halkının idam kararına karşı yaptığı yoğun protestolarına rağmen onaylar. Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal Bey, Ermenilerin tehcirinde suçlu olduğu yalanıyla, İngilizlere yaranmak için tutuklanır ve idama mahkûm edilir. Vahdettin, Şeyhülislam'a şunları söyler:
"Mahkeme hükmünü okudum… Siz de okuyunuz. Bu adamın suçu sabittir, hükmün onayında tereddüt etmiyorum… Lakin bu yoldaki hükümler devam edecek… İş intikam ve karşılık verme şeklini alabilir… Her ne kadar bu kararın hafifletilmesi hukukta var ise de, kayırma, koruma anlamı verilebilir… Bu da şu siyasi durum içinde doğru olmaz!"
Vahdettin, suçsuz, günahsız sadece görevini yapan Boğazlıyan Kaymakamı'nın idamını bu şekilde onaylar İdam Fetvası, idamından bir gün sonra gelir.
Padişah ve onun Sadrazamı Damat Ferit, İngilizlere yaranmak için, düzmece mahkemeyle Boğazlıyan Kaymakam Mehmet Kemal Bey'i idam ettirirler.
Masum Mehmet Kemal, 10 Nisan 1919'da Beyazıt Meydanı'nda asılır.
Son sözleri şöyleydi:
"Sizlere yemin ederim ki ben masumum!… Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer adalet buna diyorlarsa, kahrolsun böyle adalet!"