Son 10 gündür bu kitapla yatıp kalkıyorum desem yalan olmaz... Okuma serüvenimde bu kitap bir kilometre taşı oldu benim için. Nedenlerini dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım. Çünkü anlatacak gerçekten çok şey var bu kitapla ilgili. Hepsini bir incelemeye sığdırmak mümkün olamayacağı için kendimce önemli gördüğüm bazı konuları masaya
"Gerçek bir hayat hikâyesi olarak değil, gülüp geçtiğin basit romanlar gibi oku beni. Bir iz kalsın ardımda, ama okunduğu anda unutulacak bir iz. Unutulmayacak bir iz bırakan adamlardan değilim."
demişti günlüğünün ilk sayfalarında Ekmel Bey. Açıkçası O'nu da diğer günlüklerin sahibi Derya'yı da basit bir roman gibi okumak
"İnsan beyni onu anlayabileceğimiz kadar basit olsaydı, o zaman da biz onu yine anlayamayacak kadar aptal olurduk."
Yine bir inceleme yazmadan diğer okurların yazdığı güzel incelemelere göz gezdirdim. Dolayısıyla kitabın içeriğini, konusunu ve kahramanlarını bu incelemeden öğrenemezsiniz çünkü yazmadım. Bunun için diğer incelemelere göz
2022/2. Kitap: Hakkâri'de Bir Mevsim
Ferit Edgü’den Cahil ve Yazmak Eylemi (Bir Toplumsal / Siyasal Olay Üzerine 101 Çeşitleme)'nden sonra okuduğum 3. kitap…
Hakkâri'de Bir Mevsim; iki ana bölüm ve bu bölümlerin alt bölümlerinden oluşan 250 sayfalık, şiirsel bir roman...
Hakkâri'de Bir Mevsim; bildiğiniz romanlardaki gibi
"Herkes için ve hiç kimse için bir kitap!"
Böyle karşılıyor eser sizi.
Daha o an anlıyorsunuz içine atılacağınız maceranın hiç de kolay bir macera olmadığını...
Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Eseri elinize alıp, okuyup bitireyim şeklinde başlamanız oldukça yanlış olacaktır. Bunu akıcı değil anlamında söylemiyorum kesinlikle.
İnsanlığın ilk çağlarından beri kullanmaya ve korumaya çalışıp geldiğimiz "yaratma özgürlüğü" şimdilerde alabildiğine daraltılmakta, ülkemiz boğucu bir havanın içine gömülmek istenmektedir.
Sayfa 1 - Literatür Yayınları - 29. Baskı 2019Kitabı okudu
"Günler akıp gidiyordu, şekilsiz ve gerçekdışı."
Geçmişiyle bağı kalmayan birinin, geleceğe karşı umudu olabilir miydi?
Yazardan okuduğum ilk kitap Iza'nın Şarkısı. Sade ve akıcı ancak etkileyici bir dille kaleme almış yazar eserini. Etelka adlı yaşlı bir kadının içsel savaşını ve belki de kendini bile tanıyamamış olan Iza'nın hikayesi
Bir avcı için yaralı avının kokusu kadar heyecan verici bir şey olamaz. Neredeyse kanlı hayvanın, kirletilmiş etin kokusu burnuma kadar geliyor. O nasıl gecenin havasını soluyorsa ben de onun kokusunu soluyorum. Onun kokusunu.
Pencereyi gürültüyle kapatıyor. Kendisine topu topu birkaç derin nefes taze hava izni vermiş. Boğucu küçük evinin ıztırabına geri dönüyor.
Kısa bir süre sonra hayal kırıklığını kabul edip uzaklaşıyorum. Onu bütün gece o fırın gibi yatak odasında terlemeye bırakıyorum. Yarın daha da sıcak olacağını söylüyorlar.
İnsan masaya oturduğunda zeytin-ekmekle veya bir tas çorbayla da doyar doymasına... Lakin eğer çok sevdiğiniz bir yemek önünüze geldiyse, orada hissedilen şey doygunluktan bir tık öte, farklı bir histir. Masada geçirilen süre uzar, önce uzun uzun bakışlarla gözler doyurulur... Ağıza alınan her lokma fazladan bir tur daha döner damakta...
İşte o